SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 2979 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنِي يُونُسُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ حَدَّثَنَا جُبَيْرُ بْنُ مُطْعِمٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَقْسِمْ لِبَنِي عَبْدِ شَمْسٍ وَلَا لِبَنِي نَوْفَلٍ مِنْ الْخُمُسِ شَيْئًا كَمَا قَسَمَ لِبَنِي هَاشِمٍ وَبَنِي الْمُطَّلِبِ قَالَ وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ يَقْسِمُ الْخُمُسَ نَحْوَ قَسْمِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَيْرَ أَنَّهُ لَمْ يَكُنْ يُعْطِي قُرْبَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا كَانَ يُعْطِيهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَكَانَ عُمَرُ يُعْطِيهِمْ وَمَنْ كَانَ بَعْدَهُ مِنْهُمْ

 

Said b. El-Müseyyeb'den demiştir ki: Cübeyr b. Mutim (şöyle) demiştir:

 

Rasûlullah (s.a.v.) (ganimet mallarının) beşte bir(in)den Haşim oğullarıyla, Muttalib oğullarına hisse ayırdığı gibi Abdişşems oğullarıyla Nevfel oğullarına ayırmadı.

 

(Zührî) dedi ki, Ebû Bekir (ganimet mallarından ayrılan) beşte bir hisseyi (hak sahipleri arasında) aynen Rasûlullah (s.a.v.)'in taksimi gibi taksim ederdi. Fakat (bu hisse'den) Rasûlullah'ın verdiği gibi o'nun yakınlarına (bir pay) vermezdi. Ömer de onlara (bir hisse) verirdi. Ondan sonra (halife) olan (Hz. Osman) da, O humus'tan (onlara bir pay) verirdi.

 

 

İzah:

Enfâl sûresinin kırkbirinci âyeti, ganimetten ayrılan mallanndan Hz.Nebiin yakınlarının da hakkı bulunduğuna açıkça delalet etmektedir. Ulemanın bu mevzudaki görüşlerini şu şekilde özetlemek mümkündür.

 

1. İmâm Şafiî'ye göre bu beşte bir hisseyi Hz. Nebi, a- Yakınları, b- Öksüzler, c- Yoksullar, d- Yolda kalmışlar arasında bölüştürürdü.Hz. Pey­gamberin vefatından sonra da yine onun yakınlarına hisse verilir. Hz. Pey­gamberin hissesi de onun yerine geçen halifeye verilir.

 

2. Malikiler de bu görüştedirler.

 

3. Rey sahiplerine göre, Hz. Nebi vefatıyla bu mallardan hem kendi hissesi hem de akrabalarının hissesi düşmüştür. Bu bakımdan humus yok­sullarla, öksüzler ve yolda kalmışlar arasında paylaştırılır. Hz. Peygambe­rin akrabasından olan yoksullarla öksüzler ve yolda kalmış olanlar da aynen diğer yoksullar, öksüzler ve yolda kalmışlar gibi bu haktan yararlanırlar.

 

Bu üç sınıftan yalnız bir sınıfa vermek te caizdir.[Davudoğlu Ahmed, İbn Abidin VIII-416.]

 

na hisse verdiği halde, Nevfel oğullarıyla Abdüşems oğullarına vermemesinin sebebi, ulema arasında farklı şekillerde açıklanmıştır. Şâfiîlerden bazılarına göre, Hz. Pey­gamberin akrabalarına hisse verilmesinin sebebi ikidir. Birincisi, Hz. Pey­gambere yakınlıkları, ikincisi de, Hz. Nebie ve İslamiyete hizmetleridir.

 

İşte Haşim oğullarıyla Muttalib oğullarında bu şartların ikisi de bulunduğu için, Hz. Nebi onlara hisse vermiştir. Nevfel oğullarıyla Abdüşems oğul­larında, birinci şart varsa da ikinci şart olmadığı için onlara hisse vermemiş­tir. Şevkâni'nin açıklamasına göre, aslında akrabalık kelimesi geniş kapsamlı bir kelimedir. Hz. Nebiin sünneti onu tahsis etmiştir.

 

Bir önceki hadisin şerhinde geçen açıklamalar da bu hadise açıklık ge­tirdiğinden, bu hadisle ilgili açıklamamızı burada kesiyoruz.