NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
خَالِدٌ
حَدَّثَنَا
سُهَيْلُ
بْنُ أَبِي
صَالِحٍ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لَأَنْ
يَجْلِسَ
أَحَدُكُمْ
عَلَى جَمْرَةٍ
فَتُحْرِقَ
ثِيَابَهُ
حَتَّى تَخْلُصَ
إِلَى
جِلْدِهِ
خَيْرٌ لَهُ
مِنْ أَنْ
يَجْلِسَ
عَلَى قَبْرٍ
Ebû Hureyre'den demiştir
ki: Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurdu:
"Birinizin kor
üstüne oturup da (o kor'un) elbisesini yakıp ta tenine kadar işlemesi, kabir
üstüne oturmasından daha hayırlıdır."
İzah:
Müslim, cenâiz; Nesaî, cenâiz;
İbn Mâce, cenâiz; Ahmed b. Hanbel 11-311, 389, 444, 528.
Abdest bozmak için
olmayıp sadece dinlenmek maksadıyla bile olsa kabir üzerine oturmak doğru
değildir. Çünkü kabir üzerine oturmak, orada yatan müslümanin hakkına riayet
etmemek.ve onu rahatsız etmektir. Nitekim Said b. Mansur'un İbn Mes'ud'dan
rivayet ettiği bir haberde bu husus şöyle ifade buyuruluyor: "İbn Mes'ud'a
kabirleri çiğnemenin hükmü soruldu da (şöyle) cevap verdi: Bir mü'minin
cesedine hayatında yapılan işkence ile, ölümünden sonra yapılan işkence
arasında bir fark yoktur."
Bazıları bu hadis-i
şerifte yasaklanmak istenen kabir üzerindeki oturmaktan maksadın orada yas
tutmak gayesiyle oturmak olduğunu söylemişlerdir. Metinde geçen
"kabr" kelimesinin nekre olması, kabir üzerine oturma yasağının
sadece müslüman kabirlerine mahsus olmayıp, zımmilerin kabrine de şamil
olduğunu belirtmek içindir. Bu "kabir" kelimesinin İbn Mâ-ce'nin
Sünen'inde "müslüman kabri" şeklinde mukayyed olarak rivayet edilmiş
olması ise sözkonusu yasağın sadece müslüman kabirlerine mahsus olduğunu ifade
etmek için değil, kabrin şerefini ve saygıya layık olduğunu ifade içindir.
Binaenaleyh bu yasak hem müslüman kabirleri hem de zımmi kabirleri için
geçerlidir.
Kabir üzerine oturma
yasağının hükmü âlimler arasında ihtilaflıdır. Bu mevzudaki, görüşleri şu
şekilde özetlemek mümkündür:
1. Zahiri âlimlerinden
İbn Hazm, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifin zahirine dayanarak kabir
üzerinde oturmanın haram olduğunu söylemişlerdir.
2. Cumhur ulemaya göre,
büyük yada küçük abdest bozmamak şartıyla kabir üzerine oturmak haram değil,
mekruhtur. Fakat abdest bozmak için kabir üzerine oturmanın haram olduğunda
ittifak vardır.
Cumhura göre, kabirler
üzerinde yürümek ve onlara yaslanmak da hüküm bakımından kabir üzerine oturmak
gibidir. Çünkü İbn Mace'nin rivayet ettiği "Yemin olsun ki, bir ateş
parçası veya bir kılıç üzerinde yürümem yahut da ayakkabımı ayağımla dikmem
bana bir müslümanın kabri üzerinde yürümemden daha sevimlidir."[İbn Mâce,
cenâiz] mealindeki hadis-i şerif kabir üzerinde yürümenin kerahetine delalet
ettiği gibi Ahmed b. Hanbel'in sahih senedle Amr İbn Hazm'dan rivayet ettiği
"Rasûlullah (s.a.v.) beni bir kabre dayanmış halde görünce - Bu kabrin
sahibine eziyet etme- buyurdu" mealindeki hadis-i şerif de kabirlere
dayanmanın kerahetine delalet eder. Ancak zaruret halinde kabir üzerine
oturmakta bir sakınca yoktur.
3. Malikilere göre,
kabir üzerine oturmakta hiçbir sakınca yoktur. Delilleri ise "Ali b. Ebi
Talib mezarlara başını koyar ve üzerine uzanırdı"[Muvatta, cenâiz]
mealindeki hadis-i şeriftir. Bu hadis-i şerifi sahih bir senetle Hanefi imamlarından
Ebû Ca'fer et-Tahavî de rivayet etmiştir.
Malikilerin bu
mevzudaki delillerinden biri de Nafi'nin "İbn Ömer kabirler üzerine
otururdu" mealindeki sözüyle Ebû Ca'fer et-Tahavi'nin Muhammed b. Ka'b
el-Kurazî yoluyla Ebû Hureyre'den rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir:
"Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: Küçük veya büyük abdest bozmak için bir
kabrin üzerine oturan kimse, ateş üzerine oturan kimse gibidir."
Ebû Ca'fer
et-Tahavi'nin açıkladığı gibi, İmam Malik bu hadis-i şeriflere dayanarak
"Büyük ya da küçük abdest bozmamak şartıyla kabirler üzerine oturmakta
hiçbir sakınca olmadığını" söylemiştir. Ancak Menhel yazarının beyanına
göre, Maliki mezhebinin meşhur olan görüşüne göre, üzerine tavan şeklinde yahut
da deve hörgücü şeklinde toprak yığılmış olup, önünden yol geçen ve ilk
bakışta içinde cenaze kemikleri bulunduğu anlaşılan bir kabrin üzerine oturmak
mekruhtur. Bu özellikleri taşımayan bir kabrin üzerine otufmakta ise bir
sakınca yoktur.
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerifteki kabirler üzerine oturmayla ilgili yasağı, sadece kabirler
üzerine abdest bozmak için oturmaya inhisar ettirmek asla doğru değildir.
Çünkü, kabirler üzerine abdest bozmak için oturmanın yasaklanmış olması,
kabirler üzerine başka bir maksatla oturmanın da yasaklanmış olmasına mani
değildir. Bu mevzuda gelen hadislerdeki hadislerin genel ifadeleri abdest
bozmadan kabir üzerine oturmanın da mekruh olduğunu ifade eder. Kabir üzerine
abdest bozmak üzere oturmanın mekruh olduğunu ifade eden hadislerse sözü geçen
genel ifadeleri tahsis etmeye elverişli değildir.