SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3092 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ بَكَّارٍ عَنْ أَبِي عَوَانَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ أُمِّ الْعَلَاءِ قَالَتْ عَادَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَنَا مَرِيضَةٌ فَقَالَ أَبْشِرِي يَا أُمَّ الْعَلَاءِ فَإِنَّ مَرَضَ الْمُسْلِمِ يُذْهِبُ اللَّهُ بِهِ خَطَايَاهُ كَمَا تُذْهِبُ النَّارُ خَبَثَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ

 

Ümmü'l-Ala'dan demiştir ki:

 

Rasûlullah (s.a.v.) beni hasta iken ziyaret etti ve

 

"Ey Ümm'l-Ala sana müjde (ler olsun) çünkü ateşin altın ve gümüş'ün paslarını giderdiği gibi bîr müslüman'ın hastalığı da onun günahlarını giderir " buyurdu.

 

 

İzah:

İbn Mace, tıb

 

Münzirî'nin hasen olarak nitelendirdiği bu hadis-i şerif, şu hükümleri içine almaktadır:

 

1. Erkeklerin hasta kadınları ziyaret etmeleri caizdir. Fakat bu ziyare­tin caiz olması mutlak değildir. Ancak bu cevaz o kadınla yabancı bir erke­ğin yalnızca başbaşa kalmamaları ve tesettüre tam manasıyla riayet gibi şart­ların gerçekleşmesine bağlıdır. Bu şartların gerçekleşmemesi halinde bu zi­yaret haram olur.

 

2. Ziyaretçinin hastaya, hastalığının günahlarına keffaret olacağını ha­tırlatması ziyaretin adabındandır. Çünkü bu hatırlatma hastanın gönlüne ra­hatlık verir ve kendisine teselli eder.

 

3. Kaza ve kadere teslim olmak gerekir.

 

4. Hastalıklar hastanın günahlarına kefferat olur.

 

Bu mevzuda rivayet edilmiş olan hadis-i şeriflerin meali şöyledir: a) Şeddad b. Evs, arkadaşıyla birlikte bir hastayı ziyaret ettiği zaman ona "Bu sabah nasılsın?" diye sorduklarında "Bu sabah Allah'ın nimeti üzerimdedir" diye cevap verdi. Şeddad da sana müjde (ler olsun. Çünkü has­talıklar) Günahlara keffarettir. Hataları siler. Çünkü ben Rasülullah (s.a.v.)'i "Aziz ve Celil olan Allah (bir müslüman hastalandığı zaman meleklerine şöyle) buyurur. Ben bir mü'min kulumu (hastalıkla) imtihan ettiğimde (o kulum) bana hamdedecek olursa, o (kulum) yatağından anasından doğduğu günkü gibi bütün günahlardan arınmış olarak tertemiz kalkar (ey meleklerim) bu kulumu (ibadetlerine devam etmekten) ben alıkoydum ve onun başına bu imtihanı ben getirdim. Binaenaleyh, sağlığında (ibadetlerine) karşılık olarak onun için yazmış olduğunuz sevapların aynısını şimdi de yazınız, buyurur" derken işittim, diye cevap verdi.[Ahmed b. Hanbel, IV,123.]

 

b) Bir defasında Rasülullah (s.a.v.)'ın huzurunda hummadan bahsedildi. (Orada bulunan) bir adam da hummaya sövdü. Bunun üzerine peygam-ber(s.a.s) (adama)...

 

"Hummaya sövme. Çünkü ateş, demirin pasını giderdiği gibi humma (hastalığı) da günahları giderir " buyurdu.[Tirmizî, tıb]

 

c) Bir gün peygambe/. (s.a.v.) beraberinde Ebû Hûreyre olduğu halde hum­ma (sıtma) ateşinin şiddetinden dolayı hastalanan   bir kimsevi ziyaret etti ve hastaya:

 

"Sana müjdeler olsun çünkü yüce Allah buyuruyor ki: Humma benim ateşinidir. Ben onu mü'min kuluma dünyada musallat ediyorum ki o kulıf-mun ahiretteki ateşten payı (dünyada çektiği humma ateşi) olsun11 buyurdu.[Tirmizî, tıb; İbn Mace, tıb, Ahmed b. Hanbel, 11,440.]