SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3449 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ قَالَ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ فَضَاءٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ تُكْسَرَ سِكَّةُ الْمُسْلِمِينَ الْجَائِزَةُ بَيْنَهُمْ إِلَّا مِنْ بَأْسٍ

 

Alkame b. Abdullah'ın, babasından rivayet ettiğine göre;

 

Rasûlullah (s.a.v.); müslümanların tedavüldeki parasının, ihtiyaç yokken kırılmasını yasakladı.

 

 

İzah:

İbn Mâce, ticârât; Ahmed b. Hanbel, III, 419.

 

Bu hadis-i şerif, tedavülde olan madenî paraların kırılmasının ihtiyaç olmadığı takdirde caiz olmadığına delâlet et­ektedir.

 

Mutlak olarak "para" diye terceme ettiğimiz "sikke" altın ve gümüşten yapılmış paralara denilir. Hattâbî; "Sikke; üzerine dirhem tab edilen demirdir" demektedir.

 

Yukarıda, tedavüldeki altın ve gümüş paranın, ihtiyaç olmadan kırıla­mayacağını söyledik. Bu ihtiyaçtan maksat; paranın sahte olması şüphesi veya ayarının düşük olması endişesidir.

 

Hz. Nebi'in, altın ve gümüş parayı kırmaktan men etmesindeki sebebin ne olduğunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Hattâbî bu görüşleri şu şekilde beyan etmektedir:

 

1- Paraların üzerinde Allah'ın ismi yazılı olduğu için yasaklanmış olabilir.

 

2- Para bir emanettir. Onun kırılması malı telef etmektir.  Ebu'l-Abbas'dan rivayet edildiğine göre; bazı şahıslar paranın kenarlarını makas­la alıyorlar, böylece kâr ettiklerini zannediyorlardı. Bazı âlimler yasağa se­bebin bu olduğunu söylerler.

 

3- Paranın kesilmesi onun zayıflatılmasına sebep oluyordu, menedilme-sine sebep bu idi.

 

Şevkânî; altın ve başka madenlerden yapılan paraların kesilip küçültülmesinin de dirhemi (gümüş para) kırmak hükmünde olduğunu belirtir ve bu­nun yasaklanmasındakihikmetin, mal kaybma sebep olması olduğunu söyler. Şevkânî devamla; paranın kırılıp kesilmesini caiz kılacak ihtiyacın şahsî ih­tiyaç olamayacağını, çünkü topluma zararı olan bir şeyin, ferdm ihtiyacı için bile olsa irtikâb edilemeyeceğini belirtir. Yine Şevkânî'nin İbn Süreyc'ten nak­lettiğine göre bazıları, Şamlıların yaptıkları gibi, paraları makasla kesip bi­riktiriyorlar ve bunları eritip önemli miktarda para kazanıyorlardı. Rasülullah (s.a.v.) bu yüzden parayı kırmayı yasak etmiştir.

 

Bilindiği gibi paraların değeri itibaridir. Fakat bu, paranın masrafsız ol­duğu manasına gelmez. Bugün kullanılan kâğıt paranın bile azımsanmayacak bir maliyeti vardır. Dolayısıyla madenî paraların kırılıp parçalanması, kâğıt paraların yırtılması veya yıpratüması millî servet kaybıdır. Onun için, madenî paraların kırılması konusundaki yasağı, kâğıt paralara da teşmil et­mek mümkündür.