NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عِيسَى
حَدَّثَنَا
أَبُو بَدْرٍ
عَنْ زِيَادِ
بْنِ خَيْثَمَةَ
عَنْ سَعْدٍ
يَعْنِي
الطَّائِيَّ
عَنْ
عَطِيَّةَ
بْنِ سَعْدٍ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ أَسْلَفَ
فِي شَيْءٍ
فَلَا
يَصْرِفْهُ
إِلَى غَيْرِهِ
Ebû Saîd el-Hudrî
(r.a)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Selem yoluyla bir
şey satın alan kimse onu başka bir malla değiştirmesin."
Diğer tahric: İbn Mace,
ticarât h.no: 2283
AÇIKLAKMA:
Hadis-i şerifin İbn
Mâce'nin rivayetindeki hitap; "Sen selem yaptığın zaman..." şeklinde,
doğrudan doğruya muhatabadır.
Hadisin ifade ettiği
mana, âlimler tarafından değişik biçimlerde anlaşılmıştır. Bizim tercememiz
Sindî'nin izahına göre yapılmıştır. Avnü'l-Ma'bûd'da, hadisin ifade ettiği
manalar ve hadisten elde edilen hükümler konusunda yeterince bilgi vardır.
Buna göre hadisin,
tercemede verdiğimizin yanı sıra şu manaya ihtimali de vardır:
"Selem yoluyla bir
şey satın alan kimse, malı teslim almadan önce satmak, hibe etmek gibi bir
yolla başkasına aktarmasın."
Terceme olarak
verdiğimiz manaya göre Hz. Nebi Efendimizin murad ettiği mana şu oluyor:
"Sizden birisi
selem yoluyla bir şey satın alırsa, onun yerine başka bir mal almasın. Eğer
müslemün ileyh, müslemün fîhi teslim edemezse, başka bir mal almasın, parasını
alsın."
İkinci anlayışa göre
ise Efendimizin maksadı şudur: "Birisi selem yoluyla bir şey satın alırsa,
malı teslim almadan satış ve hibe yoluyla bir başkasına vermesin."
İlk manadan elde edilen
hüküm, Ebû Hanîfe'nin görüşü olmuştur. İmam Azam'a göre müslemün ileyh, selemin
vadesi dolduğu zaman malı teslimden aciz kalırsa, onun yerine başka bir mal
veremez. Rabbü's-selem ancak verdiği parayı geri alabilir. Para yerine başka
bir şey vermişse, mal müslemün ileyhin elinde duruyorsa onu alır. Değilse mal
misliyâttan ise mislini, kıyemiyâttan ise kıymetini alır.
İmam Şafiî'ye göre;
taraflar akdi feshettikleri zaman, önce verilen para (re'sü'1-mal) karşılığında
başka bir mal almak caizdir. Fakat, birbirlerinden ayrılmadan malı kabzetmeleri
gerekir. Aksi halde, borcu borca satmak olur ki bu caiz değildir. Akdi
feshetmeden, müslemün fîhin yerine başka bir şey almak ise caiz değildir.
Alkamî şöyle der:
"Hadis zayıftır.
Hadisle müslemün fîhin kendi cins ve nevinden başka bir şeyle değiştirilmesinin
sahih olmadığına istidlal edilmiştir. Çünkü bu satın alınan malı ele
geçirmeden satmak demektir ki bu caiz değildir. Dârekut-nî, Rasûlullah'ın şu
hadisini rivayet etmiştir: "Bir şeyde selem yapan kişi müslemün fîh veya
resü'l- maldan başkasını almasın." Bu hadis dezayıftır.
Müslemün fîhin
değiştirilmesinin caiz olmayışından anlaşıldığına göre; ele gerçirmeden, malı
satmak da caiz değildir. Aynı şekilde müslemün fîhde tevliye, şirket, sulh vs.
de caiz değildir..."
Münzirî, "Atıyye
b. Sa'd'in hadisi ile ihticac edilemez." dedi.