NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
الْمَهْرِيُّ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
حَدَّثَنِي
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
أَيُّوبَ
أَنَّهُ سَمِعَ
أَبَا عَبْدِ
اللَّهِ
الْقُرَشِيَّ
يَقُولُ
سَمِعْتُ
أَبَا
بُرْدَةَ
بْنَ أَبِي
مُوسَى
الْأَشْعَرِيَّ
يَقُولُ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
قَالَ إِنَّ
أَعْظَمَ
الذُّنُوبِ
عِنْدَ
اللَّهِ أَنْ
يَلْقَاهُ
بِهَا عَبْدٌ
بَعْدَ
الْكَبَائِرِ
الَّتِي
نَهَى اللَّهُ
عَنْهَا أَنْ
يَمُوتَ
رَجُلٌ وَعَلَيْهِ
دَيْنٌ لَا
يَدَعُ لَهُ
قَضَاءً
Ebû Mûse'l-Eş'arî
(r.a)'den, Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah katında;
nehyettiği büyük günahlardan sonraki en büyük günah; kişinin ödeyecek mal
bırakmadan, borçlu olduğu halde Allah'ın karşısına çıkmasıdır."
İzah:
Ahmed b. Hanbel, IV,
392.
Bu hadiste; kişinin
borçlu olarak ve ödeyecek mal bırakmadan ölmesinin günah olduğuna işaret
edilmektedir. Tabiatıyla günah olan, ölmek değil, ödemeden ve ödenmesi için
tedbir almadan borçlu kalmaktır.
Aslında, insanın borç
alması hiç de kötü bir iş değildir. Hatta Tıybî'nin ifadesine göre mendubdur.
Karşılıksız olarak bir müslümana borç veren kişi dinimizce övülmüştür.
"Karz-ı hasen" denilen bu güzel tutum, müslüman-lara mahsus güzel
hasletlerdendir. Bir kişinin borç vermesi, ötekinin borçlanması demektir. Bir
taraftan borç veren övülür ve buna teşvik edilirken, öbür taraftan borçlananın
kötülenmesi tasavvur edilemez. Gerçi Hz. Pey-gamber'in borçtan kaçtığı, borçtan
Allah'a sığındığı tarzında birçok haberler variddir. Ama bu, ödeyememe veya
alacaklı karşısında mahcup düşme korkusuna mebnidir. Çünkü bizzat Hz. Nebi'in
borç aldığı ve buna mukabil zırhım rehin bıraktığı bilinmektedir.
O halde bu hadiste
günah olarak vasıflanan borç, kişinin ödemekte kusurlu olduğu veya günah olan
bir iş için aldığı borçtur. Çünkü bu, hakların zayi olmasına sebeptir.
Tıybî bu hadisi izah
ederken muhtemel bir itiraza ve bunun cevabına işaret eder. Okuyucunun da
hatırına geleceğini tahmin ettiğimiz için, Tıybî'nin sözlerini aynen
naklediyoruz:
"Eğer;
"Şehidin, borç dışındaki bütün günahları affedilir" hadisinde, Allah
haklarında kolaylaştırma esastır ama kul haklarında böyle değil denilmişti.
Halbuki burada kul borcu büyük günahlardan daha aşağı kabul edilmiştir, dersen
buna şu karşılığı veririz: Biz orada borçtan sakındırmak için, biraz mübalâğa
olarak anladık. Ama burada söz, zahir manasında kullanılmıştır."
Demek oluyor ki, borç;
hadislerde belirtilen büyük günahlar gibi değildir. Çünkü büyük günah Allah'a
isyandır. Borç almak ise caizdir. Hz. Nebi'in borcunu ödemeyenler için böyle
ağır bir ifade kullanması, borçların önemsenmeyerek, hakların kaybolmasını
önlemek içindir.