NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَابْنُ
أَبِي خَلَفٍ
قَالَا
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا اسْتَأْذَنَ
أَحَدُكُمْ
أَخَاهُ أَنْ
يَغْرِزَ
خَشَبَةً فِي
جِدَارِهِ
فَلَا
يَمْنَعُهُ
فَنَكَّسُوا
فَقَالَ مَا
لِي
أَرَاكُمْ
قَدْ
أَعْرَضْتُمْ
لَأُلْقِيَنَّهَا
بَيْنَ
أَكْتَافِكُمْ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
وَهَذَا
حَدِيثُ
ابْنُ أَبِي
خَلَفٍ
وَهُوَ
أَتَمُّ
Ebû Hureyre (r.a)'den
rivayet olduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.):
"Biriniz (din
kardeşinizden) duvarına ağaç (ucu) sokmak için izin isterse (duvar sahibi)
onu(n bu isteğim) reddetmesin" buyurmuştur.
(Bu hadisi Ebû
Hureyre'den rivayet eden A'rac bu hadise ilâveten şunları da söyledi: Ebû
Hureyre bu hadisi söyleyince onu dinleyen halk işittikleri sözlerden memnun
olmadılar, hemen) başlarını önlerine eğdiler. Bunun üzerine (Ebû Hureyre):
"Sizi niçin (böyle
hadisten) yüz çevirir bir halde görüyorum? (Şunu iyi bilin ki) ben bu (sözün
sorumluluğu) nu sizin omuzlarınız üzerine atıyorum." dedi.
Ebû Dâvûd dedi ki;
"Bu hadisi bana îbn Ebî Halef rivayet etmiştir, en uzun rivayet de budur.”
İzah:
Buhari, mezâlim, eşribe;
Müslim, müsâkât; Tirmizî, ahkâm; İbn Mâce, ahkâm; Muvatta, akdiye; Ahmed b.
Hanbel, II, 240, 463, 111,480.
Bi'r müslümanın diğer
bir müslümandan duvarına ağaç ucu sokmak üzere izin istemesi, komşular arasında
olabilecek bir durumdur. Komşulardan biri ev yaptırırken yaptıracağı evin
ağaçlarının bir ucunu ekonomik sebeplerle komşusunun duvarı üzerine koymak
suretiyle komşu duvarın4an yararlanmak ve bu suretle masrafın ağırlığından
kurtulmak ister. Rasûl-i Zişan Efendimiz, bu hadis-i şerifte ümmetine, kendi
duvarlarından bahsedilen şekilde yararlanmak isteyen din kardeşlerinin bu
isteklerini reddetmemelerini tavsiye etmektedir.
Hattâbî'nin
açıklamasına göre; İmam Ahmed'in dışındaki tüm ulemaya göre bu hadiste geçen
"reddetmesin" emrinin hükmü farz değildir. İyi komşuluk münasebetleri
cümlesinden bir tavsiye niteliğindedir.
İmam Ahmed'e göre ise,
bu emir farziyyet ifade etmektedir. Bu bakımdan bir kimse duvarından bu
şekilde yararlanmak isteyen kimsenin isteğini reddedemez. Kendisine gelen bu
mevzu ile ilgili duvarlar hakkında hâkim buna göre hüküm vermekle mükelleftir.
Kastalânî'nin-açıklamasına
göre, Ebû Hureyre'nin sözünde geçen "ha" zamiri bazılarına göre
metindeki "ağaç" anlamına gelen "hasebe" kelimesine
dönmektedir. Bü takdirde Ebû Hureyre'nin sözü, "Eğer siz bu hadisin
hükmünden hoşlanmazsanız o zaman ben de bu ağaçları sizin omuzlarınızın üzerine
koyarım" anlamına gelir ve bu hükmün yerine getirilmesinin gerekliliği
mübalağalı bir şekilde ifade edilmek için söylenmiştir. Hattâbî de bu görüştedir.
Tıybî'ye göre, Ebû
Hureyre böyle demekle, bu hadisin hükmünden memnun olmayan kimselere hadisin
sıhhatini ve hükmünün mutlaka uygulanması gerektiğini isbat etmek, Hz, Nebi'in
komşuluk hukuku ile ilgili sözlerini düşünmeye davet etmek istemiştir.
Biz Bezlü'l-Mechûd
yazarının şerhine uyarak, tercememizde bu zamiri Hz. Nebi'in hadisine ve onun
sorumluluğuna gönderdik.
Nevevî'ye göre, Ebû
Hureyre'nin bu sözünün manası, "Bu hükmü sizin aranızda açıkça söyleyip
omuzlarınızın arasına ağır bir şeyle vurur gibi sizin canınızı sıkacağım"
demektir.
Bu hadisin hükmü
konusundaAvnü'l-Ma'bûd yazarı Nevevî'den naklen şöyle diyor:"İmam Şafiî
ile Mâlikî alimlerinden bu mevzuda iki görüş nakledilmiştir. Birinci görüşe
göre, bu hadisle amel etmek farz, ikinci görüşe göre ise menduptur. Bu iki
görüşten en sahih olanı, bu hükmün mendup olduğu görüşüdür.İmam Ebû Hanîfe'ye
göre de bu hadisle amel etmek menduptur.İmam Ahmed ile hadis ulemasına göre
ise, bu hadisle amel etmek farzdır."