NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ الْوَاحِدِ
بْنُ زِيَادٍ
حَدَّثَنَا
مَنْصُورُ
بْنُ
حَيَّانَ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ
وَابْنِ
عَبَّاسٍ قَالَا
نَشْهَدُ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى عَنْ الدُّبَّاءِ
وَالْحَنْتَمِ
وَالْمُزَفَّتِ
وَالنَّقِيرِ
İbn Ömer ile Ibn Abbas'tan
rivayet olunmuştur; dediler ki:
Rasûlullah (s.a.v.)'in;
kabağı, yeşil küpü, ziftli kabı, iyice kabuğu soyulup içi oyulan hurma kütüğünü
(şıra kabı olarak kullanmayı) yasakladığına şahitlik ederiz.
İzah:
Buhari, iman, ilim,
mevâkit, zekât, humus, menâkib, meğâzî, eşribe, edeb, ahâd, levhid; Müslim,
iman, eşribe; Tirmizî, eşribe; Nesâî, cenâiz, iman, zinet, eşribe; İbn Mâce,
eşribe; Dârimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, I, 119, 138, 228, 274, 276, 291, 304,
334, 340, 352, 361, II, 14, 27, 41-43, 56, 58, 78, 211, 241, 279, 355, 414,
491, 501, III, 23, 57, 90, 237, 379, 432, IV, 86, 87, 206, 207, 213, 228, 429,
443, V., 57, 64, 65, 359, 446, VI, 31, 47, 80, 97, 98, 112, 123, 131, 172, 203,
242, 244, 314, 332.
Hattâbî, metinde sözü
geçen kaplarda şıra yapmanın ya da bu kapları şıra kabı olarak kullanmanın
yasaklanması hakkında şöyle diyor:
"Bu kaplar,
içlerinde bulunan sıvıyı sıcak tuttuklarından, içinde bulunan sıvı maddeyi
kısa zamanda ekşitip onu sarhoşluk verecek hale getirebilirler. Sahibi de o sıvının
bu hale geldiğini bilmeden ondan içip sarhoş olur. İşte bu sebeple sözü geçen
kapların nebiz'kabı olarak kullanılması yasaklanmış olabilir.
Bu kapların bu maksatla
kullanılmasının yasaklanması konusunda pek çok görüşler ileri sürülmüşse de bu
mevzuda söylenenlerin en doğrusu şudur:
Bu yasak İslâmiyetin
ilk yıllarına aittir. Sonra bu yasak, "Ben sizi deri kaplardan meşrubat
içmekten nehyetmiştim. Artık her kaptan için; yeter ki sarhoşluk veren bir şeyi
içmeyin"[Bk. 3698 nolu hadis.] hadisiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bazıları
ise bu kaplan şıra kabı olarak kullanmakla ilgili yasağın yürürlükten
kaldırılmadığını ve hâlâ geçerliliğini koruduğunu, binaenaleyh bu kaplan şıra
kabı olarak kullanmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir. Mâlik b. Enes ile Ahmed
b. Hanbel ve İshak b. Râhûyeh bu görüştedirler. Bu görüş, İbn Ömer ile İbn
Abbas'tan da rivayet edilmiştir."