SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

ET’İME BAHSİ

<< 3839 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَاصِمٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ شُعَيْبٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْعَلَاءِ بْنِ زَبْرٍ عَنْ أَبِي عُبَيْدِ اللَّهِ مُسْلِمِ بْنِ مِشْكَمٍ عَنْ أَبِي ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِيِّ أَنَّهُ سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّا نُجَاوِرُ أَهْلَ الْكِتَابِ وَهُمْ يَطْبُخُونَ فِي قُدُورِهِمْ الْخِنْزِيرَ وَيَشْرَبُونَ فِي آنِيَتِهِمْ الْخَمْرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنْ وَجَدْتُمْ غَيْرَهَا فَكُلُوا فِيهَا وَاشْرَبُوا وَإِنْ لَمْ تَجِدُوا غَيْرَهَا فَارْحَضُوهَا بِالْمَاءِ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا

 

Ebû Sa'lebe el-Huşenî'den rivayet olunduğuna göre;

 

Kendisi Rasûlullah (s.a.v.)'e:

 

Biz (bazen) ehl-i kitapla karşılaşıyoruz, tencerelerinde domuz (eti) pişiriyorlar, bardaklarında şarap içiyorlar. (Bu durumda bizim onların kaplarını kullanmamız caiz olur mu)? diye sormuş. Rasûlullah (s.a.v.) de:

 

"Eğer onlardan başka kaplar bulursanız bulduğunuz kaplarda yiyiniz içiniz. Fakat başka kaplar bulamazsanız onların kaplarını suyla yıkayınız ve (onlarda) yiyiniz, içiniz" buyurmuş.

 

 

İzah:

Buharî, zebâih; Müslim, sayd; Ebû Dâvûd, edâhi; Tirmizî, sayd, et'ime, siyer ; İbn Mâce, sayd; Dârimî, siyer; Ahmed b. Hanbel, II, 184, 193, 194, 195.

 

Hattâbî'nin açıklamasına göre, 3838 numaralı hadis-i şerif müşriklerin yemek ve su kaplarından yemek yemenin ve su içmenin caizliğini ifade etmekle beraber, aslında bu cevaz mutlak değildir. Bu bakımdan söz konusu cevazın 3839 numaralı hadiste yeralan "başka bir kap bulamama" ve bir de "yıkama" şartlarıyla kayıtlı olduğunu unutma­mak gerekir. Binaenaleyh müşriklerin kaplarını kullanmanın caiz olabilme­si için onlardan başka bir kap bulamamış olmak, ikinci olarak da onları te­miz su ile iyice yıkamak şarttır.

 

Onların suları ile elbiselerine gelince; eğer onlar pislikten sakınmayan, elbise temizlemede idrar kullanan kavimlerden değillerse suları ve elbiseleri temiz sayılır. Aksi takdirde pislik değmediği kesin olarak bilinmedikçe pis sayılır.

 

Bezlü'l-Mechûd yazarının açıklamasına göre, Şerhu'1-İkna' isimli eser­de şöyle deniyor:

 

"Eğer bu müşrikler ibadetlerini bir takım necasetler kullanarak yapmı­yorlarsa onların kaplarını kullanmak caizdir. Nitekim Fahr-i Kâinat Efen­dimiz, müşrik bir kadının yolculukta kullandığı bir su kabından abdest al­mıştır."

 

Hz. Nebi'in hicret yolculuğu esnasında Hz. Ebû Bekir'in müşrik bir çobana sağdırdığı sütü o çobanın kabından içmesi de bunu gösterir.

 

Muğnî yazarı İbn Kudâme, mecûsilerle puta tapanların ehl-i kitap ol­madıklarını söylemiş; Mâlikî ulemasından Kâdî de onların yemeklerinin ve yedikleri etlerin ölü hayvan etinden hâli olmayacağı cihetle onların kullan­dıkları kapları kullanmanın caiz olmayacağını bildirmiştir.

 

Ebu'l-Hattâb ise bu mevzuda ehl-i kitapla ehl-i kitap olmayan müşrik­ler arasında bir fark görmemiştir ki İmam Yâfiî'nin görüşü de budur. Delili ise Hz. Nebi'in ve sahâbîlerinin müşrik bir kadının yolculukta kullan­dığı su kabından abdest almalarıdır. Ahmed b. Hanbel'in bu mevzudaki gö­rüşü de Kâdî'nin görüşü gibidir.

 

Hanefî ulemasından el-Aynî de bu mevzuda şöyle diyor: "Aslında ehl-i kitap ile mecusilerin kapları temizdir. Bununla beraber yıkanması müstehaptır. Pis olduklarının kesin olarak bilinmesi halinde bu kapları yıkamak icab eder."

 

Nitekim 3839 numaralı hadiste, "Onlar tencerelerinde domuz pişiriyor­lar... (onların kaplarını kullanalım mı)?" sorusuna karşılık Hz. Nebi'­in,"Başka bir kap bulamazsanız onları yıkayınız ve onlardan yiyiniz, içiniz"

 

karşılığını vermesi de bu görüşü teyid eder.

 

Bu hususta Ahmed Davudoğlu ise şöyle demektedir: "Bu tafsilat, başka kap bulunduğu zaman ehl-i kitabın kaplarım kul­lanmanın mekruh olmasını iktiza eder. Halbuki fukaha ehl-i kitabın kapla­rından başkası bulunsun bulunmasın, yıkamak şartıyle bu kaplardan yiyip içmenin kerahatsiz caiz olduğunu söylemişlerdir.

 

Bu meselenin cevabı şudur: Yasaklanmadan murad içerisinde domuz eti pişirilen kaplarla şarap kaplarıdır. Bunlar yıkandığı halde kullanılmasının yasak edilmesi, iğrençliğinden ve pislik konmak için hazırlanmış olduklanndandir. Fukahamn muradı ise, küffârın ekseriyetle necasette kullanmadık­ları kaplardır."[Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, IX, 157.]