NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عِيسَى
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
دِينَارٍ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ قَالَ
لَحِقَ
الْمُسْلِمُونَ
رَجُلًا فِي
غُنَيْمَةٍ
لَهُ فَقَالَ
السَّلَامُ
عَلَيْكُمْ
فَقَتَلُوهُ
وَأَخَذُوا
تِلْكَ
الْغُنَيْمَةَ
فَنَزَلَتْ
وَلَا
تَقُولُوا
لِمَنْ
أَلْقَى
إِلَيْكُمْ
السَّلَامَ
لَسْتَ مُؤْمِنًا
تَبْتَغُونَ
عَرَضَ
الْحَيَاةِ
الدُّنْيَا
تِلْكَ الْغُنَيْمَةَ
İbn Abbas'dan rivayet
edilmiştir;
Müslümanlar kendisine
ait küçük bir koyun sürüsü içerisinde bulunan bir adama rastladılar. (Adam
onlara) "Es-selamu aleyküm" diyerek selam verdi. (Onlar da) onu
öldürdüler bu sürüyü ele geçirdiler. Bunun üzerine,
"Size selam verene
dünya hayatının geçici menfatini gözeterek; Sen mü'min değilsin,
demeyin..."[Nisa 24] (Yani) şu küçük davar sürüsü gibi (geçici menfaatlere
göz) dikerek böyle işler yapmayın) ayet-i kerimesi indi.
İzah:
Buhârî tefsir: Müslim,
tefsir
Bu hadis-i şerif,
metinde geçen ayet-i kerimedeki kelimesini lam'dan sonra bir elif olduğunu
kabul ederek "selâmun" şeklinde okuyan kıraat imamlarının delilidir.
Nâfi ile ibn Ömer ve Hamza bu kelimeyi elifsiz olarak "es-selem) şeklinde,
diğer kıraat imamları ise "es-selam" şeklinde okumuşlardır. Eban b.
Zeyd, Asımdan rivayetle bu kelimenin "itaat etmek, boyun eğmek"
anlamlarına gelen "sihri" şeklinde de okunacağını söylemişlerdir.
el-Hocendî de bu kelimeyi "selm" şeklinde okumuştur, ibn Abbas da
böyle okumaktadır. "Selm", teslim olarak itaat altmagirmek demek
olduğundan bu okunuşa göre ayet-i kerime (la ilahe illallah demek suretiyle)
size teslim olan kimseye, dünya hayatının geçici menfaatlerini gözeterek, sen
mümin değilsin demeyin" anlamına gelir.
Sözü geçen kimse Âmir
b. el-Ezbat el-Escaî'dir. Müslümanlar onu kendini ölümden kurtarmak için selam
vermek suretiyle zahirden müslüman görünmek isteğini zannederek öldürmüşlerdir.