NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ عَنْ
عُثْمَانَ
الشَّحَّامِ
قَالَ
حَدَّثَنِي
مُسْلِمُ
بْنُ أَبِي
بَكْرَةَ
عَنْ أَبِيهِ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّهَا
سَتَكُونُ
فِتْنَةٌ
يَكُونُ
الْمُضْطَجِعُ
فِيهَا خَيْرًا
مِنْ
الْجَالِسِ
وَالْجَالِسُ
خَيْرًا مِنْ
الْقَائِمِ
وَالْقَائِمُ
خَيْرًا مِنْ
الْمَاشِي
وَالْمَاشِي
خَيْرًا مِنْ
السَّاعِي
قَالَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ مَا
تَأْمُرُنِي
قَالَ مَنْ
كَانَتْ لَهُ
إِبِلٌ
فَلْيَلْحَقْ
بِإِبِلِهِ
وَمَنْ
كَانَتْ لَهُ
غَنَمٌ فَلْيَلْحَقْ
بِغَنَمِهِ
وَمَنْ
كَانَتْ لَهُ
أَرْضٌ
فَلْيَلْحَقْ
بِأَرْضِهِ
قَالَ فَمَنْ
لَمْ يَكُنْ
لَهُ شَيْءٌ
مِنْ ذَلِكَ
قَالَ فَلْيَعْمِدْ
إِلَى
سَيْفِهِ
فَلْيَضْرِبْ
بِحَدِّهِ
عَلَى
حَرَّةٍ
ثُمَّ
لِيَنْجُ مَا
اسْتَطَاعَ
النَّجَاءَ
Ebû Bekre (r.a)'dan
rivayet edildi ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Yakında bir fitne
çıkacaktır. O fitne zamanında (ona karışmayıp) uzanıp yatan, oturandan; oturan
(ona karışmak üzere) ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden; yürüyend de
(fitneye) koşandan daha hayırlı olacaktır."
Ebu Bekre: Yâ
Rasûlullah, (O zaman) benim ne yapmamı emredersin? dedi.
Rasûlullah (s.a.v.) :
"Devesi olan
devesinin, koyunu olan koyunun, arazisi olan da arazisinin yanına gitsin"
buyurdu.
Ebu Bekre: Bunlardan hiç
bir şeyi bulunmayan ne yapsın? Rasûlullah :
Kılıcına dayansın, onun
ağzını taşa vursun, gücünün yettiği kadar o fitneden korunsun.
İzah:
Müslim, fiten; Ahmet,
V. 39,40,48.
Bu hadisin baş tarafına
benzer ifâdeler, Buharı’ de Ebu Hureyre
(r.a)'dan rivayet edilmiştir. Müslim'in, Ebû Bekre'den rivayeti de, Ebû
Davud'un rivayetinden hayli farklıdır. Müslim'in rivayetine göre Hz. Nebi
(s.a.v.) hadisi sonunda üç kere "Allah'ım tebliğ ettim mi?"
demiştir. Sonra da bir adamın, "Ya Rasûlullah, Mecbur edilir de iki
saftan veya iki gruptan birisine götürülürsem ve bana birisi kılıcını vurur
veya bir ok gelip beni öldürürse ne buyurursun?" dedi. Hz. Nebi'de
"Hem kendi günahını hem de senin günahını yüklenir ve Cehennemliklerden
olur." buyurdu.
Rasûlullah Efendimiz çok
yakında müslümanlar arasında bir fitnenin zuhur edeceğini, o fitneden uzak
duranların uzaklık ölçülerine göre başkalarından daha hayırlı olduğunu
söylemiştir. Alimler, Efendimizin haber verdiği bu fitnenin, Cemel ve Sıffın
savaşları, Hz. Osman ve Hz. Hüseyin'in öldürülmeleri olduğuna dair görüşler
beyan etmişlerdir. Böyle fitneler, zuhur ettiğinde yatan uyuyandan daha
hayırlı olacaktır. Çünkü oturmakta olan, uzanmakta olanın göremediklerini
görür, duymadıklarını duyar. Dolayısıyla oturan, uzanana nisbetle bu fitnenin
azabına daha yakındır. Oturan, ayakta durandan daha hayırlıdır. Çünkü ayakta
duran da oturanın göremediklerini görür, duyamadıklarını duyar. Buradaki
oturandan, maksadın yerinden ayrılmayan; ayakta olandan maksadın, savaşa
iştirak için kalkan kişi olması muhtemeldir. Yürüyenden maksat, fitneye yürüyerek
iştirak eden; koşandan maksat'da fitneye koşandır. Nebi Efendimiz, fitne
anında deve, koyun ve arazi gibf malları olan kişilerin, halktan ayrılıp
mallarının başına geçmelerini tavsiye etmiştir.
Kılıca dayanıp ağzını
taşa vurmaktan maksat, bazı alimlere göre hakiki mânâsıdır. Bazılarına göre,
harbi bırakmak mânâsına mecazdır.
İmam Nevevî'nin
bildirdiğine göre ulema, fitne zamanında harbe katılmanın hükmünde ihtilâf
etmişlerdir. Bir kısım alimler, bunu asla caiz görmemişlerdir. Bu gruba göre
fitneciler; birisinin evine girip onu öldürmek isteseler kendisini müdafaa
etmesi caiz değildir.
Bu görüş Sahîh-i
Müslim'deki rivayete uygundur. Hadisin râvîsi Ebu Bekre'de bu görüştedir. îbn
Ömer ve İmran b. Husayn'a göre, kişinin fitneye iştiraki caiz olmamakla
beraber, kendisini öldürmek isteyene karşı nefsini müdafaa etmesi caizdir.
Ashâb, Tabiîn ve
sonraki müslümanlarm çoğuna göre; Müslüman, fitne esnasında hak sahibine
yardım etmeli, onun yanında savaşa katılmalıdır. Nitekim Cenab-ı Hakk bagîlere
karşı savaşmayı emretmiştir. Bu hadisteki fitneye karışmama emri, haklı olan
tarafın belli olmaması ya da her iki grubun da zalim olmaları hâli ile tevil
edilir. Çünkü eğer kişi, haklıya yardım etmez ise yeryüzünü fesat kaplar.