NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
سَعِيدٍ الْكِنْدِيُّ
حَدَّثَنِي
عُقْبَةُ
يَعْنِي ابْنَ
خَالِدٍ
حَدَّثَنِي
عُبَيْدُ
اللَّهِ عَنْ
أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِثْلَهُ إِلَّا
أَنَّهُ قَالَ
يَحْسِرُ
عَنْ جَبَلٍ
مِنْ ذَهَبٍ
Abdullah b. Said el-Kindî,
(Abdullah'a) Ukbe - yani İbn Halid- (Ukbe'ye) Abdullah haber verdi;
Ebu'z-Zinad'dan, Ebuz'z-Zinad A'rec'den o da Ebu Hureyre kanalıyla Rasûlullah
(s.a.v.)'den önceki (4313.) hadisin mislini rivayet etti. Ancak O (ravi)
"Altından bir dağ üzerinden
açılır." dedi.
İzah:
Müslim, fiten; Tirmizi,
sıfatu'l-cenne; Buhari fiten
Tirmizi bu iki rivayet
için "hasen sahih" demiştir.
Hadisin Buhari'deki
rivayeti aynen Ebu Davud'taki gibidir.
Sahih-i Müslim'de ise
birkaç farklı rivayet vardır. Bunlardan ikisi, Sünen-i Ebu Davud'taki birinci
ve ikinci rivayetler gibidir. Müslim'in bir rivayeti de şu şekildedir:
"Fırat nehri altın
bir dağın üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için
biribirleri ile savaşacaklar ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecektir.
Onlardan her biri keşke kurtulan ben olsam diyecektir."
Müslim'in başka bir
rivayeti de şu şekildedir:
"Yakında Fırat
nehri altın bir dağ üzerinden açılacak (altındaki altını açığa çıkaracaktır)
İnsanlar bunu duyunca ona doğru yürüyecekler, onun yanında olanlar,
"Şayet bundan birşey almalarına izin verirsek bunun hepsi götürülür"
diyecekler. Bunun üzerine savaşacaklar, her yüz kişiden doksan dokuzu
öldürülecektir."
Bu babdaki
rivayetlerden birisinde Fırat nehrinin tabanından altından bir define,
birisinde ise altından bir dağ çıkacağı bildirilmektedir.
Avnü'l-Ma'bud
müellifinin nakline göre altına "define" denmesine sebep; nehir
açılmadan önceki haline itibarla, "dağ" denmesi de çokluğuna
itibarladır. Aliyyü'l-Kari'de rivayetlerde belirtilen olayın tek, rivayetlerin
muhtelif olduğunu, maksadın; altından bir dağ gibi büyük bir hazinenin ortaya
çıkacak oluşu olduğunu söyledikten sonra; rivayetlerin ayrı ayrı olaylara
işaret edebileceğini, altından hazinenin çıkışının ayrı, altın madeninden olan
dağın çıkışının da ayrı bir olay olmasının da muhtemel olduğunu söyler.
Avnü'l- Ma'bud
müellifi, birinci görüşün sahih olduğuna işaret etmiştir.
Hadislerden
anlaşıldığına göre kıyamet yaklaşınca Fırat nehrinin suyu çekilecek ve dibinden
altın bir hazine çıkacaktır. Bu hazine dağlar gibi çok olacaktır. İnsanlar bu
hazineyi almak için oraya üşüşecekler ve biri-birlerine gireceklerdir. Öyle ki,
savaşan her yüz kişiden doksan dokuzu ölecektir. Rasûlullah (s.a.v.) ümmetinden
o gün orada hazır olanların anılan altına yaklaşmamalarını tavsiye etmişlerdir.
Böylece çıkacak olan fitneden emin olacaklarını ihsas etmişlerdir.
Muasır müelliflerden
fıratın altından hazine çıkmasından maksadın, Fırat sularının
değerlendirilmesi, onun ekonomiye en yararlı biçimde kullanılması şeklinde
izah edenler vardır. Tabi bu bir te'vildir, doğruluk yönü tartışmaya açıktır.