NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
حَدَّثَنَا
ابْنُ أَبِي
ذِئْبٍ عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ
فَاطِمَةَ
بِنْتِ قَيْسٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَخَّرَ
الْعِشَاءَ
الْآخِرَةَ
ذَاتَ
لَيْلَةٍ
ثُمَّ خَرَجَ
فَقَالَ
إِنَّهُ
حَبَسَنِي
حَدِيثٌ
كَانَ يُحَدِّثُنِيهِ
تَمِيمٌ
الدَّارِيُّ
عَنْ رَجُلٍ
كَانَ فِي جَزِيرَةٍ
مِنْ
جَزَائِرِ
الْبَحْرِ
فَإِذَا أَنَا
بِامْرَأَةٍ
تَجُرُّ
شَعْرَهَا
قَالَ مَا
أَنْتِ
قَالَتْ
أَنَا
الْجَسَّاسَةُ
اذْهَبْ
إِلَى ذَلِكَ
الْقَصْرِ
فَأَتَيْتُهُ
فَإِذَا
رَجُلٌ
يَجُرُّ
شَعْرَهُ مُسَلْسَلٌ
فِي
الْأَغْلَالِ
يَنْزُو
فِيمَا
بَيْنَ
السَّمَاءِ
وَالْأَرْضِ
فَقُلْتُ
مَنْ أَنْتَ
قَالَ أَنَا
الدَّجَّالُ
خَرَجَ
نَبِيُّ
الْأُمِّيِّينَ
بَعْدُ
قُلْتُ
نَعَمْ قَالَ
أَطَاعُوهُ
أَمْ
عَصَوْهُ
قُلْتُ بَلْ
أَطَاعُوهُ
قَالَ ذَاكَ
خَيْرٌ
لَهُمْ
Fatıma binti Kays
(r.anha) şöyle demiştir:
Bir gece Rasûlullah
(s.a.v.) yatsı namazını geciktirdi sonra çıkıp şöyle dedi:
"Beni,
Temimu'd-Dari'nin adalardan, birindeki bir adam'dan verdiği haber geciktirdi.
(Temim dedi ki) Ben saçlarını yerde sürüyen (uzun saçlı) bir kadınla
karşılaştım.
Sen kimsin? dedi (m)
Ben Cessase'yim, şu
köşke git, dedi. Oraya gittim, bir de ne göreyim. Saçlarını sürüyen (uzun
saçlı) bukağılara bağlı, yerle gök arasında sıçrayan bir adam!
Sen kimsin? dedim
Ben Deccal'im, ümmîlerin
Nebii çıktı mı? dedi.
Evet, dedim.
Ona itaat mı ettiler,
isyan mı? dedi
İtaat ettiler, dedim.
Bu onlar için
hayırlıdır, dedi.
İzah:
Cessase: Haber toplayan
demektir- Nevevi'nin dediğine göre bu yaratık Deccal'e haber topladığı için bu adı
almıştır.
Haberde anlatılan
hadiseyi Temimu'd-Dari haber vermiş, Hz. Nebi de reddetmemiştir. Böyle olunca,
hadis Hz. Nebiin verdiği haber hükmünü almış olur.
Bu haberde
Temimu'd-Dari'nin karşılaştığı Cessase bir kadındır. Bundan sonra gelecek olan
hadiste ise Cessase'nin bir Dabbe (hayvan) olduğu görülmektedir. Bu çelişki üç
şekilde izale edilmektedi:
1- Dabbe, yeryüzünde
yürüyen canlı demektir. Kelimenin taşıdığı bu genel manaya göre kadına da dabbe demek mümkündür. O zaman iki
varlık da aynı olur.
2- Deccal'in iki tane
cessasesi vardır. Birisi hayvan birisi de kadındır.
Temimu'd-Darî her iki
Cessase ile de karşılaşmıştır.
3- Cessase bir
şeytandır, değişik kılıklara girebilir. Temimu'd-Dari onunla bir seferinde
kadın kılığında iken, bir seferinde de hayvan kılığında iken karşılaşmıştır.
Haberde zincirlerle
bağlı olan Deccal'in "Ümmilerin Nebii çıktı mı?" diye sorduğu
bildirilmektedir. Ümrnî; okuma yazma bilmeyen demektir. Araplar o zaman
genelde okuma yazma bilmedikleri için, Bz. .Nebi (s.a.v.)'e "Ümmilerin
Nebii"' denilmiştir.
Hadisten, Deccarin daha
Hz. Nebi devrinde yaraniınış olduğu ve insan içine çıkacağı günü beklediği
anlaşılmaktadır.
Bu hadisin isnadın da
Osman b. Abdurrahman el-Kureşî vardır. Onu sıka kabul edenler olduğu gibi hakkmda
tenkitli ifadeler kullananlar da olmuştur, îbn Hıbban el-Büstî; "Bence
onun rivayeti ile ihticac caiz değildir" demiştir.
Bu hadisi Müslim,
değişik tanklarla tahric etmiştir. Onun tahriclerinde Osman b. Abdurrahman
yoktur.