SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MELAHİM BAHSİ

<< 4347 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ وَحَفْصُ بْنُ عُمَرَ قَالَا حَدَّثَنَا شُعْبَةُ وَهَذَا لَفْظُهُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِي الْبَخْتَرِيِّ قَالَ أَخْبَرَنِي مَنْ سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ و قَالَ سُلَيْمَانُ حَدَّثَنِي رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لَنْ يَهْلَكَ النَّاسُ حَتَّى يَعْذِرُوا أَوْ يُعْذِرُوا مِنْ أَنْفُسِهِمْ

 

Ebu'l Bahteri demiştir ki; Rasûlullah (s.a.v.)'den işiten birisi, -Süleyman Rasulullah'ın ashabından bir adam dedi- bana, Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu haber verdi:

 

"İnsanlar, günahları ve ayıpları çoğalıncaya kadar helak olmayacaklardır."

 

 

İzah:

Tahric: Ahmed, b Hanbel  IV, 260; V, 293.

 

Sened: Hadisi Ebu Davud'a Süleyman b. Harb ve Hafs b. Ömer rivayet etmişlerdir. Birinci rivayet Hafs'a, ikincisi de Süleyman'a aittir.

 

Açıklama: "Günahları ve ayıpları çoğalıncaya kadar", diye terceme ettiğimiz ya'zirü" kelimesi if'al babından yu'ziru" şeklinde de rivayet edilmiştir.

 

Bu fark, bir ravi şüphesi olarak metinde mevcuttur. Bu fiilin hem sülasi-den hem if'âl babından aynı manaya geldiğini söyleyenlere uyarak biz farklı rivayetlere tercemede işaret edemedik. Azınlıkta kalan bir grup âli­me göre ise kelimenin if al babından manası, "Özrü izale etmek" demek­tir . o zaman bu cümlenin manası: "Onlar için bir özür kalmaymcaya ka­dar...." olur.

 

Hadisin buradaki rivayetinde sahabi ravi anılmamıştır. Taberi ise bu hadisi tefsirinde Abdülmelik b. Meysere, ez-Zarid kanalıyla, Abdullah b. Mes'ûd'dan rivayet etmiştir. Abdullah b. Mes'ud hadisi rivayet edince kendisine, "Bu nasıl olur?" denilince; baskınımıza uğradıklarında söz­leri; gerçekten biz haksızdık demekten ibaret kalmıştır." [A'râf 5] ayetini okumuşlardır. İbn Mes'ud'un bu âyeti okuması sanki ikinci izahı destek­lemektedir.