NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
وَعَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
الْجَرَّاحِ
عَنْ جَرِيرٍ
عَنْ
مُغِيرَةَ
عَنْ
الشَّعْبِيِّ
عَنْ عَلِيٍّ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ أَنَّ
يَهُودِيَّةً
كَانَتْ
تَشْتُمُ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
وَتَقَعُ فِيهِ
فَخَنَقَهَا رَجُلٌ
حَتَّى
مَاتَتْ
فَأَبْطَلَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
دَمَهَا
Ali (r.a) şöyle
demiştir;
"Bir yahudi kadın,
Rasulullah (s.a.v.)'e küfreder ve o'nun hakkında çirkin şeyler söylerdi. Bir
adam o kadın'ı boynundan yakaladı ve basarak öldürdü. Rasulullah (s.a.v.)
kadın'ın kanını iptal etti (heder saydı)."
İzah:
Sâdece Ebû Dâvûd
rivayet etmiştir.
Bu rivayet de
yukarıdaki gibi Rasulullah (s.a.v.)'a
küfreden birisinin öldürülmesi gerektiğini, kanının heder olduğunu ifâde
etmektedir.
Hattabi bundan önceki
hadisi izah ederken şöyle demektedir: "Bu, Rasûlullah'a küfreden kişinin
kanının heder olduğunu beyan etmektedir. Çünkü Rasulullah'a küfretmek dinden
çıkmaktır. Dinden çıkanın katlinin vacib olduğu konusunda ulemadan ihtilaf eden
birisini bilmiyorum. Ama eğer küfreden, zimmî ise onun hakkında ihtilaf
edilmiştir. Mâlik b. Enes yahudi ve hristiyanlardan Rasulullah'a küfreden kişi
müslüman olmazsa öldürülür der. İmam Şafiî'de Rasulullah'a küfreden bir zımmî
öldürülür ve kendisinden zimmet kalkar demiştir. İmam Ebû Hanîfe'den de; Peygambere
sövmekle zımmî öldürülmez, onların içinde bulundukları şirk daha büyüktür,
dediği nakledilmiştir."
Hattâbî'nin bu
sözünden; Rasulullah'a küfreden şahsın müslüman veya zimmî oluşuna göre hükmün
farklı olacağı anlaşılmaktadır. İbn Abi-din; "Kitabu tenbihi'l-vülat
ve'1-hukkam ala ahkamı şatimi hayri'l-enam ey ehadin min ashabihi'l-kiram
aleyhi ve aleyhimü's-salâtü vesselam" adlı risalesinde bu iki şıktan başka
Rasulullah'a küfreden bir müslümamn tevbe edip etmemesi halini de ekleyerek
mes'eleyi incelemiştir. Bu çok değerli incelemenin sonucunu özet olarak burada
vermek istiyoruz.
a) Rasulullah
(s.a.v.)'a küfredip de tevbe etmeyen bir müslümamn durumu:
Takiyüddin Ebu'l-Hasen
Ali b. Abdi'1-Kâfi es-Sübki'nin, es Seyfu'l -Meslul ala men sebbe er-Rasûl
(s.a.v.), adındaki eserinde Kadı Iyaz'dan naklettiğine göre; Rasulullah
(s.a.v.)'e küfreden ya da ona kusur isnâd eden müslümanlar öldürülür. Bu konuda
ümmetin görüşbirliği vardır. Fakihler-den bazısı Rasulullah'a küfreden ve tevbe
etmeyen bir müslümamn öldürülmesi gerektiği konusunda icma olduğunu
belirttikten sonra Mâlik b. Enes, Leys, Ahmed b. Hanbel, İshak, Şafiî, Ebû
Hanife ve talebeleri, Sev-ri, Küfe uleması ve Evzai'nin bu görüşte olduklarını
söyler. Kadı Iyaz da bu alimlerin bir kısmının isimlerini zikretmiştir. Bu
isimlerin ittifak ettiği bir meselede ihtilafı zikredilen birkaç kişinin sözüne
elbette itibar edilmez. Ancak şuna işaret etmek gerekir: İmam Ebu Hanife'ye
göre Rasulullah'a küfreden, kadın olursa öldürülmez. Çünkü ona göre mürted
olan kadın Öldürülmez.
Ulemânın Rasulullah'a küfreden
birisinin kafir olup öldürüleceği hükmüne varırken delilleri; kitap, sünnet,
icma ve kıyastır.
Bu hükmün Kur'an'dan
delilleri şunlardır: "Allahı ve Nebiini incitenlere Allah dünyada da
ahirette de lanet eder, onlara alçaltıcı bir azap hazırlar." (Ahzâb
(33/57)
"Allah'ın Nebiini
incitenlere can yakıcı azab vardır." (Tevbe 9,57)
"İki yüzlüler,
kalblerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haber yayanlar, eğer bundan
vazgeçmezlerse, andolsun ki seni onlarla mücadeleye davet ederiz, Sonra çevrende
az bir zamandan fazla kalamazlar. Lanetlenmiş olarak, nerede bulunurlarsa
yakalanır ve hem de öldürülürler." (Ahzâb 33/61-62)
Görüldüğü gibi bütün
ayetler, Hz. Nebi (s.a.v.) ı incitenlerin kâfir olacağına delâlet etmektedir.
Rasulullah'a küfredenin
katli hükmünün sünnetten delilleri de üzerinde durduğumuz hadislerin yanısıra
İfk hadisesi üzerine Rasulullah'ın Abdullah b. Übeyy b. Selûl hakkında Sa'd b.
Muâz'ın "...Eğer o Evs'ten ise boynunu vururum. Eğer kardeşlerimiz olan
Hazrec'ten ise ve sen bize emredersen, emrini uygularız." şeklindeki
sözlerini Rasulullah'm ikrar etmesidir. Yine 4359 numarada geçen hadisteki
irtidâd eden Abdullah b. Sa'd b. Ebi Şerh hakkında Rasulullah'm söyledikleri de
bu hükme delil kabul edilmiştir.
Kadı Iyaz'ın rivayet ettiği
bir hadiste Rasulullah efendimiz: "Kim bir Nebie söverse onu öldürünüz.
Kim de benim sahabelerime söverse onu dövünüz" buyurmuştur.
Hilal ve Ezci'nin Hz.
Ali (r.a) den rivayet ettikleri bir hadiste de efendimiz: "Kim bir Nebie
söverse öldürülür. Kim de benim ashabıma söverse sopa ile dövülür"
buyurmuştur;
Rasulullah'a küfreden
bir müslümanin öldürülmesinin vacip olduğunun icma'ile sabit olduğunu az önce
belirtmiştik.
Kıyastan delil de:
Mürted icmâen öldürülür. Rasûîullah'a küfreden de mürteddir. O halde o da
öldürülür.
Rasûîullah'a küfreden
birisinin öldürülmesinin gereği hükmü açıkça ortaya konulduktan sonra akla bir
soru gelmektedir, Acaba böyle birisi küfründen dolayı mı öldürülür, yoksa had
olarak mı öldürülür? Bu konunun incelenmesi gerekir.
Ulemânın büyük
çoğunluğuna göre mürted olan kişi tevbe ederse kabul edilir, aksi halde
öldürülür. Mürtedin öldürülmesi de had olarak olacaktır. Çünkü veliyyul-emrin,
mürtedin cezasını affetmeye veya değiştirmeye yetkisi yoktur. Aslen kafir olan
ise böyle değildir. Çünkü veliyyü'1-emir isterse onu öldürür isterse
köleleştirir. Mürted hakkında ise böyle bir serbestlik yoktur. Mürted had
olarak öldürüleceğine ve Hz. Nebi (s.a.v.)'e küfr eden de mürted olduğuna göre,
onun öldürülmesi de had olacaktır.
b) Rasulullah
(s.a.v.)'a küfreden birisi tevbe ederse, tevbesi kabul edilip had düşer mi?
Yoksa yine öldürülür mü?
Ebu Bekr b. el-Münzir;
Mâlik b. Enes, Leys, Ahmed, İshak ve Şafii'ye göre Rasûîullah'a küfredenin
öldürülmesi gerektiğini ve tevbesinin kabul edilmeyeceğini söyledikten sonra,
Ebû Hanife ve ashabının, Sevri ve Ev-zai'nin de aynı görüşte olduklarını ama
bunlara göre Rasûîullah'a sövmenin, dinden dönme sayıldığını ilave eder.
İbn Abidin, yaptığı tahkik
sonunda İmam Malik ve ashabına, Selefe ve ulemanın cumhuruna göre Rasûîullah'a
küfredenin had olarak öldürüleceğini, bunlara göre tevbesinin kabul
edilmeyeceğini, tevbenin yakalandıktan sonra olması ile, kendisinin tevbe
ederek dönmesi arasında fark olmadığını söyer. Delilleri ise, bunun bir had
oluşu ve diğer hadlerde olduğu gibi onu tevbenin düşürmeyişidir. İbn Abidin'in
araştırmasına göre İmam Şafii ve İmam Azam Ebu Hanife'ye göre ise Rasûîullah'a
küfreden tevbe ederse tevbesi kabul edilir. Aksi halde öldürülür. İbn Abidin
vardığı bu sonucu; İmam Sübki'den, İbn Teymiye'nin; es Sarimu'I-Meslul'ün-den,
Ebu Yusuf'un; Kitabu'l - Harac'mdan, Şeyhu'l - İslam es-Sadi'nin,
Kitabu'n-netf'inden, Müeyyedzade'nin Fetavasından, Muinü'1-Huk-kam'dan ve Nuru'I-ayn
Islahu cami'il fusuleyn'den yaptığı nakillerle teyid eder. Sonuç olarak şöyle
der: "Mezhep ehlinden yapılan bu nakiller, Rasûîullah'a küfredenin
tevbesinin kabulü konusunda makbul olduğunda açıktır. Bizim mezhebimizin
dışındaki mezhep mensuplarından (Sübki ve İbn Teymiye) yaptığımız nakiller de
aynı istikamettedir."
Konuyu toparlarsak
deriz ki; Dört Mezhep İmamından İmam Malik ve Ahmed b. Hanbel'e göre
Rasûîullah'a küfreden birisi pişmanlık duyup tevbe etse bile dinlenmez
öldürülür. Ama Allah katındaki durumunu biz bilemeyiz. İmam Azam Ebu Hanife ve
İmam Şafii'ye göre ise tevbe ederse kabul edilir, öldürülmez. Bu görüşün delili
de Mürted'de yapılan uygulamadır. Çünkü daha önce de geçtiği gibi mürted tevbe
eder de tekrar İslama dönerse öldürülmez. Rasûîullah'a küfreden de mürteddir.
İbn Abidin
araştırmasının devamında el-Fetavâ'1-Bezzaziye gibi Hanefi bazı müteahhirûn
kitaplarında Rasûîullah'a küfredenin tevbesinin kabul edilmeyeceği yolunda
nakiller bulunduğuna dikkat çekerek bunun bir hata olduğunu, konunun iyi
araştırılması gerektiğini söyler ve önceki anlattıklarının sahih olduğunu
bildirir. İbn Abidin'in bu istikameteki nakil ve cevaplan hayli uzundur. Buraya
aktarmanız mümkün değildir. Dileyen adı geçen esere bakabilir.
c) Zimmilerden, Rasûîullah'a
küfredenin durumu:
Açıklamamızın baş
tarafından Hattabî'den naklen, Rasûîullah'a küfreden zimminin (müşîümartların
idaresi altındaki yahudi ve hristiyanm) İmam Mâlik ve İmam Şafiî'ye göre
öldürüleceğini, İmam-ı Ebu Hanife-den ise öldürülmeyeceğinin nakledildiğini
söylemiştik.
Kadı îyaz da, Ebu
Hanife ve Sevri ile bunların ashabının dışındaki âlimlere göre, Rasûîullah'a
küfreden zimminin öldürüleceğini söyler. Çünkü müslümanlar onlara Nebilerine
sövsünler diye zimmet vermemişlerdir. İmam Sübki de Hanefi mezhebinin
dışındaki mezheplere göre böyle bir zımmînin öldürüleceğini bildirir.
Zımmî, Rasûîullah'a
küfreder de öldürülmeden önce müslüman olursa durum ne olacaktır? Hanefilere
göre cevap bellidir. Müslüman olmasa bile öldürülmeyeceğine göre, müslüman
olduktan sonra hiç öldürülmez. Diğer üç mezhebe göre ise konu ihtilaflıdır.
İmam Malik'den bu
konuda iki rivayet vardır. Bir rivayete göre öldürülmez, diğerine göre
öldürülür. Hanbelilerden üç farklı görüş rivayet edilmektedir:
I) Rasululullah'a küfrettikten
sonra müslüman olup tevbe edenin tevbesi bir kayda tabi olmadan kabul edilir.
II) Mutlak olarak
tevbesi kabul edilmez.
III) Zimminin tevbesi
müslüman olmakla kabul edilir, mtislümanken küfredip de tevbe edenin tevbesi
kabul edilmez.
Şafülere göre de mutlak
olarak (yani ister müslüman olsun ister zimmi iken İslama girsin) Rasulullah'a
küfredenin tevbesi kabul edilir, kati düşer.
Yukarıda da işaret
ettiğimiz gibi Hanefilere göre, Rasulullah'a küfreden bir zimmî öldürülmez ve
zimmeti bozulmaz. Ancak adam ta'zir edilir. Hanefi fıkhına ait metin ve
şerhlerde zikredilen budur. Tekiyuddin İbn Teymiye de anılan eserinde
Hanefilerin bu konudaki görüşlerini verirken şöyle der: "Ebu Hanife ve
ashabına gelince; sövmekle ahd bozulmaz ve zimmî öldürülmez. Ancak böyle çirkin
bir davranışı izhar ettiği için diğer münkeratta olduğu gibi ta'zir
edilir."
Rasulullah'a küfreden
kişiye ait hükümler konusunda bu malumatın yeterli olduğu kanaatindeyiz. Daha
geniş bilgi almak isteyenlerin İbn Abidin ve İbn Teymiye'nin adı geçen
eserlerine müracaat etmelerini tavsiye ederiz.