SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SUNNE BAHSİ

<< 4733 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنْ أَبِي عَبْدِ اللَّهِ الْأَغَرِّ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ يَنْزِلُ رَبُّنَا كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا حَتَّى يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الْآخِرُ فَيَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُ

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den (rivayet edildiğine göre); Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:

 

'Her gece, gecenin son üçte biri kalınca, Rabbimiz dünya semasına iner ve:

 

Bana dua edecek kimse yok mu, duasını kabul edeyim, benden bir isteği olan yok mu, ona (isteğini) vereyim, benden aff dileyen yok mu kendisini bağışlayayım, buyurur."

 

 

AÇIKLAMA:

 

Yüce Allah'ın her gecenin son üçte birinde dünya semasına inmesi meselesinde ulema ihtilafa düşmüşlerdir. Bazıları, buradaki: "Rabbimiz iner" cümlesinin hissi ve cismani bir inişi anlattığını söylemişlerdir. Bunlar müşebbihe veya mücessime fırkalarıdır ki Allahu Teala onların bu iddialarından münezzehidir. Bazıları ise Allahu Teala ya cismanîlik gi­bi noksan sıfatlardan tenzih etmek gayesiyle bu gibi hadislerin sıhhatini inkar etmişlerdir ki bunlar da hariciler ve mutezilelerdir.

 

Bazıları da bu gibi hadisleri Allah'ın şanına zat ve sıfatlarına ve İs­lam'ın genel esaslarına uygun olarak tevil etmişlerdir. Bunlar ehl-i sünnet ulemasıdir. Bir kısmı da bu ve bunun gibi hadislere geldikleri şekilde ve te'vile gitmeden icmalî olarak iman etmekle beraber, teşbihlerden kaçına­rak keyfiyyetini, ilm-i ilahiye havale etmişlerdir ki bunlar da Selef-i salihinin cumhurudur. Beyhaki'nin ve daha başkalarının rivayetine göre dört mezhep imamı ile iki Süafyan, iki Hammad, el-Evzai ve el-Leys de bu gö­rüştedirler doğru olan görüş de budur.

 

Mahir: DİKKAT SAYGIYA LAYIK KARDEŞİM, AŞAĞIDA YER VERİLEN AYRINTI VE GÖRÜŞLER YUKARIDAKİ SONUÇ OLAN DOĞRU GÖRÜŞÜ ZEDELEMESİN !!! HABERDAR OLMAN, TEKNİK BİLGİ VE GÖRÜŞ ÇEŞİDİ UMULARAK AŞADIKAKİ METİNLERE YER VERİYORUM.

 

Bu mevzuda Bezlu'l-Mechud yazarı da şöyle diyor: "el Bacî'nin İmam-ı Malik'den rivayet ettiğine göre Allah'a nüzul (inme) isnad eden bu gibi hadislerle Allah'a gülme isnad eden hadisleri rivayet etmekte bir sakınca yoksa da Allah'ın Adem (a.s.)'ı kendi suretinde yarattığını ifa­de eden hadis (Bk.Buharî, İ'tisam I, Müslim, birr; cenne; Ahmed b. Hanbel, II, 244, 251. 215, 323,434,463,519.) ile Sa'd r.a.'ın ölümüyle Arş sallandı mealindeki hadisi (Bk. Buhari, menakibü'l-ensar; Müslim fedailü'l-sahabe; Tirmizî, menakıb; İbn Mace, mukaddime; Ahmed b. Hanbel, III, 224,296,316,349; IV, 352; VI, 329.456) ve Allah'ın kıyamet gününde eteğini toplayarak mu’minlere görüneceğini ifade eden hadisi (Bk. Buhari, tefsir sure, tevhid, Müslim, iman; Darîmî, rikak; Ahmed b. Hanbel, III, 17) rivayet etmek uygun olmaz. Çünkü bu ikinci konudaki hadislerin sıhhati, birinci kısımdakiler kadar kuvvetli değildir ve revilleri de birinci kısımdakilerin te'vili kadar İslamın genel mevzuatı­na uygun değildir."

 

DİKKAT İMAM MALİK KENDİ KİTABINDA DA BU HADİS’E YER VERMİŞTİR. BURADAN KASIT BU TÜR HADİSLERİN ULU ORTA BİLGİSİZ KİŞİLERİN BİLGİSİZ KİŞİLERE AÇIKLANMASIDIR.

 

Ehl-i sünnetin müteahhirin (sonradam gelen) uleması metinde geçen "yenzilu Rabbuna" cümlesini "Allah'ın rahmeti iner, lütfı ziyadeleşir, dualara icabet eder, mazeretleri kabul eder" diye te'vil etmişlerdir. Sözü geçen ulema­ya göre, bu cümle Allah'ın kerem ve rahmetinden kinayedir. Merhamet ve kerem sahipleri fakir ve muhtaçların yakınlarına indikleri zaman, on­ları lütuf ve ihsanla donattıkları için gerçek lutfun ve keremin sahibi olan Allah'ın dünya semasına inmesinden bahsedilerek lütuf ve rahmet derya­larının coşup taştığı, günahların, yunup yıkanma zamanının geldiği mana­ları kasdedilmiştir. Binaenaleyh, Allahü Teala için cismanî bir nüzul ve hareket aklen muhal olduğundan metindeki inmeyi, bu şekilde manevi bir iniş şeklinde anlamak icabeder.

 

Eğer bu inişi zahiri manasına uygun şekilde hissi bir iniş olarak ele ala­cak olursak, Allah'ın emriyle bir müvekkel melek iner, diye te'vil etmek icabeder. Nitekim İbn Fuvrek'in de ifade ettiği gibi bazı ilim adamları "yenzilü" kelimesini "tefîl" babından "yünezzillu" şeklinde okumuşlar­dır ki bu durumda bu fiile bir de mef'ul gerekir. Mahzuf olan bu meful de "müvekkel melek" olarak takdir edilebilir. İmam-ı Kurtubi de bu görüşte­dir. Nitekim Nesai'nin rivayeti de böyledir.

 

Müslim'in Malik tariki ile gelen rivayetinde de bu kelime "yetenezze-lü" şeklinde gelmiştir ki, manevi nüzule en uygun olan rivayet budur.[Bk. eş-Şarkavi, Fethu'l-Mübdi bişerhi Muhtasari'z-zebidi, i, 85; Miras Kamil, Tecrid-i Sarih Tercemesi IV, 138: birinci baskı.]

 

Metinde geçen dua, sual (ismetek), istiğfar kelimelerinin hepsi de ay­nı manaya geldikleri halde, burada peşi peşine ve ayrı ayrı zikredilmele­rinin sebebi aralarında bazı ince farkların bulunmasıdır. Şöyle ki burada dua kelimesiyle dünyevi nimetlerin celbini, sual kelimesiyle uhrevi ni­metlerin celbini, istiğfar ile de dünyevi ve uhrevi zararların defini istemek kasdedilmiştir.[Bk. eş-Şarkavi, Fethu'l-Mübdi, 1. 85.]

 

Gecenin son üçte birinde uyku çok tatlı olduğu için yüce Allah bu va­kitte rızasını kazanmak için tatlı uykusunu terk eden ihlaslı kullarına böy­le engin bir lutufta bulunmuştur. Bu kapı, isteyen her müslümana açıktır. Neselullahettevfik.

 

EN GÜZELİ BU TÜR HADİSLERE OLDUĞU GİBİ İMAN EDİP TE’VİL’DEN DE BENZETMELERDEN DE KAÇINMAKTIR. HADİSTEKİ ASIL MESAJ NEYİMİZE YETMİYOR Kİ. 

 

Bu hadis-i şerifi 1315 numaralı hadisin şerhinde de açıklamıştık.

 

O SAYFA İÇİN BURAYA TIKLAYIN