NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ
حَيْوَةَ بْنِ
شُرَيْحٍ عَنْ
سَالِمِ بْنِ
غَيْلَانَ
عَنْ
الْوَلِيدِ
بْنِ قَيْسٍ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ أَوْ
عَنْ أَبِي
الْهَيْثَمِ
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
تُصَاحِبْ
إِلَّا
مُؤْمِنًا
وَلَا
يَأْكُلْ
طَعَامَكَ
إِلَّا تَقِيٌّ
Hz. Ebu Said'den
(rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"Mü'minden
başkasıyla arkadaşlık etme, yemeğini de (Allah'dan) korkan kimse (ler) den
başkası yemesin."
İzah:
Tirmizî zühd; Darimî,
et'ime; Ahmed b. Hanbel, III, 38.
Hadis-i şerifte arkadaşlığı
tavsiye edilen mü'minmünafıklıktan ve küfür korkusundan uzak, gerçek iman
sahibi müslümanlardır. Çünkü, bunların arkadaşlığı dünyada ve âhirette insana
fayda verir. İmandan yoksun olan kimselerin arkadaşlığının akıbeti,
düşmanlıktan ve ziyandan başka bir şey değildir. Nitekim dünyada kötü
insanlarla arkadaşlık edenlerin âhiretteki hâli, Kur'ânda şöyle
anlatılmaktadır.
"O gün zâlim
ellerini ısırıp; "no'laydı, keşke ben Nebile bir yol edineydim"
der.[Furkan 27]
Metinde geçen "yemeğini
(AUah'dan) korkan kimselerden başkası yemesin" cümlesi aslında
"yemeğini (Allah'dan) korkan kimselerden başkasına yedirme.!"
anlamında kullanılmıştır.
Aslında insanlara ikram
edilen yemek iki çeşittir:
a. Arkadaşlık ve
dostluk için verilen yemek ziyafetleri,
b. Aç ve muhtaçları
doyurmak için verilen yemek ziyafetleri. "Yoksula, yetime ve esire onun
sevgisi için yemek yedirirler."[Nisa 8]
âyet-i kerimesinde
açıklandığı üzere, muhtaç ve aç durumda olan herkese mü'min ve kâfir ayırımı
yapmadan yemek yedirmek caiz olduğundan, mevzumuzu teşkil
eden hadis-i şerifte,
müttekillerden başkasına
yedirilmemesi tavsiye edilen yemeklerin ikinci cinsten olan yemek ikramları
değil birinci cinsten olan yemek ikramları olması gerekir.