NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ
حَدَّثَنَا
خَالِدٌ عَنْ
يُونُسَ عَنْ
عَمْرِو بْنِ سَعِيدٍ
عَنْ أَبِي
زُرْعَةَ
بْنِ عَمْرِو
بْنِ جَرِيرٍ
عَنْ جَرِيرٍ
قَالَ
بَايَعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلَى
السَّمْعِ
وَالطَّاعَةِ
وَأَنْ أَنْصَحَ
لِكُلِّ
مُسْلِمٍ
قَالَ
وَكَانَ إِذَا
بَاعَ
الشَّيْءَ
أَوْ
اشْتَرَاهُ
قَالَ أَمَا
إِنَّ
الَّذِي
أَخَذْنَا
مِنْكَ
أَحَبُّ
إِلَيْنَا
مِمَّا
أَعْطَيْنَاكَ
فَاخْتَرْ
Ebu Zür'a İbn Amr İbn
Cerir'den (rivayet edildiğine göre) Cerir (İbn Abdullah el Becelî) (r.a.) şöyle
dermiş:
"Ben (kendisini)
dinleyip itaat etmek ve her müslüman için halis niyyet beslemek ve onlar
hakkında hayırlı davranışlarda bulunmak üzere Rasûlullah (s.a.v.) söz verdim.
(Ebû Zür'a) dedi ki: (Cerir birisine) birşey sattığı, ya da birşey satınaldığı
zaman: "Muhakkak ki bizim senden almış olduğumuz (bu mal), bizim için
(bizim) size verdiğimizden daha sevimlidir. (Binaenaleyh, vermiş olduğun malı)
tercih et(tiğin takdirde bizden geri alabilirsin)" derdi.
İzah:
Buhârî. iman; Müslim,
iman; Nesai Bey'a; Ahmed b. Hanbel. IV, 264.
Bey'at: Mübadele
(alış-veriş) akdi demektir. Sonraları Devlet Başkanına itaat ve sadakati
bildiren ve el sıkışma suretiyle yapılan ahitleşme anlamında kullanılır
olmuştur. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte kasd edilen mana da budur.
Bilindiği gibi, Rasul-i
zişan efendimizin şahsında hem Nebilik, hem de devlet başkanlığı toplanmış
olduğundan, hadis-i şerifte söz konusu edilen mesele bir müslümanın, Hz. Nebie
ve müslüman devlet başkanına herhangi bir dünyevi çıkar gayesi olmaksızın sırf
Allah rızası için ivazsız, garazsız, samimiyet ve ihlasla bağlanmanın ve
onların Allah'ın dinine hizmet yolunda verecekleri emirlere uymanın lüzumu
meselesidir.
Burada söz konusu
edilen diğer bir mesele de bir müslümanın diğer bir müslümam onun menfaatini
kendi menfaatine tercih edebilecek kadar samimi bir şekilde sevip sayması
meselesidir.
Hadis-i şerifte bir müslümanın
Allah için bir din kardeşine karşı besleyebileceği samimi sevgi ve saygı
duygulan anlatılmaktadır. Hz. Cerir'in alış-veriş yaptığı müslüman kardeşleri
karşısında duyduğu îsâr dediğimiz müslüman kardeşinin menfaatini kendi
menfaatini tercih edebilme (diğerkâmlık) duygusu ise, bir müslümanm din
kardeşlerine karşı beslemesi gereken sevgi, saygı, samimiyet duygularının en
idael bir örneğidir.
Hafız İbn Hacer'in
Taberâni'den rivayet ettiği bir haberde bildirdiğine göre, Hz. Cerir,
kendisine bir at satınalması için bir kölesine emr etmiş, o da pazardan 300
dirheme bir at alarak parasını da ödemek için atla birlikte sahibini de
Cerir'e getirmiş. Cerir atı beğenmiş. Ve ata biçilen 300 dirhemi az bulduğu
için atın sahibiyle yeniden pazarlığa girişmiş ve 800 dirhemde anlaşmış.
Mevzumuzu teşkil eden
bu hadis-i şerifte sözkonusu edilen bütün bu samimi, temiz ve ulvî duygulara
"nasihat" denir ki; biz bu nasihatin çeşitlerini ve nasıl olacağını
bir önceki hadis-i şerifin şerhinde açıkladık.