NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
النُّفَيْلِيُّ
حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ
حَدَّثَنَا
مَنْصُورُ
بْنُ الْمُعْتَمِرِ
عَنْ هِلَالِ
بْنِ يَسَافٍ
عَنْ رَبِيعِ
بْنِ
عُمَيْلَةَ
عَنْ
سَمُرَةَ بْنِ
جُنْدُبٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا تُسَمِّيَنَّ
غُلَامَكَ
يَسَارًا
وَلَا رَبَاحًا
وَلَا
نَجِيحًا
وَلَا
أَفْلَحَ
فَإِنَّكَ
تَقُولُ
أَثَمَّ هُوَ
فَيَقُولُ
لَا إِنَّمَا
هُنَّ
أَرْبَعٌ
فَلَا
تَزِيدَنَّ عَلَيَّ
Semura îbn Cündüb'den
(rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Sakın kölenin ismini
Yesâr, Rebah, Necîh, Efiâh koyma. Çünkü (olur ki) sen (kendine bu isimlerden
birini verdiğin köleni kasd ederek):
O orada mı? diye sorarsın
(karşıdaki de):
(Semure dedi ki:) Hayır
cevabını verir."
Böylesi isimler dörttür,
benim adıma onları fazlalaştirmayın.
Tahric edenler: Müslim,
edeb; Tirmizî edeb; Ahmed b. Hanbel, 11-385. V-7, 10-11,21.