SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 4998 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ بَقِيَّةَ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ عَنْ حُمَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَجُلًا أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ احْمِلْنِي قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّا حَامِلُوكَ عَلَى وَلَدِ نَاقَةٍ قَالَ وَمَا أَصْنَعُ بِوَلَدِ النَّاقَةِ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهَلْ تَلِدُ الْإِبِلَ إِلَّا النُّوقُ

 

Hz. Enes'den (rivayet edildiğine göre)

 

Adam'ın biri (Hz. Peygamberin huzuruna gelerek):     

 

Ey Allah'ın Rasulu, beni bir binek hayvanına bindir! demiş Nebi (s.a.v.)’de:

 

"Biz seni bir dişi deve'nin yavrusuna bindireceğiz" cevabım vermiş.(Adam):

 

Ey  Allah'ın Rasulü ben dişi devenin yavrusunu ne yapacağım? deyince Nebi (s.a.v.):

 

Her deveyi bir dişi deve doğurmuş değil mi? diye şaka yapmış.”

 

 

İzah:

Tirmizî, birr; Ahmed b. Hanbel. III, 267.

 

Gerçekten, Hz. Nebi son derece mütevazi ve insanlarla olan temaslarında son derece tabiî, yapmacıktan, gösterişten, yalandan uzak idi. Çevresiyle oturup sohbet etmekten, yeri geldiği zaman şakalaşmaktan, nükte yapmaktan da geri kalmaz­dı. Ancak ne var ki onun bütün şaka ve mükteleri de gerçeğe uygundu. Bir defasında yaşlı bir kadına "ihtiyar kadın cennete girmeyecek" diye şa­ka yapmıştı. Gerçekten de yaşlı kadınlar cennete ihtiyar olarak değil genç-leşerek gireceklerdir. Fakat bu kadın o anda bunu düşünemediğinden çok üzülmüş, ağlayarak dönüp gitmişti. Sonra Hz. Peyamber meselesinin as­lını açıklayarak onu teskin etti.

 

Binaenaleyh Hz. Nebiin latifeleri de, latif ve gerçeğe uygun idi, onun şakaları arasında yalana ve kabalığa asla yer yoktu. Nitekim şu ha­dis-i şerif de bu gerçeği ifade etmektedir. ".... Ben yalnız gerçeği söy­lerim."[Tirmizî, birr]

 

Nitekim, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif de bunun örneklerinden sadece bir tanesidir.

 

Hz. Nebiin özel hayatında şı kaya yer verdiğini ifade eden bu ha­dis-i şeriflerde "kardeşinle münakaşa etme, onunla şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin va'dde bulunma"[Tirmizî, birr] mealindeki hadis-i şerif arasında bir çelişki olduğu zannedilmemelidir. Çünkü Hz. Nebiin yasaklamak istediği şaka, haddi aşan, kaba, içinde yalan bulunan şakalar­dır ve şakayı adet haline getirmektir. Zira şakayı adet hâline getirmek in­sanı Allah'ı zikretmekten, dini meseleleri düşünmekten alıkoyar, kalbi katılaştınr, insanı kırıcılığa, kindarlığa sürükler, heybet ve vakarı da gide­rir.

 

Bu gibi zararlardan arınmış olan şakalar ise mubahtır, Karşıdakinin gönlünü hoş eden ve onun yalnızlığını giderip rahatlatan şakalar yapmak ise müstehaptır.