NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الْحَمِيدِ
الْبَهْرَانِيُّ
أَنَّهُ
قَرَأَ فِي
أَصْلِ
إِسْمَعِيلَ
بْنِ
عَيَّاشٍ
وَحَدَّثَهُ
مُحَمَّدُ
بْنُ إِسْمَعِيلَ
ابْنُهُ
قَالَ
حَدَّثَنِي
أَبِي قَالَ
حَدَّثَنِي
ضَمْضَمٌ
عَنْ شُرَيْحِ
بْنِ
عُبَيْدٍ
قَالَ
حَدَّثَنَا
أَبُو ظَبْيَةَ
أَنَّ عَمْرَو
ابْنَ
الْعَاصِ
قَالَ
يَوْمًا
وَقَامَ رَجُلٌ
فَأَكْثَرَ
الْقَوْلَ
فَقَالَ عَمْرٌو
لَوْ قَصَدَ
فِي قَوْلِهِ
لَكَانَ خَيْرًا
لَهُ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ لَقَدْ
رَأَيْتُ
أَوْ
أُمِرْتُ
أَنْ
أَتَجَوَّزَ
فِي الْقَوْلِ
فَإِنَّ
الْجَوَازَ
هُوَ خَيْرٌ
Ebû Zabye'den demiştir
ki:
Bir gün bir adam ayakta,
bir konuşma yapıp sözü uzatmıştı. Bunun üzerine Hz. Amr ibn el-Âs şöyle dedi:
Eğer (bu adam)
konuşmasını fazla uzatmayıp yerinde kesse idi kendisi için daha hayırlı olurdu.
(Nitekim) ben Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim:
"Ben özlü konuşmayı
bilirim -yahutta (bu şüphe raviye-aittir) -özlü konuşmakla emr olundum. Çünkü
özlü konuşmak daha hayırlıdır."
İzah:
Hadis-i şerif Rasulü
Zişan efendimizin özlü ve kısa konuşmayı sevdiğini ve bunu tavsiye ettiğini ifade
etmektedir. Gerçekten de bir konuşmanın sürçme ve noksanlıklardan sâlim
kalabilmesinin şartlarından biri sözü gerektiği kadar, konuşup, uzatmamaktır.
Rivayet olunur ki, bir
bedevi arap Rasûlullah (s.a.v.)'in huzurunda konuştu ve sözü uzattı. Bunun
üzerine Nebi efendimiz ona: "Dilin Önünde kaç perde vardır?"
buyurunca, bedevi arap:
Dudaklarım ve dişlerim
vardır, diye cevap verdi. Efendimiz (s.a.v.)'e
"Allah Teâlâ böyle
uzun konuşmaya dalanları sevmez. Onun için Çenab-ı Allah, ihtiyaç nisbetinde konuşup
sözü kısa kesen kimsenin yüzünü ak eylesin."dedi.
Bazı belagat ehli diyor
ki:
"Kişinin sözü
faziletinin belgesi ve aklının tercümanıdır. Onun için sözü yerinde bırak ve
azıyla yetin. Sultanını kızdıracak ve kardeşlerini nefret ettirecek uzun konuşmalardan
sakın. Çünkü sultanını kızdıran ölüme maruz kalır ve kardeşlerini nefret
ettiren de hürriyetini yitirir."