NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ صَالِحٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ الْمُسَيَّبِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
بِمَعْنَاهُ
زَادَ
فَخَشِيَ
أَنْ
يَرْمِيَهُ بِرَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَجَازَهُ
Hz. Said b. el-Müseyyeb
Hz. Ebu Hureyre'den de (bir önceki 5013. hadisin) manasını (rivayet etmiştir.
Ancak bu rivayette ravilerden Ma'mer bir önceki hadisten fazla olarak şunu da)
ilave etmiştir:
(Hz. Ömer camide şiir
okunuşuna karşı bakışlarıyla gösterdiği tepkiye, Hz. Hassan'ın) Rasûlullah
(s.a.v.)'in bu hususta vermiş olduğu izne dayanmak suretiyle karşılık
vereceğinden korktuğu için O'na (mescidde şiir söylemesi hususunda) izin verdi.
İzah:
Buharî, edeb; Müslim,
fedailüssahâbe; Nesâî, mesacid; Ahmed b. Hanbel, V, 222.
Hassan b. Sabit
(r.a)'ın kendisinden rivayet edilen eder. bir hadis-j şerifte açıklandığı üzere
Rasûlullah (s.a.v.) O'na: "Onları hicvet (korkma) Cibril seninle
beraberdir." buyurmuştur. Buharî,
edeb; Müslim, Fedailüssahabe
Aynı şekilde
mü'minlerin annesi, Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.),
Hassan için mescidde bir minber kurdurur, Hz. Hassan da o minberin üstüne
çıkıp kâfirleri hicv edermiş.[Sünen-i Ebû Dâvud, hadis nu. 5015; Ahmed Naim,
Tecrid-i Sarih Terceme ve Şerhi, II,326-327. Birinci baskı.]
Edebiyat meraklısı
kimselerin gerek kendilerinin gerek başkalarının şiirlerini söylemeleri caiz
olup olmadığı meselesi müctehidleri iki kısma ayırmıştır: Bir takımları şiir
söylemenin mutlak surette caiz olduğunu söylemişlerdir. Şa'bî, Amr ibn Sa'd
Becelî, Muhammed İbn Şirin, Said İbn el-Müseyyeb, Kasim, Sevrî, Evzâî, Ebu
Hanife, Malik, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, Ebu Yusuf, Muhammed, İshak, Ebu Sevr,
Ebu Ubeyd (r.a.) bu görüştedirler. Sözü geçen fıkıh imamlarına göre, Hicivden,
fuhuşdan, müslümanlardan birinin şeref ve haysiyyetine taarruzdan uzak olan
şiirleri söylemekte bir sakınca yoktur. Delilleri ise "Ey Allahım,
Hassan'i rû-hü'l Kudüs ile te'yid buyur." mealindeki hadis-i şerifle
konumuzu teşkil eden hadisin şerhi esnasında geçen hadislerdir.
Mesrûk ile, İbrahim
Nehaî, Salim İbn Abdullah, Hasan-ı Basrî ve Amr ibn Şuayb (r.a.) ise şiirin
rivayetini de söylenmesini de mekruh görmüşlerdir. Delilleri ise
"Şairlere gelince; onların ardınca ancak sapıklar gider."[Şuarâ 224]
mealindeki âyet-i kerime ile "Birinizin içinin irin ile dolup harap olması
şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır."[Ebu Davud, hadis nu. 5009.]
Mealindeki hadistir.
Şiir söylemekte bir
sakınca olmadığını söyleyen fıkıh imamlarınca buradaki nehy her şiire şâmil
olmayıp sadece fuhş-u kelâm ile karışık olan şiirlere şamildir.
Nitekim Rasulü Ekrem
(s.a.v.)'in çok kere şiir dinlemiş olmaları, veznini değiştirerek bile olsa
başkalarının şiirlerini okumaları ve Özellikle, Hz. Hassan'ı her fırsatta şiire
teşvik buyurmaları da bu görüşü te'yid etmektedir.
Her ne kadar müşriklere
karşı şiirle sebb ve hicivde bulunmak caiz ise de , kâfirlerin de buna karşılık
vererek, ehl-i İslama küfretmeleri ihtimal dairesine gireceğinden, bunu müslüm
anların başlatması caiz görülmemiştir. Fakat tecavüzü müşrikler, başlatırlar
da aynı silahla müdafaa zarureti hasıl olursa o zaman bunda bir sakınca yoktur.
Çünkü "müşriklerle, mallarınız, canlarınız ve dillerinizle mücadele
ediniz." buyurulmuştur.
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şeriften anlaşıldığına göre Hz. Ömer mescidde şiir söylemenin caiz
olmadığı görüşünde imiş. Hz. Hassan b. Sabit'i şiir söylerken görünce bunu
tasvib etmemiş ve tasvib etmediğini bakışlarıyla belli etmiş. Hz. Ömer'in
bakışlarındaki manayı sezen Hz. Hassan: "Ben'bu mescidde senden daha
hayırlısı varken de şiir söylerdim" diyerek Hz. Ömer'e karşı kendini
savunmaya başlamış. Hz. Ömer onun, kendisini savunmaya kararlı olduğunu ve bu
hususta Hz. Peygamberin kendisiai tasvib ettiğini ileri sürerek kendisine
cevap vermeye hazır olduğunu gördüğü için Hz. Nebi'e dayanılarak kendisine
cevap verileceği ve neticesiz kalacağı belli olan bir münakaşaya girmek istememiştir.
Bezlü'l-Mechud yazarına
göre gerçekte bu konuda, Hz. Ömer'in görüşü daha isabetli idi. Çünkü Hz. Nebi
devrinde mescidde şiir söylemeyi gerektiren sebepler vardı. Hz. Ömer devrinde
bu sebeplerden hiç birisi kalmamıştı.
Hassan b. Sabit
el-Ensari (r.a.) Muhadramindendir (yani hem cahi-liyyet döneminde hem de
İslamiyet döneminde yaşamıştır). 120 sene yaşamış bunun yarısını cahiliyye
devrinde yarısını da İslamda geçirmiştir. Babasıyla iki ceddinin de yüzyirmişer
sene yaşadıkları rivayet olunur. Künyesi Ebu'l-Velid, yahut Ebû
Abdurrahman'dır.