NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ
إِسْحَقَ
بْنِ عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ أَبِي
طَلْحَةَ
عَنْ زُفَرَ بْنِ
صَعْصَعَةَ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
كَانَ إِذَا
انْصَرَفَ
مِنْ صَلَاةِ
الْغَدَاةِ
يَقُولُ هَلْ
رَأَى أَحَدٌ
مِنْكُمْ
اللَّيْلَةَ
رُؤْيَا
وَيَقُولُ
إِنَّهُ
لَيْسَ
يَبْقَى
بَعْدِي مِنْ
النُّبُوَّةِ
إِلَّا
الرُّؤْيَا
الصَّالِحَةُ
Ebu Hureyre (r.a.)'den
(rivayet edildiğine göre)
Rasûlullah (s.a.v.)
sabah namazın(ı kıldık)tan (sonra yüzünü cemaate doğru) dönünce (onlara):
Bu gece sizden biri(niz)
rü'ya gördü mü? diye sorar ve şöyle dermiş:
"Muhakkak ki
(artık) benden sonra Nebilikten, sadık rüyadan başka bir şey
kalmayacaktır."