NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحِيمِ
حَدَّثَنَا
الْمُعَلَّى
بْنُ مَنْصُورٍ
أَخْبَرَنَا
هُشَيْمٌ
عَنْ
مَنْصُورٍ عَنْ
ابْنِ
سِيرِينَ
عَنْ ابْنِ
الْعَلَاءِ
عَنْ الْعَلَاءِ
يَعْنِي
ابْنَ
الْحَضْرَمِيِّ
أَنَّهُ
كَتَبَ إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَبَدَأَ
بِاسْمِهِ
el-Alâ b. el-Hadremî'den
(rivayet edildiğine göre) kendisi Nebi (s.a.v.)'e mektup yazmış da (sıra
isminin zikrine gelince "el-Alâ'dan Allah'ın Rasulüne" şeklinde önce)
kendi isminden başlamış.
İzah:
Bu hadis-i şeriflerde el-Alâ
b. Hadramî'nin Bahreyn'de vali iken Hz. Nebie yazdığı mektuplara
"Bismillahirrahmanirrahim, el-Alâ'dan Allah'ın Rasulüne" şeklinde
Besmeleden sonra, önce kendi ismini zikrederek başladığı, Hz. peygamberin de
onun bu uygulamasını iyi karşılanmasıyla kişinin yazdığı mektuplara besmeleden
sonra kendi ismiyle başlamasının takriri sünnet halinde yerleştiği ifade
edilmektedir.
Nitekim, Hz. Nebiin
Bizans kralı Herakliyüs'e yazdığı mektupta "Rahman ve Rahim olan Allah'ın
adıyla! Allah'ın kulu ve Resulü Muhammed'den Rumların büyük reisi
Hekakliüs'e" şeklindedir.[Ebû Davud, 5136 nolu hadis.]
Hz. Nebi'in bu
uygulamayı; "O, Süleyman'dan geliyor. Rahman ve Rahim olan Allah'ın
adıyla"[Neml 30] âyetinden aldığı şüphesizdir.
Hafız İbn Hacer'in
Fethü'l Bâri'deki açıklamasına göre mektuplara bu şekil başlamak sünnettir.
Cumhuru ulemanın görüşü budur. Her ne kadar en-Nehhas sahabenin bu konuda
icmaı bulunduğu söylemişse de bu iddia doğru değildir. Çünkü sayıları az da
olsa bu görüşe katılmayan sahabilerin bulunduğu bir gerçektir.
Bazılarına göre, bu
sünnet seviye itibariyle yüksek olan kimseler için geçerlidir. Fakat oğlun
babaya mektup yazması gibi sıradan mektuplarda adaba uygun olan önce mektup
yazılan kimsenin ismini zikretmektir. Fakat mektubu yazanın kendi ismiyle
başlaması da caizdir. Nitekim mevzu-muzu teşkil eden hadis-i şerif de buna
delâlet etmektedir.