NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ فَارِسٍ
الذُّهْلِيُّ
حَدَّثَنَا
أَبُو عَاصِمٍ
عَنْ أَبِي
خَالِدٍ
وَهْبٍ عَنْ
أَبِي
سُفْيَانَ
الْحِمْصِيِّ
عَنْ أَبِي
أُمَامَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِنَّ
أَوْلَى
النَّاسِ بِاللَّهِ
مَنْ
بَدَأَهُمْ
بِالسَّلَامِ
Hz. Ebu Umame]den
(rivayet edildiğine göre) Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"İnsanların Allah'a
en yakın olanı, onlara ilk önce selam verenleridir."
İzah:
Tirmizî, istizan
Hadis-i şerif Allah'ın
affına ve rahmetine en yakın olan
kimsenin karşılaştığı kimselerin selam vermesini beklemeden onlardan önce selam
veren ve bu hususta diğer insanları geçen kimse olduğunu ifade etmektir.
Bilindiği gibi,
selamlaşmak müslümanlar arasındaki İslamî kardeşlik bağlarını kuvvetlendiren, mü'minleri
birbirine sevdiren, yersiz endişe ve su-i zanları bertaraf eden hayırlı bir
muaşeret esasıdır. Böyle bir hayırlı işte Allah teâla'nın: "Hayırda
birbirinizle yarışınız."[Mâide 48; Bakara 148] emrine uyarak selam herkesten
önce vermekte yarışa girmek lazımdır. Fahreddin Razi bu âyet-i kelimeyi tefsir
ederken şöyle diyor: "İki insan karşılaştıkları zaman tevazulannı izhâr
maksadıyla selamı önce vennede birbiriyle yarışmalıdırlar."
Selamı önce vermede
yarışmak, Allah'a yakınlaşma vesilesi ve bir fazilet yarışı olmakla beraber,
her konuda nizam ve ahengi arayan İslam, çıkabilecek herhangi bir kargaşalığı
önlemek için de selamlaşmada göz önünde bulundurulacak sırayı tesbit etmiştir.
Herkesin selam vermek
için sırasını gözetleyip sırası gelince selam vermesi bir sorumluluk meselesi
olduğu gibi, mevzumuzu teşkil eden hadise uyarak, sırasını beklemeden
öncelikle selam vermekse bir fazilet meselesidir. Yani sırası geldiği halde
selam vermeyen selamı terk etme vebalini yüklendiği gibi, selamı önce vermekten
kaçınan da selamı önce vermenin faziletinden mahrum kalır.