NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ ح و حَدَّثَنَا
مُسْلِمٌ
حَدَّثَنَا
هِشَامٌ عَنْ
حَمَّادٍ
يَعْنِيَانِ
ابْنَ أَبِي
سُلَيْمَانَ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ وَهْبٍ
عَنْ أَبِي
ذَرٍّ قَالَ
قَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَا أَبَا
ذَرٍّ
فَقُلْتُ لَبَّيْكَ
وَسَعْدَيْكَ
يَا رَسُولَ
اللَّهِ وَأَنَا
فِدَاؤُكَ
Hz. Ebu Zer*den demiştir
ki:
Nebi (s.a.v.) (bana); Ey
Ebu Zer! diye seslendi ben de:
"Buyur yâ
Rasûlullah, emrine icabet edip geldim" cevabını verdim.
İzah:
Lebbeyk: Buyur, emrine
icabet ettim, geldim, demektir. Bu kelime lisanımızda kullanılan bir kelime-i icabettir.
Fi'l-i semai olarak hazf edilen ve tesniye sigasıyla kullanılan mefûlü
mutlaklardandır.
Sa'deyk, kelimesi de
aynen lebbeyk kelimesi gibidir. Genelde lebbeyk kelimesinden sonra ve ona tabi
olarak kullanılır.
el-Ferrâ'nm
açıklamasına göre el-feda kelimesi, fa'sı üstün okunduğu zaman;
"feda" şeklinde elif-i maksure ile esre okunduğu zamansa;
"fıdâ" şeklinde elif-i memdude ile yazılır. Ebû Ali'nin rivayetine
göre bu kelimenin fa'sı esreli olarak okunduğu zaman, bir zaruret olmadıkça
mutlaka elif-i memdude ile fiadâ? şeklinde yazılır, "feda" şeklinde
maksûr (kısa) olarak yazılması ile sadece "fa"sınm fetha ile okunması
haline mahsustur.- Cev-herî'ye göre ise "fa"smın esreli okunması
halinde bu kelimenin "fidâ" şeklinde maksur olarak yazılması caiz olduğu
gibi "fidâ"' şeklinde elif-i memdude ile yazılması da caizdir.
Ancak fa'sının üstünlü
olarak okunması halinde sadece "feda" şeklinde maksur olarak okunur
veya yazılır.
Bir dua cümlesi olarak:
"Allah beni sana feda etsin" cümlesi iki manaya gelir:
1. Allah, benim
yapacağım harcamayla seni sıkıntı ve musibetlerden kurtarsın, anlamına gelir.
Yani bu cümlede feda kelimesi insanın canını sıkıntılardan kurtarmak için
harcadığı maldır.
Nitekim; "Oruca
güç yetiremeyenlerin fidye vermesi, bir yoksulu doyurması
lâzımdır."[Bakara 184] âyet-i kerimesinde fidye bu manada kullanılmıştır.
Binaenaleyh âyetin
manası "Oruca gücü yetmeyenlerin orucun sıkıntısından ve oruç tutmamanın
azabından kendilerini kurtarmaları için bir miskini doyuracak kadar mal harcamaları
gerekir" demektir. Bu görüş Ragıb-i İsfehanî'ye aittir.
2. Bir sıkıntıyı
giderebilmek için bir şeyin yerine başka bir şeyi koymak anlamına gelir.
"Ve fidye olarak ona büyük bir kurbanlık verdik"[Saffat 107] âyet-i
kerimesinde olduğu gibi...
Bu açıklamadan da
anlaşılacağı gibi, bu âyet-i kerimenin manası "Biz Hz. İsmail'i kurban
olma zorluğundan kurtarmak için onun yerine büyük bir kurbanlık gönderdik"
demektir. Bu görüş de Ebu'l-Beka'ya aittir.
Bütün bunlar,
gösteriyor ki bir kimsenin diğer bir kimseye "Allah beni sana feda
kılsın" demesi caizdir. Nitekim İmam Buharî, Sahih'inde bunu ifade eden
hadisler için özel bir bâb açmıştır.[Buhari, edeb]
Hafız İbn Hacer'in
açıklamasına göre, Ebu Bekir b. Ebi Asım, bu cümleyi kullanmanın caiz olduğuna
delalet eden bütün haberleri toplamış ve; "kişinin, bir sultana, bir
büyüğüne, bir âlime veya din kardeşlerinden sevdiği bir kimseye böyle demesi
kesinlikle caizdir." demiştir.
Hatta onu ağırlamak ve
gönlünü almak için söylemişse, bu sözden dolayı sevap da kazanır. Eğer bu sözü
söylemek dinen sakıncalı olsaydı, Hz. Nebi bu sözü söyleyen kimseyi bundan
nehyederdi. Oysa Hz. Peygamber, bu sözü söyleyen kimseyi bundan nehyetmemiş;
ayrıca ben bu sözü söylemenin caiz olmadığını söyleyen bir kişi dahi
bilmiyorum" demiştir."