SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5226 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح و حَدَّثَنَا مُسْلِمٌ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ حَمَّادٍ يَعْنِيَانِ ابْنَ أَبِي سُلَيْمَانَ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا أَبَا ذَرٍّ فَقُلْتُ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأَنَا فِدَاؤُكَ

 

Hz. Ebu Zer*den demiştir ki:

 

Nebi (s.a.v.) (bana); Ey Ebu Zer! diye seslendi ben de:

 

"Buyur yâ Rasûlullah, emrine icabet edip geldim" cevabını verdim.

 

 

İzah:

Lebbeyk: Buyur, emrine icabet ettim, geldim, demektir. Bu kelime lisanımızda kullanılan bir kelime-i icabettir. Fi'l-i semai olarak hazf edilen ve tesniye sigasıyla kullanı­lan mefûlü mutlaklardandır.

 

Sa'deyk, kelimesi de aynen lebbeyk kelimesi gibidir. Genelde lebbeyk kelimesinden sonra ve ona tabi olarak kullanılır.

 

el-Ferrâ'nm açıklamasına göre el-feda kelimesi, fa'sı üstün okunduğu zaman; "feda" şeklinde elif-i maksure ile esre okunduğu zamansa; "fıdâ" şek­linde elif-i memdude ile yazılır. Ebû Ali'nin rivayetine göre bu kelimenin fa'sı esreli olarak okunduğu zaman, bir zaruret olmadıkça mutlaka elif-i memdude ile fiadâ? şeklinde yazılır, "feda" şeklinde maksûr (kısa) olarak yazılması ile sadece "fa"sınm fetha ile okunması haline mahsustur.- Cev-herî'ye göre ise "fa"smın esreli okunması halinde bu kelimenin "fidâ" şeklinde maksur olarak yazılması caiz olduğu gibi "fidâ"' şeklinde elif-i memdude ile yazılması da caizdir.

 

Ancak fa'sının üstünlü olarak okunması halinde sadece "feda" şeklin­de maksur olarak okunur veya yazılır.

 

Bir dua cümlesi olarak: "Allah beni sana feda etsin" cümlesi iki ma­naya gelir:

 

1. Allah, benim yapacağım harcamayla seni sıkıntı ve musibetlerden kurtarsın, anlamına gelir. Yani bu cümlede feda kelimesi insanın canını sıkıntılardan kurtarmak için harcadığı maldır.

 

Nitekim; "Oruca güç yetiremeyenlerin fidye vermesi, bir yoksulu doyurması lâzımdır."[Bakara 184] âyet-i kerimesinde fidye bu manada kullanıl­mıştır.

 

Binaenaleyh âyetin manası "Oruca gücü yetmeyenlerin orucun sıkıntı­sından ve oruç tutmamanın azabından kendilerini kurtarmaları için bir miskini doyuracak kadar mal harcamaları gerekir" demektir. Bu görüş Ragıb-i İsfehanî'ye aittir.

 

2. Bir sıkıntıyı giderebilmek için bir şeyin yerine başka bir şeyi koy­mak anlamına gelir. "Ve fidye olarak ona büyük bir kurbanlık verdik"[Saffat 107] âyet-i kerimesinde olduğu gibi...

 

Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi, bu âyet-i kerimenin manası "Biz Hz. İsmail'i kurban olma zorluğundan kurtarmak için onun yerine büyük bir kurbanlık gönderdik" demektir. Bu görüş de Ebu'l-Beka'ya aittir.

 

Bütün bunlar, gösteriyor ki bir kimsenin diğer bir kimseye "Allah be­ni sana feda kılsın" demesi caizdir. Nitekim İmam Buharî, Sahih'inde bu­nu ifade eden hadisler için özel bir bâb açmıştır.[Buhari, edeb]

 

Hafız İbn Hacer'in açıklamasına göre, Ebu Bekir b. Ebi Asım, bu cüm­leyi kullanmanın caiz olduğuna delalet eden bütün haberleri toplamış ve; "kişinin, bir sultana, bir büyüğüne, bir âlime veya din kardeşlerinden sev­diği bir kimseye böyle demesi kesinlikle caizdir." demiştir.

 

Hatta onu ağırlamak ve gönlünü almak için söylemişse, bu sözden do­layı sevap da kazanır. Eğer bu sözü söylemek dinen sakıncalı olsaydı, Hz. Nebi bu sözü söyleyen kimseyi bundan nehyederdi. Oysa Hz. Pey­gamber, bu sözü söyleyen kimseyi bundan nehyetmemiş; ayrıca ben bu sözü söylemenin caiz olmadığını söyleyen bir kişi dahi bilmiyorum" demiştir."