NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ
وَوَكِيعٌ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ تَمِيمِ
بْنِ سَلَمَةَ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ هِلَالٍ
عَنْ جَرِيرٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَنْ
يُحْرَمُ
الرِّفْقَ
يُحْرَمُ الْخَيْرَ
كُلَّهُ
Cerir (İbn Abdullah el
Becelî -r.a.- dan rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle)
buyurmuştur:
"Yumuşak
huyluluktan mahrum olan her hayırdan mahrum kalır."
İzah:
Müslim, birr; İbn Mace,
edeb; Ahmed b. Hanbel, IV, 362, 366.
Hadis-i şerifte,
yumuşak huyluluğun, her hayrın,başı buğuna delalet, yumuşak huyluluktan mahrum
olanın her hayırdan mahrum kalacağını da ifade vardır.
Binaenaleyh,
hakketmedikleri halde insanlara sert ve kaba davranışlarda bulunup gönüllerini
ve onurlarım kırmak, son derece yanlış ve hatalıdır. Bu nevi tavırlar
kâfirlere, bidâtçılara ve zâlimlere karşı takınılabilir. Nitekim, yüce Allah
Kur'an-ı Keriminde: "Ey inananlar, kâfirlerden size yakın bulunanlarla
savaşın. (Onlar) sizde (kendilerine karşı) bir sertlik (ve şiddet)
bulsunlar..."[Tevbe 123] buyurmuştur.
Ayrıca, kötülükten men
etmek için yumuşaklığın ve öğüdün fayda vermediği yerlerde sertliğe
başvurulabilir. Çünkü "Likülli makamın makal ve likülli meydanın rical:
Her yerin kendine mahsus sözü ve her meydanın kendine has erleri vardır"
buyurulmuştur.
Taberânî'nin Mikdâd İbn
Şüreyh'den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte açıklandığı üzere Rasûlulîah
(s.a.v.), cennete girmeye vesile olan şeylerin Allah rızası için yedirmek, her
müslümana selam vermek, (kaba söz ve davranışlardan kaçınıp) tatlı konuşmak,
gibi davranışlar olduğunu söylemiştir.
Binaenaleyh, şer'i bir
maslahat yokken keyfi olarak yumuşaklığı bırakıp kabalık ve sertlik yolunu
tutan kimse, bütün hayır kapılarını kendine kapamış olur. Nitekim, yüce Allah,
Kur'ân-ı Keriminde:
"Allah'ın rahmeti
sebebiyledir ki sen onlara yumuşak davrandm. Eğer kaba ve katı yürekli
davransaydın, çevrenden dağılır giderlerdi."[Al-i İmrân 159] diye
buyurmuştur.