باب
في الريح التي
تكون قرب
القيامة تقبض
من في قله شيء
من الإيمان
50- KIYAMETE YAKIN
ZAMANDA ORTAYA ÇIKACAK VE KALBİNDE AZICIK İMAN BULUNAN KiMSELERİN RUHUNU
KABZEDECEK RÜZGAR BABI
185 - (117) حدثنا
أحمد بن عبدة
الضبي. حدثنا
عبدالعزيز بن
محمد وأبو
علقمة الفروي.
قالا: حدثنا
صفوان بن
سليم، عن
عبدالله بن
سلمان، عن
أبيه، عن أبي
هريرة، قال: قال
رسول الله
عليه وسلم" إن
الله يبعث
ريحا من
اليمن، ألين
من الحرير، فلا
تدع أحدا في
قلبه (قال أبو
علقمة: مثقال
حبة. وقال
عبدالعزيز:
مثقال ذرة) من
إيمان إلا
قبضته".
[:-308-:] Bize Ahmed b. Ahdete'd-Dabbî rivayet etti. (Dediki): Bize
Abdülaziz b. Muhammed ile Ebu Alkamete'l-Fervî rivayet ettiler. Dedilerki; Bize
Safyan b. Siileym, Abdullah b. Selman’dan o da babasından, o da Ebu Hureyre'den (2/30a) şöyle dediğini nakletti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Allah
Yemen'den, ipekten yumuşak bir rüzgar gönderecek, kalbinde -Ebu Alkame: Tane
ağırlığı kadar, dedi; Abdulaziz de, zerre ağırlığı kadar, dedi- iman bulunup da
ruhunu almadık hiçbir kimse bırakmayacaktır. "
Bunu yalnız MüsIim
rivayet etmiştir; Tuhfetu'I-Eşraf, 13468
NEVEVİ ŞERHİ: "Şüphesiz yüce Allah Yemen tarafından ipekten yumuşak
bir rüzgar gönderecek ... Ruhunu kabzetmedik kimseyi bırakmayacak. "
Senedinde Ebu Alkame el-Ferevi vardır ki adı Abdullah b. Muhammed b. Ebu Ferve
el-Medeni olup, Osman b. Affan (r.a.)'ın hanedanının azatlısıdır. Hadisin manasına gelince, bu türden çeşitli
hadisler gelmiş bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şöyledir: Yeryüzünde Allah
Allah diyenler tamamen ortadan kalkmadıkça kıyamet kopmayacaktır. "
"Kıyamet
Allah Allah diyen kimsenin üzerine kopmayacaktır. " "Kıyamet ancak
yaratılmışların şerIilerinin başına kopar. "
Bütün
bu hadisler ve bu anlamdaki diğer hadisler zahirIeri üzeredir. "Kıyamet
gününe kadar ümmetimden bir kesim hak üzere üstünlük sağlamış olarak var
olacaklardır" hadisi ise bu hadislere muhalif değildir. Çünkü bu hadisin
anlamı şudur: Bunlar kıyamete yakın ve kıyamet alametlerinin ardı arkasına
çıkmış olacakları bir zamanda ortaya çıkacak, bu yumuşak rüzgar ruhlarını
kabzedinceye kadar hak üzere kalmaya devam edeceklerdir. Bu hadiste onların
kıyametin kopacağı vakte kadar kalmalarının mutlak olarak sözkonusu edilmesi
ise kıyamet alametlerinin ortaya çıkıp, kopmasının da son derece yakınlaşmış
olduğu zamana kadar kalacakları manasınadır.
Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem}'in: "Bir tane ağırlığı yahut bir zerre
ağırlığı kadar iman" buyruğu (2/132) ile imanın artıp eksildiğini kabul
eden doğru kanaate açıklık getirilmektedir. Resulullah (sallallahu aleyhi ve
seliem}'in: "İpekten yumuşak bir rüzgar" buyruğunda da -yüce Allah en
iyi bilendir ya- onlara yumuşaklıkla davranılacağına, onlara ikramda
bulunulacağına işaret vardır. Allah en iyi bilendir.
Yine
bu hadiste "yüce Allah'ın Yemen'den bir rüzgar göndereceği"
belirtilmektedir. Müslim'in sözkonusu ettiği kitabın son taraflarında yer alan
Oeccal ile ilgili hadislerin akabinde yer alan hadiste ise "Şam tarafından
bir rüzgar" buyurulmaktadır. Buna da şu iki şekilde cevap verilir: 1-Bunların biri Şam tarafından, diğeri Yemen tarafından esecek iki
rüzgar olma ihtimali vardır. 2-Bu rüzgar ilk olarak bu iki iklimden
birisinden başlayacak sonra diğerine ulaşacak ve oradan yayılacaktır. Allah en
iyi bilendir.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu
ma'nada bir çok hadiseler varid olmuştur. Ezcümle: «Yeryüzünde Allah Allah
diyen kalmadıkça,, kıyamet kopmaz.», «Kıyamet Allah Aliah diyen hiç bir
kimsenin üzerine kopmaz», «Kıyamet ancak halkın kötüleri üzerine kopacaktır.»
buyuruimuştur.
İmam Nevevî bu hadislerin hepsinin zahiri
ma'naları üzere bırakıldığını yanî.te'vile lüzum olmadığını söylüyor. Vakıa bir
hadisde: «Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar hakka müzahir olmakta
devam edeceklerdir.» Buyurulmuşsa da bu hadis yukarıda zikredilen hadislere
muhalif değildir.
Çünkü; ma'nası: «bu ümmetin bazı ferdleri kıyamet
alametleri zuhur edinceye kadar hak dine yardımcı olacaklar,» demektir; hadisde
Kıyamete kadar» denilmiş olsa da maksad onun alametleridir. Binaenaleyh; bu
babtaki hadislerin hepsi ma'nen müttehiddir; ve hepsinden murad: Kıyamet
yaklaşdığı, alametleri zuhur ettiği zaman demektir.
Hadis-i Şerifdeki: «bir dane ağırlığı yahud
zerre mikdarı» ifadesi; «İman artar, eksüir.> diyenlere delildir. Nevevî:
«sahih olan mezheb budur.» diyor.
«Allah Yemen'den, ipekten daha yumuşak bir
rüzgar gönderecek...» ibaresinden Nevevî: «mu'min kullara ikram için onların
ruhları rifku mulayemetle kabzolunacak» ma'nasını çıkarıyorsa da Müslim
şarihlerinden Muhammed el-Übbi Nevevî 'nin bu sözünü mutlak olarak kabul
etmeyerek şunları söylüyor: «Bu ma'na sözün gelişinden anlaşılmaktadır. Yoksa
ne kolaylık göstermek ikrama delil olabilir; ne de güçlük göstermek şikaavete;
Zira meşakkate duçar olmuş nice said kullar ve suhulete nail olmuş nice şakiler
vardır. Mesela : Zeyd b. Eslem'in babasından rivayet ettiği bir hadisde: «mu'minin
üzerinde, amel ile eremediği bir derece kalırsa, ölüm ıztırab île ahirettekİ
derecesini tamamlasın diye Allah Teala ona ölümü şiddetli verir. Kafirin de
dünyada karşılığı verilmeyen bir eyiliğî olursa önada ölümü asan eyler.»
buyuruimuştur.
Rivayete göre Aişe (Radıyallahu Anha) :
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in ne derece şiddetli ölüm ıztırabı
çektiğini gördükten sonra ben hiç bir kimsenin kolay ölümüne imrenmem. Elini
bir bardağın içine daldırıyor; yüzünü siliyor ve: «Allahım bana ölümü asan
eyle! zira ölümün sekeratı vardır;» diyordu.
O zaman Fatıme: «Babacığım, ab senin ıztırabın
bana pek giran geliyor,» demiş; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bu
günden sonra babanın hiç iztırabi olmayacak, buyurmuştu., demiştir.»
Bu hadisde rüzgarın Yemen'den geleceği
bildirilmiştir. Müslim'in kitabın sonunda, Deccal hadislerinin akibinde tahriç
ettiği bir hadisde bu rüzgarın Şam tarafından geleceği bildirilmektedir. İmam
Nevevi buna iki vecihle cevap vermiştir.
1 -Bu rüzgarların iki dane olması ve birinin
Yemen'den, diğerinin Şam'dan gelmesi muhtemeldi?.
2 -Rüzgarın bu iki iklimin birinden başlayarak
ötekine erişmesi ve oradan her tarafa yayılması da bir ihtimaldir.