DEVAM: 83- CEHENNEM
EHLİNDEN (CEHENNEMDEN) EN SON ÇIKACAK KİŞİ BABI
310- (187) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة. حدثنا
عفان بن مسلم.
حدثنا حماد بن
سلمة. حدثنا ثابت
عن أنس، عن
ابن مسعود؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: آخر
من يدخل الجنة
رجل. فهو يمشي
مرة ويكبو مرة.
وتسفعه النار
مرة. فإذا ما
جاوزها التفت
إليها. فقال:
تبارك الذي
نجاني منك.
لقد أعطاني الله
شيئا ما أعطاه
أحدا من
الأولين
والآخرين.
فترفع له
شجرة. فيقول:
أي رب! أدنني
من هذه الشجرة
فلأستظل بظلها
وأشرب من
مائها. فيقول
الله عز وجل:
يا ابن آدم!
لعلي إن
أعطيتكها
سألتني غيرها.
فيقول: لا. يا
رب! ويعاهده
أن لا يسأله
غيرها. وربه
يعذره. لأنه
يرى ما لا صبر له
عليه. فيدنيه
منها. فيستظل
بظلها ويشرب
من مائها. ثم ترفع
له شجرة هي
أحسن من
الأولى.
فيقول: أي رب! أدنني
من هذه لأشرب
من مائها
وأستظل بظلها.
لا أسألك
غيرها. فيقول:
يا ابن آدم!
ألم تعاهدني أن
لا تسألني
غيرها؟ فيقول:
لعلي إن
أدنيتك منها
تسألني
غيرها؟
فيعاهده أن لا
يسأله غيرها.
وربه يعذره.
لأنه يرى ما
لا صبر له عليه
فيدنيه منها.
فيستظل بظلها
ويشرب من مائها.
ثم ترفع له
شجرة عند باب
الجنة هي أحسن
من الأوليين.
فيقول: أي رب!
أدنني من هذه
لأستظل بظلها
وأشرب من
مائها. لا
أسألك غيرها.
فيقول: يا ابن
آدم! ألم
تعاهدني أن لا
تسألني
غيرها؟ قال:
بلى. يا رب! هذه
لا أسألك
غيرها. وربه
يعذره لأنه
يرى ما لا صبر
له عليها.
فيدنيه منها.
فإذا أدناه
منها، فيسمع
أصوات أهل الجنة،
فيقول: أي رب!
أدخلنيها.
فيقول: يا ابن
آدم! ما
يصريني منك؟
أيرضيك أن
أعطيك الدنيا
ومثلها معها؟
قال: يا رب!
أتستهزئ مني
وأنت رب
العالمين".فضحك
ابن مسعود
فقال: ألا
تسألوني مم
أضحك؟ فقالوا:
مم تضحك؟ قال:
هكذا ضحك رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فقالوا: مم
تضحك يا رسول
الله؟ قال "من
ضحك رب
العالمين حين
قال: أتستهزئ
مني وأنت رب
العالمين؟
فيقول: إني لا
أستهزئ منك، ولكني
على ما أشاء
قادر".
[:-462-:] 462-310/3- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti. Bize
Affan b. Müslim tahdis etti, bize Hammad b. Seleme tahdis etti. Bize Sabit,
Enes'ten tahdis etti. O İbn Mesud'dan rivayet
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Cennete son
girecek kişi bir adamdır. O bazen yürüyecek, bazen tökezleyecek. Bazen ateş
onun yüzünü yalayacak. Ateşi geçip geride bırakır bırakmaz, ona doğru dönecek
ve şöyle diyecek: Beni senden kurtaranın şanı ne mübarektir! Andolsun Allah
bana öncekilerden ve sonrakilerden hiç kimseye vermediği bir şey verdi. Derken
ona bir ağaç gösterilecek, Rabbim beni bu ağaca yaklaştır da onun gölgesinde
gölgeleneyim, suyundan içeyim diyecek.
Aziz ve Celil Allah: Ey
Ademoğlu, eğer onu sana verecek olursam benden ondan başkasını da
isteyebileceksin, buyuracak.
O: Hayır, Rabbim diyecek
ve ondan o ağaçtan başka bir şey istemeyeceğine dair ona ahitler verecek. Rabbi
ise onu mazur görecek çünkü o adam sabredip, dayanamayacağı bir şey görmüş
olacaktır. Derken onu o ağaca yaklaştırır. O da gölgesinde gölgelenir, suyundan
içer. Sonra ona birincisinden daha güzel bir ağaç gösterilir, bu sefer yine:
Rabbim beni buna yakınlaştır da suyundan içeyim, gölgesinde gölgeleneyim. Ondan
başka da senden bir şey istemeyeceğim diyecek.
Yüce Allah: Ey Ademoğlu,
sen bana benden başkasını istemeyeceğine dair ahitler vermemiş miydin,
buyuracak. Ayrıca: Seni ona yaklaştıracak olursam sen benden başkasını
isteyeceksin, diyecek. Adam Rabbine, başkasını ondan istemeyeceğine dair ahit
verecek, Rabbi ise onu mazur görecek; çünkü adam sabredip, dayanamayacağı
şeyler görecektir.
Yüce Allah onu o ağaca
yaklaştıracak, o da gölgesinde gölgelenip suyundan içecek sonra cennetin
kapısının yanında ilk iki ağaçtan daha güzel bir başka ağaç ona gösterilecek.
Rabbim, beni buna yaklaştır da gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim. Senden
ondan başka bir şey de istemeyeceğim, diyecek.
Rabbi: Ey Ademoğlu, sen
bana ondan başkasını benden istemeyeceğine dair ahit vermemiş miydin,
buyuracak. Adam:Vermiştim Rabbim, son olarak bunu da ver, senden daha başkasını
istemeyeceğim, diyecek. Rabbi onu yine mazur görecek; çünkü adam sabredip,
dayanamayacağı bir şey görecek. Sonra onu o ağaca da yaklaştıracak. Onu ağaca
yaklaştırınca cennetlikIerin seslerini işitecek, Rabbim, beni içine koy
diyecek. Rabbi: Ey Ademoğlu sana daha ne versem de senin benden dileklerin son
bulsa, sana dünyayı ve onunla birlikte onun mislini vermem seni razı eder mi,
buyuracak. Adam: Rabbim sen alemlerin Rabbi iken benimle alay mı ediyorsun,
diyecek."
Hadisin burasında İbn
Mesud güldü ve: Neden güldüğümü sormayacak mısınız, dedi. Meclisindekiler:
Neden güldün, diye sordular. Abdullah: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'de böyle güldü. Ashab: Neden gülüyorsun, ey Allah'ın Resulü, deyince
şöyle buyurdu: '1\dam: Sen alemlerin Rabbi iken benimle alay mı ediyorsun
,deyince, yüce Rabbi ona: Ben seninle alay etmiyorum (3/13b) ama ben dilediğim
her şeye kadir olanım, buyurup güleceğinden dolayı (ben de güldüm)"
buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 9188
NEVEVİ ŞERHİ: "Cennete en son girecek kişi. .. " Bu kişi bazen
yüzüstü düşecek, bazen ateş onun yüzünü yalayacak, onu karartacak ve onda bir
iz bırakacak.
"Çünkü
asabredip dayanamayacağı şeyler görecek" anlamındaki ibare ilk iki
seferinde asıl nüshalarda aynı şekilde kaydedilmiş olmakla birlikte, üçüncüsü
çoğu asıl nüshalarda da "aleyhi"deki zam ir çoğunda
"aleyha" olarak kaydedilmiştir. Her ikisi de sahihtir. ''aleyha"
şekline göre sabredip, dayanamayacağı bir nimet gördüğü için, demek olur.
Yüce
Allah'ın söyleyeceği belirtilen: "Ey A.demoğlu, sana ne versem de
dileklerinin sonu gelse" buyruğu, sana ne versem de senin benden dileğini
kesip sona erdirse, demektir. Dilciler buradaki fiile bu şekilde kesmek
anlamını vermişlerdir. Ama bu anlamdaki ibare Müslim'den başka kaynaklarda:
(~4~ L;) şeklindedir. İbrahim el-Harbı: Doğrusu budur deyip, Müslim'in
sahihinde ve ondan başka kaynaklarda yer alan: (...) şeklinin doğru olmadığını
söylemiştir. Ancak durum onun dediği' gıbı değildir. Çünkü isteyen bir kişi ne
zaman istediklerine son verirse, kendisinden istekte bulunduğu kimseden de
kopmuş olur. Bu ibarenin anlamı da: Seni ne razı eder ve seninle benim aramdaki
bu isteğin sonu nasıl gelir, kesilir, demektir. Allah en iyi bilendir.
"Ashab:
Neden gülüyorsun ey Allah'ın Resulü, dedi. .. " Yüce Allah'ın gülmesinin
anlamı daha önce açıkladığımız gibi, razı olması, rahmeti, kulları arasından
rahmetini vermeyi dilediği kimselere hayır murad etmesi demektir. Allah en iyi
bilendir.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMASI
İÇİN 188.sayfa.