DEVAM: 4- ABDEST
ALMANIN VE ARDINDAN NAMAZ KILMANIN FAZiLETİ BABI
10 - (231) حدثنا
أبو كريب محمد
بن العلاء،
وإسحاق بن إبراهيم.
جميعا عن
وكيع. قال أبو
كريب: حدثنا
وكيع عن مسعر،
عن جامع بن
شداد، أبي
صخرة؛ قال:
سمعت حمران بن
أبان. قال: كنت
أضع لعثمان
طهوره. فما
أتى عليه يوم
إلا وهو يفيض
عليه نطفة.
وقال عثمان:
حدثنا رسول الله
صلى الله عليه
وسلم عند
انصرافنا من
صلاتنا هذه
(قال مسعر:
أراها العصر)
فقال "ما أدري.
أحدثكم بشيء
أو أسكت؟"
فقلنا: يا
رسول الله! إن
كان خيرا
فحدثنا. وإن
كان غير ذلك
فالله
ورسوله أعلم.
قال "ما من
مسلم يتطهر،
فيتم الطهور
الذي كتب الله
عليه، فيصلي
هذه الصلوات
الخمس، إلا
كانت كفارات
لما بينها".
[:-545-:] Bize Ebu Küreyb Muhammed b. El-AIa', ile İshak b. İbrahim
hep birlikte Veki'den rivayet ettiler. Ebu Kureyb dedi ki: Bize Veki',
Mis'ar'dan, o da Ebu Sahra Cami' b. Şeddad'dan naklen rivayet etti. Demiş ki:
Ben Humran b. Ebandan dinledim. Şöyle dedi: Osman'a
abdest için su koyardım. Üzerine biraz su dökmeden bir gün dahi geçmezdi. Osman
dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize bu namazımızdan
ayrılırken -Mis'ar: Zannederim, o ikindi namazıdır, dedi- tahdis edip buyurdu
ki:
"Bilemiyorum bir
şeyi size anlatayım mı yoksa susayım mı?" Biz: Ey Allah'ın Resulü, eğer
bir hayırsa bize anlat, eğer böyle değilse Allah ve Resulü en iyi bilendir,
dedik. O: "Müslüman bir kimse abdest alıp da Allah'ın kendisine farz
kıldığı abdesti tam olarak yaparsa, sonra da bu beş vakit namazı kılarsa,
mutlaka aralarındaki (günah) lara kefaret olurlar" buyurdu.
Diğer tahric: Nesai,
145; Ibn Mace, 459; Tuhfetu'I-Eşraf, 9789
NEVEVİ ŞERHİ: "Cami b. Şeddad Ebu Sahra" isminin nasıl
okunacağına dair açıklama daha önceden geçmiş bulunmaktadır:
"Üzerine
biraz su dökmeden bir gün geçmezdİ." Nutfe (nun harfi ötreli) az
miktardaki su demektir. Maksadı mutlaka her gün o miktardaki bir su ile yıkanırdl.
Onun yıkanmayı sürekli tekrar etmesinin sebebi, çokça temizlenmeyi sürdürmek ve
böylelikle hadisinde sözünü ettiği pek büyük ecri kazanmak idi. -Allah en iyi
bilendir.-
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Bilmiyorum, bir hususu size anlatayım
mı yoksa susayım mı? .. " Bunun: Benim bu zamanda size bu hadisi
söyleyişim bir masıahat mıdır değil midir bilmiyorum, demektir. Sonra o halde
iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun maslahatını görünce onlara
bu hadisi söyledi. Çünkü bu hadis onları taharete (abdest almaya vs. temizliğe)
ve diğer çeşitli itaatlere teşvik eder bir mahiyette idi. Önce tereddüt
göstermesinin sebebi ise, onların buna güvenerek bel bağlamalarının sebep
olacağı olumsuzluktan korkması idi, sonra bu hususu onlara söylemekteki
maslahatı gördü (ve onlara hadisi zikretti.)
Ashabın:
"Eğer hayırsa bize söyle" sözlerinin şu anlamda olma ihtimali vardır:
Eğer bu bizim için bir müjde ve bizim daha çok gayrete gelmem ize bir sebep,
salih ameller işlemeye şevkimizi artıracak yahut masiyetlerden ve emidere
aykırı davranmaktan bizi sakındırıp uzaklaştıracak bir hadis ise bize onu
söyle, biz de hayır işlemeye, kötülükten de yüz çevirmeye gayretle devam
edelim. Eğer ameller ile ilgisi olmayan bir teşvik ve bir korkutma da ihtiva
etmeyen bir hadis ise Allah ve Resulü en iyi bilendir, demektir. Yani bu
hususta sen nasıl uygun görüyorsan öyle yap. Allah en iyi bilendir.
"Bir
Müslüman abdest alıp da yüce Allah 'ın kendisine farz kıldığı abdesti eksiksiz
tamamlayıp ... " Bu rivayette oldukça nefis, faydalı bir bilgi vardır. O
da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Allah'ın kendisine farz
kıldığı abdest" ifadesidir. Bu da bir kimsenin abdest alışında yalnızca
yıkanması farz olan organları yıkamakla yetinerek sünnet ve müstehapları terk
edecek olsa bile bu fazileti elde edeceğine delildir. Sünnetleri de yerine
getirerek abdest alanın abdesti daha mükemmel ve kefaret olması daha ileri
derecede olsa dahi bu böyledir. Allah en iyi bilendir.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Nutfe: Az su demektir. «Gün geçmezdiki üzerine biraz su
dökmesin» cümlesinden murad yıkanmağa devam ettiğini temizliğe çok ehemmiyet
verdiğini bu suretle hadiste kendi rivayet ettiği sevabı elde etmeğe
çalıştığını anlatmaktır: «Size bir şey söylesem mi? Yoksa sükut mu etsem?
Bilmiyorum.»
buyurması
ihtimalki Resulullâh (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in bir an tereddüt buyurması vereceği müjdeye dayanarak ibâdet
hususunda gevşeklik gösterirler endişesinden olabilir. Daha doğrusu Resulullâh
(Sallallahu Aieyhi ve Sellem) bu sözü
ile Ashabı neşat ve gayrete getirmek istemiştir. Ashab-ı Kiram'ın; «Hayırsa
söyle» diye cevap vermeleri; eğer söyliyeceğin müjde ise ve bizim daha ziyade
ibâdet etmemize sevap olarak neşatımızı arttıracak günahlardan biri men edecek
bir şeyse söyle de hayırlı işlere daha ziyade ehemmiyet verelim kötülüklerden
daha fazla kaçınalım, mânalarını ifade eder. «Başka bir şeyse» yani amellere
tergip ve terhibe aid birşey söylemiyeceksen sen bilirsin Ya Resulullâh!
Demektir.
Hadis-i
şerif nefis bir faide beyan etmektedir. Fayda şudur. Resulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Allah'ın
farz kıldığı temizliği tastamam yapan...» buyurması abdest alırken yalnız farz
olan yerleri yıkayıp sünnet ve müstehaplara riayet etmeyen bir kimsenin bunlara
riayet eden kadar sevap ve fazilete nail olmayacağına delildir. Maamafih sünnet
ve müstehaplara riayet edenin sevabı elbetteki daha mükemmel ve günahları için
daha çok keffaret olur.
11 - (231) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. ح. وحدثنا محمد
بن المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. قالا
جميعا: حدثنا
شعبة عن جامع
بن شداد. قال: سمعت
حمران بن أبان
يحدث أبا بردة
في هذا المسجد.
في إمارة بشر؛
أن عثمان بن
عفان قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "من أتم
الوضوء كما
أمره الله
تعالى.
فالصلوات
المكتوبات
كفارات لما
بينهن". هذا
حديث ابن
معاذ. وليس في
حديث غندر: في
إمارة بشر.
ولا ذكر
المكتوبات.
[:-546-:] Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti, bize babam tahdis
etti. (H) Bize Muhammed b. Osman ve İbn Beşşar da tahdis edip dediler ki: Bize
Muhammed b. Cafer tahdis etti. Hep birlikte (yani Muaz ve Muhammed) dediler ki:
Bize Şu'be, Cami b. Şeddad'dan şöyle dediğini tahdis etti: Bu mescitte Ebu
Burde ile Bişr'in emirliği zamanında tahdis ederken dinledim:
Osman b. Affan dedi ki:
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim yüce Allah'ın kendisine emrettiği
şekilde tam olarak abdest alırsa, farz olan namazlar da aralarındakilere
kefarettirler" buyurdu.
Bu, İbn Muaz'ın hadisi
rivayet ettiği şekildir. Fakat Gunder'in hadisi rivayetinde "Bişr'in
emidiği döneminde" ibaresi de yoktur, "farz (namaz) lar" dan da
söz edilmemiştir.
Diğer tahric: Nesai,
145; Ibn Mace, 459; Tuhfetu'I-Eşraf, 9789