SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

TAHARE BAHSİ

<< 241 >>

DEVAM: 9- AYAKLARI TAMAMEN YIKAMANIN VACİP OLDUĞU BABI

 

26 - (241) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا جرير. ح وحدثنا إسحاق. أخبرنا جرير عن منصور، عن هلال بن يساف، عن أبي يحيى، عن عبدالله بن عمرو؛ قال: رجعنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم من مكة إلى المدينة. حتى إذا كنا بماء بالطريق. تعجل قوم عند العصر. فتوضؤا وهم عجال. فانتهينا إليهم. وأعقابهم تلوح لم يمسها الماء. فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ويل للأعقاب من النار. أسبغوا الوضوء".

 

[:-569-:] Bana Züheyr b. Harb da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir rivayet etti. H. Bize İshak da rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Mansur'dan o da Hilal b. Yesaf'dan, O da Ebu Yahya'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen haber verdi. Şöyle demiş:

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte Mekke'den Medine'ye döndük. Yolda bir suyun yanına vardığımız sırada ikindi vakti girmişti. Bazı kimseler acele ettiler ve yine acele ederek abdest aldılar. Biz onların yanına vardığımızda ökçelerine su değmediği belli oluyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: "Ateşten dolayı vay ökçelerin haline! Abdesti tam olarak alın" buyurdu.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 97; Nesai, 111, 142; İbn Mace, 450; Tuhfetu'l-fşraf, 8936

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: İcal, aclanın cem'idir aclan. Aceleci manasına gelir.

İsbağ: Örfen tamamlamak, tekmil etmek manalarınadır. Esas itibarı ile şümul bildiren bir kelimedir. Şer'an: İstenilen miktarı tastamam yapmaktır. cümlesinde hazif vardır. Bu cümle «Vay ökçe sahiplerinin haline...» takdirindedir. Ökçelerine su değmediği görünüyordu.» Cümlesi o cemaatın ayaklarını yıkadıklarına delildir. Bu mes'ele sonra tekrar ele alınacaktır.

 

Hz. Abdullah b. Amr'ın anlattığı bu hadise Veda Hacc'ında olmuştur. Gerçi Mekke'nin fethinde de böyle bir şey olmuşsa da o zaman Medine'ye Cirane'den dönülmüşdür. Umretu-l'Kadıyye'den olması ihtimalide vardır. Çünkü Hz. Abdullah o sıralarda hicret etmişdi.

 

 

(241) وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع عن سفيان. ح وحدثنا ابن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. قال: حدثنا شعبة. كلاهما عن منصور، بهذا الإسناد. وليس في حديث شعبة "أسبغوا الوضوء" وفي حديثه، عن أبي يحيى الأعرج.

 

[:-570-:] Bize bu hadisi Ebu Bekr b. Ebi Şeybe'de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî, Süfyan'dan rivayet etti. H. Bize İbnü'l-Müsenna ile İbni Beşşar da rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. Dediki: Bize Şu'be rivayet etti. Süfyan'Ia Şu'be ikisi birden Mansur'dan bu isnadla rivayet etmişler. Şu'benin hadisinde: «Abdesti testekmil  alın»   cümlesi yoktur. Onun hadisinde: «Ebu Yahya el-A'rac'dan...» kaydı vardır.

 

 

27 - (241) حدثنا شيبان بن فروخ وأبو كامل الجحدري. جميعا عن أبي عوانة. قال أبو كامل: حدثنا أبو عوانة عن أبي بشر، عن يوسف بن ماهك، عن عبدالله بن عمرو؛ قال: تخلف عنا النبي صلى الله عليه وسلم في سفر سافرناه. فأدركنا وقد حضرت صلاة العصر. فجعلنا نمسح على أرجلنا. فنادى "ويل للأعقاب من النار".

 

[:-571-:] Bize Şeyban b. Ferruh ile Ebu Kamil el cahderi hep birden Ebu Avane'den rivayet ettiler. Ebu Kamil dedikİ: Bize Ebu Avane Ebu Bişr'den, o da Yusuf b. Mahek'ten, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş:

 

Yola çıktığımız bir seferde Nebi (Sallallahu Aleyhİ ve Sellem) bizden geri kaldı. Bize yetiştiği zaman ikindi namazının vakti gelmişti. Biz hemen ayaklarımızın üzerine mesh ederek acele abdest almağa başladık. Bunun üzerine Resulullah   (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Vay ökçelerin ateşten başına gelene’ diye nida buyurdular.

 

Diğer tahric: Buhari, 60, 96, 163; Tuhfetu'I-Eşraf, 8936

 

NEVEVİ ŞERHİ 242.sayfada

 

DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Buradaki mesh'den ne murad edildiği ihtilaflıdır, Kaadî Iyaz'a göre; maksat abdest ayetinde beyan buyurulduğu şekilde ayakların yıkanmasıdır. Rivayetlerin muhtelif şekilde olnıasıda buna delalet eder. Kaadi Iyaz : Şöyle diyor: «Bunun manası bazılarının işaret ettiği gibi ashab ayakları üzerine mesh ederdi de Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendilerini bundan nehy ve yıkamayı emir buyurdu, demek değildir. Bunlar diyorlar ki; «Eğer Ashab ayaklarını yıkamış olsalardı   Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)   abdesti yeniden almalarını emrederdi»  Halbuki: hadiste buna dair bir delil yoktur. Zira Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara cehennem ateşinde yanmayı icap edecek bir iş yaptıklarını anlatmıştırki; böyle bir azab ancak vacibi terk hususunda gelir. Üstelik: «Abdesti testekmil alın»   buyurarak ayakları yıkamayıda emretmiştir. Hadiste eshabın o kusurlu abdestleri ile namaz kıldıklarına dair birşey; veya öteden beri adetlerinin bu olduğunu gösteren bir delil yokturki; namazı yeniden kılın diye emir vermesi lazım gelsin.»

 

Buhari buradaki tehdidin ayaklara meşinden dolayı yapıldığına kaildir. Tahavi (238-321) Bu hususta şunları söylemektedir: «Ashab-ı kiram tıpkı başlarına mesh ettikleri gibi ayaklarına da mesh ederlerdi. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları bundan men ederek ayaklarını yıkamalarını emir buyurdu. Buda gösteriyorki; mesh meselesi evvelce varmış sonra nesh edilmiş.»

 

Fakat Tahavî'nin bu mutaleası itirazla karşılanmıştır. Çünkü hadiste beyan olunduğu vecihle ashabın: «Ayaklarımıza mesh ederdik» sözleri hafifçe yıkardık da mesh gibi görünürdü manasına gelebilir. Nitekim hadisin bir rivayetinde: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) abdest alan bir cemaat gördü. Galiba ayaklarından yıkanmadık birşey bırakmış olacaktır...» denilmiştir. Bu hadis ashabın ayaklarını yıkadığını lakin meshe yakın hafif bir şekilde üzerinden geçiverdiklerini göstermektedir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in abdesti testekmil almalarını emir buyurmasıda bundandır. Filhakika cehennemle tehdid bir farz terk edildiği zaman yapılır. Eğer ayakları yıkamak farz olmasaydı kendilerine bu derece şiddetli bir inzar ve tehdid teveccüh etmez: «Artık meshden vaz geçinde ayaklarınızı yıkayın» denilirdi Kaadi Iyaz'ın: «Buradaki mesh'ten murad yıkamaktır» demesi bundandır. Doğrusuda budur.

 

Hasılı: hadis-i şerif ayakların meshe benzer bir şekilde üstünkörü değilde tertemiz yıkanmasının farz olduğuna delildir. Yalnız Aynî Kaadî Iyaz'ın bu mes'eleye: «Abdesti testekmil alın» hadisiyle istidlalde bulunmasına itiraz etmiş: «Burada ayakların yıkanması mezkur emirden değil; cehennemle tehditten alınmıştır. «Abdesti testekmil alın.» cümlesini, ondan evvelki tehdit cümlesi üzerine atfetmemesi de bunu gösterir. Yani Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvela ayakların yıkanacağını tehdit cümlesi ile ifade buyurmuş; sonra emir cümlesi ile bu ifadeyi te'kid eylemiştir. Binaenaleyh mezkur cümle gerek ayakların ve diğer yıkanması gereken azanın dikkatle ve tertemiz yıkanması gerekse başa mesh hususunda dikkatli davranarak her vazifeyi yerli yerince yapmayı bildiren umumi bir te'kid olmuş olur.» demişdir.