SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

TAHARE BAHSİ

<< 283 >>

باب النهي عن الاغتسال في الماء الراكد

29 DURGUN SUDA YlKANMANIN YASAK OLUŞU BABI

 

97 - (283) وحدثنا هارون بن سعيد الأيلي وأبو الطاهر وأحمد بن عيسى. جميعا عن ابن وهب. قال هارون: حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو بن الحارث عن بكير بن الأشج؛ أن أبا السائب، مولى هشام بن زهرة، حدثه؛ أنه سمع أبا هريرة يقول:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لا يغتسل أحدكم في الماء الدائم وهو جنب" فقال: كيف يفعل يا أبا هريرة؟ قال: يتناولها تناولا.

 

[:-656-:] Bana Harun b. Said el-EylI, Ebu't-Tahir ve Ahmed b. İsa da hep birlikte İbn Vehb'den tahdis etti. Harun dedi ki: Bize İbn Vehb tahdis etti, bana Amr b. el-Haris, Bukeyr b. el-Eşec'den haber verdiğine göre Hişam b. Zühre'nin azatlısı Ebu's-Saib kendisine Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlediğini tahdis etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

 

"Sizden bir kimse cünüp olduğu halde daimi (durgun olan) suda gusletmesin" buyurdu. Bunun üzerine (Bukeyr): O halde ey Ebu Hureyre nasıl yapsın, dedi. Ebu Hureyre: Suyu alarak dedi.

 

Diğer tahric: Nesai, 220; İbn Mace, 605; Tuhfetu'I-Eşraf, 14936

 

NEVEVİ ŞERHİ: Babta, "Ebu's-Saib'in, Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinlediği belirtilmektedir (3/188): Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ... buyurdu" diye rivayet ettiği hadis yer almaktadır.

Ebu's-Saib'in adı bilinmemektedir. Bu meselenin hükümlerine gelince:

1- Bizim mezhebin ve başka mezheplerin alimlerinin dediklerine göre az ya da çok olsun durgun suyun içinde gusletmek mekruhtur. Aynı şekilde akan pınar içinde gusletmek de mekruhtur. Şafii (rahimehullah) el-B u veytf' de şöyle diyor: Cünüp olan bir kimsenin ister kaynak, ister durgun kuyuda olsun, ister akmayan durgun suda gusletmesini mekruh görüyorum. Şafii dedi ki: Durgun su ister çok, ister az olsun onda gusletmeyi de mekruh görüyorum. Onun ifadesi bu şekildedir.

 

Aynı şekilde mezhep alimlerimiz ve başkaları da bu anlamı açıkça ifa-

de etmişlerdir; fakat bütün bunların mekruh oluşu tahrimen değil, tenzihen mekruhtur.

Suda cünüplükten dolayı gusledecek olursa müsta'mel (ibadet maksadıyla kullanılmış su) olur mu? Bu mesele hakkında mezhep alimlerimiz arasında bilinen etraflı hükümler sözkonusudur. Şöyle ki: Eğer su iki kulle ve daha fazla ise müsta'mel olmaz, isterse değişik zamanlarda birçok kimse tekrar tekrar onda gusletmiş olsun.

 

Şayet su iki kulleden az olup, cünüp bir kimse niyet etmeksizin ona gömülüp sonra da suyun altına girdikten sonra niyet ederse cünüplüğü kalkar ve su müsta'mel olur. Eğer suyun içine mesela diz kapaklarına kadar indikten sonra vücudunun geri kalan kısmı suya gömülmeden önce niyet ederse su başkası için derhal müsta'mel bir su olur ve cünüplüğü vücudundan gömülen kadarının üzerinden -görüş ayrılığı sözkonusu olmaksızın- kalkar, aynı şekilde suya gömülmeyi tamamlayacak olursa geri kalan kısmının üzerinden de cünüplük -mezhepteki sahih tercih edilen açıkça ifade edilmiş meşhur görüşe göre- kalkar; çünkü su, o suda temizlenen kimseye nispetle içinden ayrılması ile müsta'mel bir su olur.

 

Mezhep alimlerimizden Ebu Abdullah el-Hıdrı der ki: Vücudunun geri kalan kısmından cünüplük kalkın az ama doğrusu birincisidir. Bu hüküm ise ondan ayrılmaksızın tamamen dalmayı gerçekleştirmesi halinde sözkonusudur. Şayet ondan ayrılıp sonra tekrar suya geri dönecek olursa bundan sonra vücudunun geri kalan kısmını yıkamasının onun için yeterli olmayacağında da görüş ayrılığı yoktur. İki adam -şayet düşünülebilirse- iki kulleden az suyun altında kalacak olup, sonra da bir defada (ikisi aynı anda) niyet edecek olurlarsa ikisinin de cünüplüğü kalkar ve su da müsta'mel olur. Şayet biri diğerinden önce niyet ederse, niyet edenin cünüplüğü kalkar ve diğer arkadaşına nispetle su müsta'mel olur. Sahih ve meşhur olan mezhep görüşüne göre cünüplüğü ortadan kalkmaz.

 

Bu hususta şaz bir görüş de vardır. O da cünüplüğünün kalkacağı şeklindedir. Eğer o suya diz kapaklarına kadar inip niyet ederlerse, o miktarın cünüplüğü kalkar ve su müsta'mel olur. Şaz olan görüş dışında vücutlarının geri kalan kısmı için cünüpluk kalkmaz. (3/189) Allah en iyi bilendir.