DEVAM: 6- CÜNÜP OLANIN
UYUMASININ CAİZ OLDUĞU, BİR ŞEYLER YİYİP, İÇMEK YAHUT UYUMAK YA DA CİMA YAPMAK
İSTERSE ABDEST ALMASININ VE FERCİNİ YIKAMASININ MÜSTEHAP OLDUĞU BABI
28 - (309) وحدثنا
الحسن بن أحمد
بن أبي أحمد
بن أبي شعيب
الحراني. حدثنا
مسكين (يعني
ابن بكير
الحذاء) عن
شعبة، عن هشام
بن زيد، عن
أنس؛ أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان يطوف
على نسائه
بغسل واحد.
[:-706-:] Bize Hasan b. Ahmed b. Ebî Şuayb el-Harranî rivayet etti
(Dediki): Bize Miskin yani Bükeyr el-Hazza', Şu'be'den, o da. Hişam b. Zeyd'den
o da Enes'den naklen rivayet etti ki,
Enes'ten rivayete göre
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bütün hanımlarını dolaşır ve bir defa gusül
ederdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
DAVUDOĞLU ŞERHİ
AŞAĞIDA
NEVEVİ ŞERHİ (697-706) : (697) Aişe (r.anha)'nın
rivayet ettiği hadiste: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüp
olup uyumak isterse ... "; (698) "Cünüp olup bir şeyler yemek yahut
uyumak isterse ... " (700) Ömer (r.a.)'ın rivayetinde:
"Ey
Allah'ın Rasuıü ... evet buyurdu." (701) rivayetinde "evet, abdest
alsın ... " (3/216) (702) Bir diğer rivayette "abdest al ve erkeklik
organını yıka sonra uyu"; (703) rivayetinde "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) ... " (705) rivayetinde "biriniz ai/esine
yaklaştıktan sonra "; (706) Diğer rivayette "Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bütün hanımlarını " hadisleri yer almaktadır.
Bütün
bu hadislerden anlaşılan cünüp bir kimsenin gusletmeden önce uyumasının, bir
şeyler yiyip içmesinin ve bir daha cima etmesinin caiz olduğudur. Bu hususta
icma vardır. İlim adamları ayrıca cünüp olan kimsenin bedeninin ve terinin de
tahir olduğunu icma ile kabul etmişlerdir.
Bu
Hadislerden Ayrıca Şu Hükümler de Anlaşılmaktadır:
1-
Bütün bu hususları yapmak için abdest alması ve fercini yıkaması müstehaptır.
Özellikle de bundan önce kendisiyle cima etmemiş olduğu hanımı ile cima etmek
isterse erkeklik organını yıkamasının müstehap oluşu daha da pekişir.
Mezhep
alimlerimiz abdest almadan önce bir şeyler yiyip içmenin ve cimaın mekruh
olduğunu açıkça ifade etmiş olmakla birlikte, bu hadisler de buna delildir.
Bununla birlikte bu abdestin vacip olmadığı hususunda da mezhebimizde görüş
ayrılığı yoktur. Malik ve fukahimın cumhuru da böyle demişlerdir. (3/217)
Maliki mezhebine mensup İbn Habib ise bu abdestin vacip olduğu kanaatindedir.
Davud ez-Zahirl'nin mezhebi de budur.
2-
Abdestten maksat namaz için alınan tam bir abdesttir. Bundan önceki babta geçen
İbn Abbas'ın rivayet ettiği yalnızca yüzü ve elleri yıkamak ile ilgili hadisin
sözkonusu ettiği bu uygulamanın cünüplükte değil de, küçük hadesten dolayı
yapıldığını açıklamış idik.
Ebu
İshak es-Sebli'nin, el-Esved'den, onun Aişe (radıyall&hu anh&)'dan diye
rivayet ettiği "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cünüp olduğu halde
elini suya değdirmeden uyurdu" şeklindeki hadisi Ebu Davud, Tirmizi,
Nesai, İbn Mace ve başkaları rivayet etmiş olup, Ebu Davud: Yezid b. Harun'dan
diye rivayette Ebu İshak bu hususta yanılmıştır, demektedir. Kastettiği ise
"elini suya değdirmeden" ibaresidir.
Tirmizi
de ilim adamları bunun Ebu İshak'ın bir yanlışlığı olduğu görüşündedirler,
demiştir. Beyhaki de şöyle demektedir: Hadis hafızları bu lafzı tenkit
etmişlerdir. Böylelikle sözünü ettiğimiz bu ifadelerle hadisin zayıf olduğu
açıkça ortaya çıkmaktadır. Zayıf olduğu sabit olduktan sonra bu hadis ile az
önce zikrettiklerimize yapılacak bir itiraz kalmamaktadır. Sahih dahi olsa bu
hadislere aykırı olmaz. Aksine buna iki şekilde cevap verilebilir:
Birincisi,
iki büyük imam Ebu'l-Abbas b. Şureyh ile Ebu Bekr elBeyhaki'nin verdikleri şu
cevaptır: Bundan kasıt gusletmek maksadıyla elini suya değdirmezdi, ikincisi
ise -ki bu bana göre güzel bir cevaptır- maksat caiz olanı da beyan etmek için
bazı hallerde kesinlikle elini suya değdirmezdi, şeklindedir; çünkü bu işi
ısrarla devam ettirseydi, bunun farz olduğu zannına kapılmak mümkün idi. Allah
en iyi bilendir.
3-
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bütün hanımlarını dolaşmakla
birlikte sadece bir defa gusletmesine gelince, hanımlarının birinin yanından
öbürüne giderken arada abdest alıyor olması ihtimali vardır. Yahut bundan
maksat abdest almamanın caiz olduğunu beyan etmekti. Ebu Davud'un Sünenindeki
rivayete göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gece hanımları nı
dolaştı. Bunun yanında da yıkanıyordu, öbürünün yanında da yıkanıyordu. Ey
Allah'ın Resulü niçin hepsi için bir defa gusletmiyorsun diye sorulunca, O:
"Böylesi daha temiz, daha hoş ve daha paktır" buyurdu. Ebu Davud dedi
ki: Ama birinci hadis daha sahihtir.
Derim
ki: Bu hadisin sahih olduğu kabul edilecek olursa bir zaman böyle, bir zaman da
böyle yaptığı anlamına gelir. Allah en iyi bilendir.
İlim
adamları bu abdestin hikmeti hususunda farklı kanaatlere sahiptir.
Mezhep
alimlerimiz bunun hadesi hafiflettiğini söylemişlerdir; çünkü abdest ile abdest
azalarının hadesi (abdestsizliği, gusulsüzlüğü)nü kaldırır.
Ebu
Abdullah el-Mazerı (r.a.) dedi ki: Bunun hikmeti hususunda farklı görüşler vardır.
Uyurken ölür korkusu ile iki temizlik halinden birisi üzere uyumak için
denildiği gibi, organlarına su değmesi halinde gusletme şevkini artırma
ihtimali dolayısıyladır da denilmiştir. el-Mazerı devamla şöyle der: Sözkonusu
bu görüş ayrılığı ay hali olanın uyumadan önce abdest alması hakkında da
geçerlidir. Bunun abdest1i olarak uyuma hikmetine bağlı olduğunu kabul edenler
bu durumdaki bir kadının abdestli uyumasını müstehap kabul etmişlerdir.
Mazerl'
nin sözleri bunlardır ama bizim mezhep alimlerimiz ay hali ve loğusa kadının
abdest almasının müstehap olmadığı üzerinde ittifak etmişlerdir. Çünkü abdest
almanın onların hadeslerinde herhangi bir etkisi yoktur; ama ay hali olanın
şayet kanı kesilmiş ise cünüp bir kimse gibi olur. Allah en iyi bilendir.
Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımlarını dolaşıp, tek bir defa gusletmesi
ise bunun onların rızası ile olduğu yahut eğer onlardan birisinin sırası ise
sırası olanın rızasıyla olduğu şeklinde yorumlanır. Böyle bir yoruma ise, bize
vacip olduğu gibi, zevceleri arasında paylaştırmak Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)' e de vacip idi, diyenlerin ihtiyaç duyacağı bir yorumdur.
Onun hakkında bunun farz olmadığını kabul edenlerin ise böyle bir yoruma
ihtiyaçları yoktur; çünkü O bu gibi hususlarda dilediğini yapmakta serbesttir.
Günleri paylaştırmanın vücubu ile ilgili (3/218) bu görüş ayrılığı aynı zamanda
bizim mezhep alimlerimizin de bu husustaki iki farklı görüşünü ifade eder.
Allah en iyi bilendir.
4-
Bu babta sözkonusu edilmiş hadislerde cünüplükten dolayı derhal gusletmenin
gerekmediğini ancak namaza kalkılması halinde insan için gusletmenin sözkonusu
olduğunu ortaya koymaktadır. Bu hususta da Müslümanlar icma halindedir.
5-
Mezhep alimlerimiz cünüplük guslünü neyin icap ettirdiği hususunda farklı
görüşlere sahiptirler. Acaba cünüplük iki sünnet yerinin birbirine kavuşmasıyla
mı gerçekleşir yoksa meninin inzali ile mi yoksa namaza kalkmakla mı, yoksa
cünüplük namaza kalkmak ile birlikte mi sözkonusu olur? Bu hususta mezhep
alimlerimizin üç görüşü vardır. Gusletmeyi gerektiren cünüplüktür diyenler bu
vakti geniş (muvassa') bir vücub ifade eder derler. Aynı şekilde abdest almayı
gerektiren husus hakkında da ihtilaf etmişlerdir. Bu hades midir yoksa namaza
kalkmak isteği midir yoksa her ikisinin toplamı mıdır? Aynı zamanda ay hali
guslünü neyin gerektirdiği hususunda ihtilaf etmişlerdir. Acaba onu gerektiren
kanın çıkması mıdır yoksa kesilmesi midir? Allah en iyi bilendir.
Babın
senetleri ile ilgili söyleneceklere gelince (699) "İbnu'l-Müsenna hadisi
rivayetinde: Hakem'den ben İbrahim'i tahdis ederken dinledim, dedi"
sözlerinin anlamı şudur: İbnu'l-Müsenna, Muhammed b. Cafer'den, o Şu'be'den
rivayetinde Şu'be dedi ki: Bize Hakem tahdis edip dedi ki: Ben İbrahim'i tahdis
ederken dinledim. Önceki rivayette ise Şu'be, Hakem'den, o İbrahim' den
şeklindedir. İkinci rivayetten maksat birincisinden daha güçlüdür; çünkü
birinci rivayette iki defa "an" lafzı kullanılırken, ikinci rivayette
bize tahdis etti ve dinledim denilmektedir. Tahdis etti ve dinledim ifadelerinin
"an" tabirinden daha güçlü olduğu bilinen bir husustur. Bununla
birlikte ilim adamlarından bir topluluk "an" lafzı senedin muttasıl
olmasını gerektirmez, isterse tedlis yapmayan bir ravi tarafından kullanılmış
olsun, derler. Bizler bunun açıklamasını baştaki fasıllarda ve ondan sonraki
pek çok yerde yapmış bulunmaktayız. Allah en iyi bilendir.
"Muhammed
b. Ebu Bekr el-Mukaddemi dedesi "Mukaddem"e nispetlidir. Bunun
açıklaması daha önce birkaç defa geçti. Ayrıca senette Ebu'lMütevekkil, Ebu Said'den
isnadı vardır ki buradaki Ebu'l-Mutevekkil enNaci nispetli olup, adı Ali b.
Davud'dur. Dal harfi ötreli "bin Duvad" da denilmiştir. Bilinen bir
kabile olan Naciye oğullarına mensuptur. Allah en iyi bilendir.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Bu hadisi Buharî biraz
lafız farkiyle «Kitabu'I Gusul» de bir iki yerde Nesaî dahi «Işratü'n-Nisa»
bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Buharî
'nin bir rivayetinde o gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in dokuz
zevcesi diğer rivayetinde onbir zevcesi olduğu beyan ediliyor. Bu cihet ulema
arasında ihtilaflıdır.
Hadîs-i
Şerifteki tavaftan murad cima'dir. Buharî 'nin rivayetinde Katade'nin: «Enes'e
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buna dayanabîliyormuydu ? dedim Enes:
Biz aramızda ona otuz erkek kuvveti verildiğini konuşuyorduk cevabını verdi»
demeside bunu gösterir.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in bir gusulle bütün kadınlarını dolaşmasının
birkaç veçhe ihtimali vardır, Şöyleki:
1-
Bunu seferden geldiği zaman yapmıştır. Çünkü o zaman Kasm denilen zevceler
arasında adalete riayet lazım değildir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
sefere çıkarken zevceleri arasında kur'a çektirir; kur'a kime düşerse
beraberine onu alırdı. Döndüğü zaman kasme yine başlardı. Fakat başlarken bu
hakta bütün zevceleri müsavi olduğu için hiç birini tercih etmez bir defada
hepsinin yanına uğrar kasme ondan sonra başlardı.
2-
Birden tavaf meselesi zevcelerinin rızası ile olmuştur.
3-
Mühelleb'e göre bu iş zevceleri arasında kur'a çektirerek sefere çıkacağı gün
olmuştur. Çünkü kur'a dan sonra kasme riayet lazım değildir.
Ancak
bu te'viller Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e zevceleri arasında
devam üzre müsavata riayet farzdır diyenlere göredir, ki ekseri ulemanın kavli
budur. Ona kasm vacip değildir diyenlere göre hadisi te'vile hacet yoktur.
İbnü'l Arabî diyor ki: Allah nikah babında bazı şeyleri Nebiine tahsis
buyurmuştur. Onlardan biride kendisine bir saat tahsis etmesidir o vakitte
zevcelerinin onun üzerinde hakkı yoktur. Onların hepsinin yanına, girer
kendilerine dilediği muameleyi yapar sonra nevbet sırası hangisinin ise ona
döner. Müslim'in kitabında İbn-i Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste bu
saati'n ikindiden sonra .olduğu bildirilmektedir.»
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerini bir gusulle fakat ayrı ayrı abdest
alarak tavaf etmiş olması muhtemeldir. Yahut abdest almadan bir gusulle hepsini
dolaşmış ve bununda caiz olduğunu göstermek istemiştir. Ebu Davud'un «Sünen»
inde rivayet ettiği bir hadîste:
«Nebi
(Sallallahu. Aleyhi ve Sellem) bir gece bütün kadınlarını ziyaret etti ve her
birinin yanında ayrı ayrı yıkandı. Kendisine: Ya Resulallah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Neden bir defa yıkanmakla iktifa etmiyorsun? dediler. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Böyle yapmak daha pak daha temiz ve daha
iyidir.» buyurdular, denilmektedir.
Ebu
Davud evvelki rivayetin bu rivayetten daha sahih olduğunu söylemiştir.
Rivayetlerin ikisi de sahih olduğuna göre bazan arada yıkanmış bazan yıkanmamış
demek olur.
Nevevî
cima'dan evvel alınan abdestin hikmeti hakkında şunları söylüyor: «Ulemamız
hikmeti ;hadesi hafifletmesidir. Çünkü abdest azadan hadesi giderir. Diyorlar.
Ebu Abdillah Mazirî diyorki: Bu abdestin sebeb-i hikmeti ihtilaflıdır. Bazıları
uyku esnasında ölürüm korkusu ile iki taharetten biriyle gecelemiş olmak için
almıştır, demiş; bir- takımları da ihtimal abdest alması yıkanmaya neşatı
açılsın içindir demişlerdir. Aynı hilaf hayzlı kadının uykudan önce abdest
alması hususunda da mevcuttur. Geceyi temiz geçirmekle ta'lil edenlere göre
kadının abdest alması müstehabtır. Mazirinin sözü budur.
Ulemamıza
gelince: Onlar Hayz ve nifaslı kadınlara abdest almanın müstehab olmadığında
ittifak etmişlerdir. Çünkü bu kadınların hadeslerine abdestin bir tesiri
yoktur. Kadının hayzı kesildimi cünüb gibi olur.»
Babımız
hadisleri cünüblükten yıkanmanın fevrî olmadığına yani derhal yıkanmak farz
değil namaz gibi temizliğe mütevakkıf bir ibadet yapılacağı zaman farz olduğuna
delildirler. Bu babta bütün ulema müttefiktir.