SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

NAMAZ BAHSİ

<< 506 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

260 - (506) حدثني هارون بن عبدالله ومحمد بن رافع. قالا: حدثنا محمد بن إسماعيل بن أبي فديك عن الضحاك بن عثمان، عن صدقة بن يسار، عن عبدالله بن عمر؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "إذا كان أحدكم يصلي فلا يدع أحدا يمر بين يديه. فإن أبي فليقاتله. فإن معه القرين".

 

[ش (القرين) في النهاية: قرين الإنسان هو مصاحبه من الملائكة والشياطين. فقرينه من الملائكة يأمره بالخير ويحثه عليه. وقرينه من الشياطين يأمره بالشر ويحثه عليه].

 

{260}

Bana Hârun b. Abdillâh ile Muhammed b. Rafi' rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Muhammed b. İsmail b. Ebî Füdeyk, Dahhâk b. Osman'dan, o da Sadakatü'bnü Yesâr'dan, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiki; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Biriniz namaz kılarsa önünden hiçbir kimseyi geçirmesin! Dinlemezse onunla döğüşsün! Çünkü onunla beraber dostu şeytân vardır.» buyurmuşlardır.

 

 

(506) حدثني إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا  أبو بكر الحنفي . حدثنا الضحاك بن عثمان. حدثنا صدقة بن يسار؛ قال: سمعت ابن عمر يقول: إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال، بمثله.

 

{….}

Bana İshâk b. İbrahim rivayet etti. (Dediki) Bize Ebu Bekir El-Hanefî haber verdi. (Dediki): Bize Dahhâk b. Osman rivayet etti. (Dediki): Bize Sadakatü'bnü Yesâr rivayet etti. Dediki: Ben İbni Ömer'i:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu...» diyerek bu hadîsin mislini rivayet ederken dinledim.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Benî Ebî Muayt kabilesinden geldiği bildirilen genç adamın ismi bir rivayette Velîd b. Ukbe diye tasrîh edilmiştir. îbni Ebî Şeybe'nin «Musannef» inde bu zâtın Abdurrahman b. Haris olduğu bildiriliyor.   Abdürrezzâk'ın rivayetinde ise Dâvud b. Mervân nâmında bir zât olduğu görülüyor. Bu rivayetlerin arasını bulmak için en güzel çâre vak'anın ayrı ayrı şahıslarla müteaddid defalar vuku bulduğuna kail olmaktır.

 

Mervâ'dan murâd: Emevî hanedanından Mervân b. Hakem'dir. Bu zâtın

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüğü rivayet olunur. Vâkıdî'nin beyânına göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in vefatında Mervân sekiz yaşında çocukmuş. Ondan hadîs rivayet edememiştir. Mervân o gün Medine'de Vali bulunuyordu. Hz. Ebu Saîd'e: «Kardeşin oğlu ile ne alıp veremiyorsun?» diyerek hâdisenin hakikatini anlamak istemiş ve bütün mü'minlerin kardeş olmasına bakarak din kardeşi yerine «Kardeşin oğlu» tâbirini kullanmışdır. Bu cümle: «Hz. Saîd'in önünden geçen genç Velîd b. Ukbe değildi.» diyenlerin sözünü te'yîd eder. Çünkü Velîd'in babası Ukbe kâfir olarak öldürülmüştür. Binâenaleyh onun oğlu hakkında «Kardeşin oğlu» denilemez.

 

Kurtubî 'nin beyânına göre, namaz kılarken önünden geçen kimse işaretle ve hoş bir muameleyle geçmekden menedilir. Fakat hadisin zahirinden anlaşılıyor ki geçmek isleyen kimse işaret v.s. den anlamaz da kendisini menetmek için döğüşmekten başka çâre kalmazsa nihayet ona da başvurulur. Çünkü bu derece inatlık gösteren kimse olsa olsa bir şeytândır. ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) burada işaretten anlamayan inatçıyı bir teşbih-i belîg ile şeytâna benzetmiştir. Bâzılarına göre şeytandan murâd ResuluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in önünden geçen kimsedir. Böyle inatçı kimselere lisanımızda dahi şeytân denir. Bâzıları cümleye bir mudâf takdir ederek: «Bu ancak şeytânın yapacağı iştir.» şeklinde mânâ vermişlerdir.