NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
103 - (575) حدثني
زهير بن حرب
وعبيدالله بن
سعيد ومحمد بن
المثنى. كلهم
عن يحيى
القطان. قال
زهير: حدثنا
يحيى بن سعيد
عن عبيدالله
قال:
أخبرني
نافع عن ابن
عمر؛ أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان يقرأ
القرآن. فيقرأ
سورة فيها سجدة.فيسجد.
وتسجد معه.
حتى ما يجد
بعضنا موضعا
لمكان جبهته.
{103}
Bana Züheyr b. Harb ile
Ubeydullah b. Saîd ve Muhammed b. El-Müsennâ hep birden Yahya El-Kattân'dan
rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah'dan rivayet
etti. Demişki: Bana Nâfî', ibni Ömer'den naklen şöyle haber verdi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Kur'ân-ı okur; içinde secde bulunan bir sure de okur ve secde
ederdi. Biz de onunla beraber secde ederdik. Hattâ bâzılarımız alnını koyacak
yer bulamazdı.
104 - (575) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا محمد بن
بشر. حدثنا
عبيدالله بن
عمر عن نافع،
عن ابن عمر؛
قال:
ربما
قرأ رسول الله
صلى الله عليه
وسلم القرآن.
فيمر بالسجدة
فيسجد بنا.
حتى ازدحمنا
عنده. حتى ما
يجد أحدنا
مكانا ليسجد
فيه. في غيره
صلاة.
{104}
Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe
rivayet etti. (Dediki) : Bize Muhammed b, Bişr rivayet etti. (Dediki) : Bize
Ubeydullah b. Ömer, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. Demiş ki:
Çok defa Resûlullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kur'ân'ı okur. Secde âyetine tesadüf ettiği zaman
bize de secde ettirirdi. Biz onun yanına o kadar üşüşürdük ki namazda olmadığı
hâlde birimiz secde edecek yer bulamazdı.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«Sucûdü'l - Kur'an» bahsinde; Ebu Dâvûd da «Namaz» bahsinde muhtelif râvîlerden
tahrîc etmişlerdir. Hadîs-i şerif secde-i tilâvetin meşru olduğuna delildir.
Secde-i tilâvetin meşru olduğunda bütün ulemâ müttefikdir. Ancak sıfatı
hususunda ihtilaf vardır. Hanefîler'e göre secde âyetini okuyana da, dinleyene
de secde etmek vâcipdir. Secde etmezlerse günahkâr olurlar. Sonra bu vûcûb
bazen mühletli bazan mühletsiz olur. Namaz hâricinde okuyan ve dinleyenlere
secde etmek «müvessa*» yâni mühletle vâcibdir. Bunlar Ömürlerinin sonlarına
kadar o secdeyi geciktirmekle günahkâr olmazlarsa da secdeyi âyetin okunduğu zamandan
fazla geciktirmek tenzîhen mekrûhdur.
Secde âyeti namazda
okunmuşsa secdenin «mudayyak» yâni mühletsiz yapılması vacip olunur. Bu
takdirde okunan secde âyeti ile yapılacak secde arasında üç âyetden daha fazla
âyet okuyacak kadar vakit geçmemek lâzımdır.
Şayet secde âyeti
sûrenin ortasında ise efdal olan, onu okur okumaz secde etmek, sonra kalkarak
sûreyi tamamlamak ve arkasından namazın rükû'unu sücûdunu yapmakdır. Öyle
yapmaz da secde âyetini okudukdan sonra üç âyet okuyacak kadar zaman geçmeden rükû
eder ve bu rükû' ile secde-i tilâvetin edasını niyet eylerse bu da kâfidir.
Namaz içinde âyeti ile secde arasında üç âyet okuyacak kadar veya daha fazla
vakit geçerse artık bu secde namaz içindeki rükû' ve secdeleri ile edâ
olunmayıp yine namaz içinde ayrıca secde etmek sureti ile kaza olunur. Namaz
içinde kaza edilmediği takdirde namazdan sonra da kaza edilemez. Çünkü artık
vakti geçmişdir. Ancak namazdan selam verdikten sonra henüz namaza münâfi bir
fiilde bulunmadan derhâl kaza ederse caiz olur.
Secde âyeti sûrenin
sonunda bulunuyorsa secde için namazın rükûunda niyet etmek ve rükû'un zımnında
o secdeyi de edâ etmek efdal olur. Böyle yapmaz da secde âyeti için ayrıca
secde ederse ayağa kalktığı zaman o sûreden sonra gelen sûreden bir kaç âyet
okuduktan sonra namazın rükû' ve sücûduna gitmek efdal olur.
Hanefîler'den başka
bütün ulemâya göre secde-i tilâvet sünnetdir.
Hanefîler ile
Şâfîîler'e göre secde için âyetin kasden dinlenmesi şart değildir. Rast gele
işidenlere de, secde etmek gerekir. Yalnız Şâfiîler'e göre rast gele işiden bir
kimseye, secde etmek kasden dinleyene olduğu kadar kuvvetle sünnet değil,
müstehâbdır.
İbni Battal'a göre bu
hadîs hayır ve hasenat yapmak için harîs olmaya delildir. Ayrıca Nebi
(Sallallakü Aleyhi ve Sellem) Efendimizin fiillerine tabî olmanın lüzumuna da
delâlet etmektedir.
Nevevî'nin beyânına
göre secde âyetini okuyanla, dinleyen kimse namaz hâricinde iseler her ikisinin
beraberce secde etmeleri şart değildir. Biri diğerinden evvel veya sonra, uzun
veya kısa secde edebilir. Hattâ âyeti okuyan hiç secde etmese bile dinleyen
secde edebilir. Bu bâbda okuyan kimsenin abdestli veya abdestsiz, erkek, kadın
veya çocuk olmaları hüküm itibârı ile müsavidir. Şâfiîler'den zayıf bir
rivayete göre secde âyetini çocuk, kâfir veya abdestsiz bir kimse okursa
işitenlere secde etmek müstehâb olmaz ise de sahîh olan kavil birincisidir.