NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
209 - (631) وحدثني
أبو غسان
المسمعي
ومحمد بن
المثنى عن معاذ
بن هشام قال
أبو غسان:
حدثنا معاذ بن
هشام. حدثني
أبي عن يحيى
بن أبي كثير.
قال: حدثنا أبو
سلمة بن
عبدالرحمن عن
جابر بن
عبدالله؛ أن عمر
بن الخطاب،
يوم الخندق،
جعل يسب كفار
قريش. وقال:
يا
رسول الله!
والله! ما كدت
أن أصلي العصر
حتى كادت أن
تغرب الشمس.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "فوالله!
إن صليتها"
فنزلنا إلى
بطحان. فتوضأ
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
وتوضأنا. فصلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم العصر
بعد ما غربت الشمس.
ثم صلى بعدها
المغرب.
[ش (فوالله!
إن صليتها)
معناه ما
صليتها. وإنما
حلف النبي صلى
الله عليه
وسلم تطيبا
لقلب عمر رضي الله
عنه. فإنه شق
عليه تأخير
العصر إلى
قريب من
المغرب.
فأخبره النبي
صلى الله عليه
وسلم أنه لم
يصلها بعد.
ليكون لعمر به
أسوة، ولا يشق
عليه ما جرى،
وتطيب نفسه.
(بطحان) هو بضم
الباء وسكون
الطاء، هكذا
هو عند جميع
المحدثين في
رواياتهم وفي
ضبطهم
وتقييدهم. وقال
أهل اللغة: هو
بفتح الباء
وكسر الطاء.
ولم يجيزوا
غير هذا. وهو
واد بالمدينة].
{209}
Bana Ebu Gassân
El-Mismaî ile Muhammed b. El-Sennâ, Muâz b. Hişâm'dan rivayet ettiler. Ebu
Gassân Dediki: Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Yahya b.
Ebi Keslr'den naklen rivayet etti. Demişki: Bize Ebu Selemete'bnü Abdirrâhmân,
Câbir b. Abdillâh'dan, naklen rivayet etti, ki:
Hendek harbinde
Ömerülmö*l-Hattâb Kureyş kâfirlerine sövmeye başlamış ve:
— Yâ Resûlâllah! Güneş
kavuşmak üzeredir. Vallahi ben hâlâ ikindiyi kılamadım!., demiş. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Vallahi onu ben de
kılmadım!» buyurmuşlar. (Ömer demiş ki) Bunun üzerine Buthân vadisine indik;
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hemen abdest aldı; biz de
abdestlendik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gün kavuştuktan sonra
evvelâ ikindiyi, sonra onun arkasından akşam namazını kıldı.»
(631) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وإسحاق بن
إبراهيم (قال
أبو بكر:
حدثنا. وقال
إسحاق: أخبرنا
وكيع) عن علي
بن المبارك،
عن يحيى بن
أبي كثير، في
هذا الإسناد،
بمثله.
{….}
Bize Ebu Bekir b. Ebî
Şeybe ile İshâk b, İbrahlm rivayet ettiler. Ebu Bekir (Bize rivayet etti)
tâbirini kullandı. İshâk ise: Bize Veki, Ali b. Mübârek'den, o da Yahya b. Ebî Kesîr'den
naklen bu isnâdda, bu hadîsin mislini haber verdi; dedi.
İzah
Bu hadîsi Buhar!
«Mevâkîtü's - Salât» ile «Salâtül-Havf» bahislerinde; Tirmizi ile Nesâî de
«Kitâbu's-Salât» da tahric etmişlerdir.
Aynînin beyânına göre, Hz.
Ömerin küffâr'a sövmesi hendek kazmakla meşgul olurken, ikindi namazını
geciktirdikleri, buna da küffâr sebeb oldukları içindir.
«Kâde» fi'linin ma'nâsı
hakkında, ulemâ muhtelif mutâlealar beyân etmişlerdir. Aynî bu nmtâleaları
sadra şifâ görmeyerek mes'eleyi şöyle tahkik ve hulâsa etmişdir:
«Kâde fiilinin üzerine
nefiy edatı girerse, ifâde edeceği ma'nâ hususunda üç mezheb vardır.
1) Kâde, diğer fiiller
gibi başında nefiy edatı bulunmadan kullanlırsa isbât ma'nâsı ifâde eder.
Başında nefiy edatı bulunursa ma'nâsı da menfî olur. Çünkü «Zeyd az daha
kalkıyordu.» cümlesinin ma'nâsı, kalkmayı değil, onun yakın olduğunu
anlatmakdır.
2) Kâde fiilinin
başında nefiy edatı bulunursa isbât ma'nâsı ifâde eder.
3) Kâde'nin başında
nefiy edatı bulunduğu zaman fiilin mâzî veya müstakbel olması nazar-ı dikkate
alınır. Eğer mâzî ise isbat ma'nâsı ifade eder. Müstakbel olarak kullanılmışsa
sâir fiiller hükmündedir.
Aynî bu ciheti hülâsa
ettikten sonra şu hükme varıyor: «Bu üç kavlin içersinde esah olan, birincisidir.
îbni Hâcib bunu nassaiı bildirmişdir. Mes'ele böylece anlaşıldıkdan sonra şunu
da bilmeli ki burada Kâde'nin başında nefiy edatı vardır. Binâenaleyh ma'nâsı,
nefiy yâni namazın yakınlığını nefiy olmuşdur. Namazın yakınlığı nefiy
edilince, namazın nefiy edileceği evleviyyet tarîki ile sabit olur...»
Aynî 'nin bu izahından
anlaşılıyor ki, Hz. Ömer güneş kavuşuncaya kadar ikindiyi kılamamış; onu kazaya
bırakmışdır. Ulemâdan bâzıları buradaki Kâde fi'linden Hz. Ömer'in güneş
kavuşmaya yakın ikindiyi kıldığı ma'nâsını anlamışlardır.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yemin ederek: «Vallahi onu ben de kılmadım» buyurması,
Ömer (Radiyallahû anh) ikindiyi kazaya bırakmıştır diyenlerin sözünü te'yîd
eder. Çünkü bununla Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) son derece üzgün bulunan
Hz. Ömer'in gönlünü almak istemişdi.
«Buthân», Medine'de bir
vadidir. Bu kelimeyi «Batıhân» şeklinde okuyanlar da olmuşdur. Hattâ lisan
uleması Buthân okunmasını caiz görmemişlerdir.
Hz. Ömer'in:
«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikindiyi güneş battıkdan sonra kıldı;
arkasından da akşam namazını kıldı.» sözünün zahiri, bu namazları cemaatla
kıldığını göstermektedir.