NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
224 - (641) وحدثنا
أبو عامر
الأشعري وأبو
كريب. قالا:
حدثنا أبو
أسامة عن
بريد، عن أبي
بردة عن أبي
موسى؛ قال:
كنت
أنا وأصحابي،
الذين قدموا
معي في السفينة،
نزولا في بقيع
بطحان. ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بالمدينة. فكان
يتناوب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عند
صلاة العشاء،
كل ليلة، نفر
منهم. قال أو
موسى: فوافقنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنا وأصحابي.
وله الشغل في
أمره. حتى
أعتم بالصلاة.
حتى إبهار
الليل. ثم خرج
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فصلى
بهم. فلما قضى
صلاته قال لمن
حضره "على
رسلكم.
أعلمكم،
وأبشروا، أن من
نعمة الله
عليكم أنه ليس
من الناس أحد،
يصلي هذه
الساعة،
غيركم" أو قال
"ما صلى، هذه
الساعة، أحد
غيركم" (لا
ندري أي
الكلمتين قال)
قال أبو موسى:
فرجعنا فرحين
بما سمعنا من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم.
[ش
(نزولا في
بقيع بطحان)
نزولا منصوب
على أنه خبر
كان أي كنا
نازلين في
بقيع بطحان.
والبقيع من
الأرض المكان
المتسع. قال
ابن الأثير:
ولا يسمى
بقيعا إلا
وفيه شجر أو
أصولها.
وبطحان موضع
بعينه، واد
بالمدينة.
(يتناوب)
تفاعل من
النوبة. وفاعله
قوله: نفر. أي
يأتيه كل ليلة
عدة رجال
مناوبين، غير
مجتمعين.
(إبهار الليل)
انتصف. وبهرة
كل شيء، وسطه.
(على رسلكم)
أمر بالرفق والتأني.
أي تأنوا. وهي
بكسر الراء
وفتحها. لغتان.
الكسر أفصح
وأشهر].
{224}
Bize Ebu Âmir El-Eş'arî
ile Ebu Kureyb rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Ebu Usâme, Büreyd'den, o da Ebu
Bürde'den, o da Ebu Musa'dan naklen rivayet etti. Ebu Mûsâ şöyle demiş:
Ben ve gemide benimle
beraber gelen arkadaşlarım Buthân sahasına inmişdik. Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Medine'de bulunuyordu. Her gece yatsı namazı zamanında
arkadaşlardan bir kaç kişi nevbetle Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in. yanına gidiyorlardı. (Bir defasında) arkadaşlarımla ben Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'i kendine âid bir işle biraz meşgul bulduk,
hattâ namazı gecenin yarısı oluncaya kadar geciktirdi. Sonra Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıkarak cemaata namazı kıldırdı. Namazını
bitirdikden sonra yanındakilere:
«Ağır olun! Sizlere
bildiriyorum. Müjdeler olsun ki, insanlar içinde sizden başka bu saatte namaz
kılan hiç bir kimsenin bulunmaması Allah'ın size olan ni'metlerinden biridir.»
Yahut: «Bu saatde sizden başka hiç bir kimse namaz kılmamıştır.» buyurdu.
Râvîler «Bu iki cümlenin
hangisini söylediğini kestiremiyoruz» dediler.
Ebu Mûsâ demiş ki:
«Bunun üzerine biz de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den
dinlediklerimize sevinerek yerimize döndük.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
-Nevâkîtü's - Salât» bahsinde tahrîc etmişdir. Onu Ebu Dâvûd, Nesâî, imam Ahmed
b. Hanbel, İbni Huzeyme ve başkaları Ebu Saîd-i Hudrî (Radiyallahû anh) 'dan
tahrîc etmişlerdir. Hadîsin o rivayetteki metni şöyledir :
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) ile birlikde akşam namazını kıldık; ama yatsı için gecenin
aşağı yukarı yarısı geçmeden yanımıza çıkmadı. (Yanımıza geldiği vakit) :
«Şüphesiz ki insanlar
namazlarını kıldılar; yataklarına yattılar, sizler ise namazı beklediğiniz müddetçe
elbette namazda olmakda dâimsiniz. Eğer zâıflerin za'fı, hastaların hastalığı,
hacet sahiplerinin ihtiyâcı olmasaydı ben, bu namazı mutlaka gecenin yarısına
te'hîr ederdim!, buyurdular.
Bu hadîsi İbni Mâce
yine Ebu Saîd (Radiyallahû anh) dan şu lâfızlarla tahrîc etmişdir:
«Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) akşam namazını kıldırdı. Sonra gecenin yarısı oluncaya kadar
(mescide) çıkmadı. Sonra çıkarak cemaata namazı kıldırdı; ve:
«Eğer zayıflarla
hastalar olmasaydı ben, bu namazı gece yarısına te'hîr etmek isterdim;
buyurdu.»
Tirmîzî dahî bu mânâda
bir hadîsi Hz. Ebu Hureyre'den rivayet etmişdir.
Bakî': Geniş yer, sâhâ;
demekdir. Ağaçlı olması yahut hiç olmassa içinde ağaç kütükleri bulunması
şarttır.
Buthân'ın, Medine'de
bir vâdî olduğunu önce görmüşdük.
Bu hadîsde Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ne ile meşgul olduğu bildirilmemiş yalnız:
«Kendine âid bir işle biraz meşgul bulduk» denilmişdir. Taberânî 'nin
«Mu'cem»inde sahih bir rivayetle Hz. Câbir'den nakledildiğine göre Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o anda ordu techîzi ile meşgul imiş.
Hadîsin râvîsi Ebu
Müse'l-Eş'ar î (Radiyallahû anh) aslen Yemenlidir. Eş'arîler kabilesine
mensûbdur. Bu kabile Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in zuhurunu Yemende
işitmişler, içlerinden Ebu Mûse'l-Eş'arî elliüç kişi ile birlikde Medine'ye
hicrete karar vermişler ve bir gemiye binerek yola çıkmışlar. Denizde fırtınaya
tutularak Habeşistan sahillerine sığınmışlar. Orada yedi sene kalmışlar. Bu
esnada Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in amcası oğlu Ca'fer b. Ebî Tâlib
ile buluşmuşlardır. Hz. Ca'fer, onlara kendisi ile bir cemaatın Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tarafından Habeşistan'a gönderildiğini söylemiş;
ve bir kaç zaman için onların da Habeşistan'da kalmalarını teklif etmiş. Onlar
da bunu kabul ederek Habeşistan'a inmişler. Nihayet hepsi birlikde Medine
yolunu tutmuşlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Hayber'in fethi
esnasında görmüşler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hem Ca'fer
(Radiyallahû anh) 'in hem de Ebu Mûsâ'nın kaafilelerine ganimet mallarından
hisseler ayırmış; kendilerini taltif etmişdir. Eş'arîler, Medine'ye
geldiklerinde Buthân vadisi sahasına inmişlerdir.