SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MESACİD BAHSİ

<< 644 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

228 - (644) وحدثني زهير بن حرب وابن أبي عمر. قال زهير: حدثنا سفيان بن عيينة عن أبي لبيد، عن أبي سلمة، عن عبدالله بن عمر؛ قال:

 سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول: "لا تغلبنكم الأعراب على اسم صلاتكم. ألا إنها العشاء. وهم يعتمون بالإبل".

 

[ش (وهم يعتمون بالإبل) أي يدخلون في العتمة، وهي ظلمة الليل. بالإبل أي بسبب الإبل وحلبها].

 

{228}

Bana Züheyr b. Harb ile İbni Ebî Ömer de rivayet ettiler. Züheyr Dediki: Bize Süfyân b. Uyeyne, İbni Ebu Lebîd'den, o da Ebu Seleme'den, o da Abdullâh b. Ömer'den naklen rivayet etti. Abdullah şöyle demiş: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Sakın Bedeviler (şu) namazınızın ismi hususunda sîze galebe çalmasınlar! Dikkat edin! Bu namaz yatsıdır. Bedeviler develer sebebiyle yatsıyı gecenin karanlığına bırakırlar (da onun için ona ateme adı verirler.)  buyururken işittim.

 

 

229 - (64) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع. حدثنا سفيان عن عبدالله بن أبي لبيد، عن أبي سلمة بن عبدالرحمن، عن ابن عمر؛ قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "لا تغلبنكم الأعراب على اسم صلاتكم العشاء. فإنها في كتاب الله، العشاء. وإنها تعتم بحلاب الإبل".

 

[ش (بحلاب) الحلاب مصدر، مثل الحلب والاحتلاب. وهو استخراج ما في الضرع من اللبن].

 

{229}

Bize Ebu Bekir b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Abdullah b. Ebî Lebîd'den, o da Ebu Selemete'bni Abdirrahmân'dan, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Sakın Bedeviler yatsı namazınızın İsmi hususunda size galebe çalmasınlar! Zîra o namaz Allah'ın Kitabında ışâ' (diye anılmış) dır. Bu namaz develeri sağmakla meşgul olurken karanlığa kalır (da onun için Bedeviler ona ateme derler).» buyurdular.

 

 

İzah:

Yukarki rivayetler dahî yatsı namazını geç kılmanın efdal olduğuna delildirler. Son iki rivâyetde yatsıya «Ateme» değil «İşâ» denilmesinin efdal olduğu beyân edilmektedir. Anlaşılıyor ki çölde yaşıyan Bedeviler develerini sağmakla uğraşırken yatsıyı geciktirirler ve karanlığa geciktirme mânâsından alarak ona ateme derlermiş.

 

Akşam namazına «İşâ'» yahut İşâ-i evvel, yatsıya «ateme» yahut işâ-ı âhire ve bunların ikisine birden «İşâeyn» demek araplar arasında âdetti Nitekim Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ashâb-ı kiramı da bu kelimeleri kullanmışlardır. Binaenaleyh hadîsdeki nehiy tahrîm için değil tenzih içindir.

 

Bu hadîsi Buhârî «Mevâkîtü's-Salât» bahsinde tahrîc etmişdir. Buhârî'deki lâfzı:

 

«Sakın Bedeviler akşam namazınızın ismi hususunda size galebe çalmasın! Bedeviler akşam namazına İşâ' derler.» şeklindedir.

 

Işâ': Gece karanlığının evvelidir. Ve şafağın kaybolmasından başlar. Akşam namazına da İşâ' denilirse iki namaz biribirine karışarak maksad anlaşılmaz. Bu husustaki kerahet akşam namazın bedevilerin verdiği ismi kullanmaktadır.

 

Kurtubî hadîsdeki nehyin Allah Teâlâ'nın verdiği isimden dönülmemek için vârid olduğunu söylemişdir. Ona göre buradaki nehy'den murâd tahrîm değil; evlâ olana irşâddır. Yoksa Bedevilerin taktığı ismi kullanmak caizdir. Nitekim Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde yatsıya Ateme demiş; bu suretle onun kullanılabileceğini isbât etmişdir. Hz. Ebu Bekir ile îbni Abbâs (Radiyallahû anhûm)'un dahî yatsıya ateme denilmesini mubah gördükleri rivayet olunur.

 

Tıybî’nin beyânına göre: galebenin mânâsı gasp etmek veya elinden zorla almak.» demekdir. Buna göre hadîsden murâd: «Bedevilerin akşam namazına İşâ', yatsıya da ateme demelerini kabul etmeyin! Zîra bedeviler yatsı namazına Allah'ın vermiş olduğu ismi gasp ederler.» demek olur.

 

Bir takımları da galebenin üstün gelmek mânâsına olduğunu söylemişlerdir.

 

Nevevîye göre bâzı hadîslerde yatsıya ateme denilmesi yâ bunun caiz olduğunu bildirmek içindir yahut İşâ' kelimesini bilmeyen bir kimseye, onu anlatmak için ateme kelimesini kullanmışdır. Çünkü ateme araplarca daha meşhurdu. Onlar akşam namazına İşâ' derlerdi. Nitekim Buhârî'nin rivayetinde bu cihet tasrîh edilmişdir.