NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
84 - (720) حدثنا
عبدالله بن
محمد بن أسماء
الضبعي. حدثنا
مهدي (وهو ابن
ميمون) حدثنا
واصل مولى أبي
عيينة عن يحيى
بن عقيل، عن
يحيى بن يعمر،
عن أبي الأسود
الدؤلي، عن
أبي ذر، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه قال
"يصبح على كل
سلامي من أحدكم
صدقة. فكل
تسبيحة صدقة. وكل
تحميدة صدقة.
وكل تهليلة
صدقة. وكل
تكبيرة صدقة.
وأمر
بالمعروف
صدقة. ونهي عن
المنكر صدقة.
ويجزئ، من
ذلك، ركعتان
يركعهما من
الضحى".
[ش
(على كل سلامى)
قال النووي:
أصله عظام
الأصابع
وسائر الكف.
ثم استعمل في
جميع عظام
البدن ومفاصله.
(ويجزئ)
ضبطناه ويجزئ
بفتح أوله
وضمه. فالضم
من الإجزاء.
والفتح من جزى
يجزى. أي كفى،
ومنه قوله
تعالى: لا
تجزى نفس].
{84}
Bize Abdullah b.
Muhammed b. Esma' Ed-Dubai rivayet etti. (Dediki): Bize, Mehdî (yâni İbni
Meymûn) rivayet etti. (Dediki): Bize, Ebû Uyeyne'nin âzâdlısı Vâsıl, Yahya b.
Ukayl'den, o da Yahya b. Ya'mer'den, o da Ebû'l-Esved-i Düelî'den, o da Ebû
Zerr'den, o da Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet
ettiki, şöyle buyurmuşlar :
«Her birinizin, her bir
mafsalına karşı, bir sadaka vardır. Her tesbîh, bir sadakadır. Her tahmid bir
sadakadır. Her tahlîl bir sadakadır. Her tekbîr bir sadakadır. İyiliği
emretmek, kötülükden nehî'de bulunmak da bir sadakadır. Bütün bunlar nâmına
kişinin kılacağı iki rek'ât kuşluk namazı, kâfidir.»
İzah:
Sülâmâ : Aslen
parmakların ve ellerin kemikleri demekdir. Sonradan bu kelime bedenin bütün
kemikleri ve mafsalları mânâsında kullanılmişdır. İleride görüleceği vecihle
Müslimin rivayet ettiği bir hadisde Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«insan üçyüzaltmış
mafsal üzerine halk edilmişdir; her mafsal için bir sadaka vermek
lâzımdır.» buyurmuşdur.
Bu hadîs, kuşluk
namazının faziletine, mevkiinin büyüklüğüne ve iki rek'ât kılınmasının sahîh
olduğuna delildir.