SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

YOLCU NAMAZI BAHSİ

<< 797 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

243 - (797) حدثنا قتيبة بن سعيد وأبو كامل الجحدري. كلاهما عن أبي عوانة. قال قتيبة: حدثنا أبو عوانة عن قتادة، عن أنس، عن أبي موسى الأشعري. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "مثل المؤمن الذي يقرأ القرآن مثل الأترجة. ريحها طيب وطعمها طيب. ومثل المؤمن الذي لا يقرأ القرآن مثل التمرة. لا ريح لها وطعمها حلو. ومثل المنافق الذي يقرأ القرآن مثل الريحانة. ريحها طيب وطعمها مر. ومثل المنافق الذي لا يقرأ القرآن كمثل الحنظلة. ليس لها ريح وطعمها مر".

 

{243}

Bize Kuteybetü'bnü Saîd ile Ebu Kamil-i Cahderî, ikisi birden Ebu Avane'den rivayet ettiler. Kuteybe Dediki: Bize Ebu Avane, Katade'den, o da Enes'den, o da Ebu Muse'I-Eş'arî'den naklen rivayet etti. Ebu Musa şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Kur'an okuyan mü'minin misali portakal gibidir, ki kokusu güzel, tadı hoştur. Kur'an okumayan mü'minin misali de hurma gibidir. Kokusu yoktur fakat tadı lezzetlidir. Kur'an okuyan münafığın misali, kokusu güzel fakat tadı acı olan fesleğen gibidir. Kur'an okumayan münafığın misali ise kokusu bulunmayan: tadı da acı olan Ebu Cehil karpuzu gibidir.» buyurdular.

 

 

(797) وحدثنا هداب بن خالد. حدثنا همام. ح وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا يحيى بن سعيد عن شعبة. كلاهما عن قتادة، بهذا الإسناد، مثله. غير أن في حديث همام: (بدل المنافق) الفاجر.

 

{….}

Bize Heddab b. Halid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmam rivayet etti. H.

Bize Muhammedü'bnü'I-Müsenna da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd Şu'be'den naklen rivayet etti. Bu ravîlerin ikisi de Katade'den, bu isnadla, bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki Hemmam'in rivayetinde «münafık» yerine «cacir» kaydı vardır.

 

 

Buhari, et'ime, Fedailü'l-Kur'an, tevhid; Ebu Davud, edeb; Tirmizî, emsal, Nesaî, iman; İbn Mace, mukaddime; Darimî, Fedailü'l-Kur'an; Ahmed b. Han bel, IV, 397, 404, 408.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadîs hakkında Ayni şunları söylemektedir: «Malumun olsun ki, bu teşbih ve temsil hakîkatta sırf makul bir manaya şamil olan bir vasıfdır. Bu manayı, ancak görülen ve hissedilen bir şeyle tasvir meydana çıkarabilir. Sonra hiç şüphe yok ki, Kelamullah'ın, kulun batınına ve zahirine te'sîri vardır. Bu hususda kullar biribirlerinden farklıdırlar. Bazılarının bu tanzîrden bol bol nasipleri vardır. Bunlar Kur'an okuyan mü'minlerdir. Bazılarının ise hiç nasipleri yokdur. Bunlar hakîki münafıklardır. Bir takımlarının yalnız zahirleri te'sîr altında kalır: batınlarına Kur'an te'sîr etmez. Bunlar muraîlerdir. Bir kısmı da bunun aksinedir, (üani Kur'an batınına te'sîr eder: zahirine te'sîr etmez.) Bunlar da Kur'an'ı okumayan mü'minlerdir.

 

Bu manaların hissi şeylerle tasvir edilerek gösterilmesi hadîs~i şerîfde zikredildiği gibi olur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu manaları ifade için hadîs-i şerîfde zikrettiğinden daha muvafık, münasip, akla yakın, daha güzel ve daha cem'iyyetli tabîr bulunamaz! Zira müşebbehlerle, müşebbehün bihler (yani benzeyen insanlarla, benzedikleri şeyler.) buradaki taksime tamamen uymaktadırlar. Çünkü insanlar ya mü'min yahut gayr-i mü'min olurlar. Gayr-i mü'min de ya halis münafıkdır: Yahut hükmen ona ilhak edilir. Mü'minler ya Kur'an okumaya devam ederler yahut etmezler. Buna göre sen müşebbehünbihin neticelerini kıyas eyler!

 

Hadîsdeki temsillerde vech-i sebeh, mahsus olan iki şeyden yani tadla kokudan mürekkebdir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) misalini yerden biten ve ağaçdan meydana gelen şeylerle vermişdir. Çünkü bunlarla insanların amelleri arasında benzerlik vardır. Ameller nefislerin meyveleridir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağaçdan meydana gelen portakalla hurmayı mü'mine tahsis buyurmuş: yerden biten Ebu Cehil karpuzu ile fesleğeni de münafığa bırakmışdır. Bu suretle mü'minin şanının ulviyyetine ilminin yüksekliğine ve devamına: münafığın da sanının alçaklığına, amelinin hiçliğine ve faydasızhğıa tenbîh buyurmuştur.

 

Kur'an-ı Kerîm'i okuyanlarla okumayanlar hakkında fi'l-i muzari' sîgası kullanması, devam ve istimrar manasını kasdettiği İçindir. Yani portakala benzetilen mü'minler, Kur'an-ı Kerîm'i devam üzere okuyanlar: hurmaya benzetilenler de devam üzere okumayanlardır. (Bittabi bundan, hiç okumayanlar: manası çıkmaz.)...

 

Kur'an okuyan mü'mini portakala benzetmesi, onun bütün memleketlerde yetişen en faydalı ve en iyi bir yemiş olmasındandır...»

 

«Hadîs-i şerîf, Kur'an-ı Kerîm'i ezberleyip hafız olmanın faziletine ve bir maksadı anlatmak için misal getirmenin müstehab olduğuna delildir.