NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI:
32 - (94) حدثنا
يحيى بن يحيى
وأبو بكر بن
أبي شيبة وابن
نمير وأبو
كريب. كلهم عن
أبي معاوية.
قال يحيى: أخبرنا
أبو معاوية عن
الأعمشى، عن
زيد بن وهب،
عن أبي ذر،.
قال:
كنت
أمشي مع النبي
صلى الله عليه
وسلم في حرة المدينة،
عشاء. ونحن
ننظر إلى أحد.
فقال لي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: "يا
أبا ذر" قال قلت:
لبيك يا رسول
الله !
قال: " ما أحب
أن أحد ذاك
عندي ذهب.
أمسي ثالثة عندي
منه دينار.
إلا دينارا
أرصده لدين.
إلا أن أقول
به في عباد
الله. هكذا
(حثا بين يديه)
وهكذا (عن
يمينه) وهكذا
(عن شماله) "
قال: ثم مشينا
فقال: "يا أبا
ذر ! " قال قلت:
لبيك ! يا رسول
الله ! قال: "إن
الأكثرين هم الأقلين
يوم القيامة.
إلا من قال
هكذا وهكذا وهكذا
" مثل ما صنع
في المرة
الأولى. قال:
قال "يا إبا ذر
! كما أنت حتى
أتيك " قال:
فانطلق حتى توارة
عني. فقال:
سمعت لغطا
وسمعت صوتا.
قال فقلت: لعل
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عرض له.
قال: فهممت أن
أتبعه. قال: ثم
ذكرت قوله: "لا
تبرح حتى آتيك
" قال: فانتظرته.
فلما جاء ذكرت
له الذي سمعت.
قال فقال: " ذاك
جبريل. أتاني
فقال: من مات
من أمتك لا
يشرك بالله
شيئا دخل
الجنة. قال
قلت: وإن زنا
وإن سرق ؟ قال:
وإن زنا وإن
سرق".
{32}
Bize Yahya b. Yahya ile
Ebû Bekir b. Ebî Şeybe İbni Nümeyr ve Ebû Kureyb hep birden Ebû Muâviye'den
rivayet ettiler. Yahya Dediki: Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Zeyd b.
Vehb'den, o da Ebû Zerr'den naklen haber verdi. Ebû Zerr şöyle demiş:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) ile Medine'nin Harra'sında yatsı zamanı hem yürüyor hem Uhud dağına
bakıyorduk. (Bir ara) Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:
— «Yâ Ebâ Zerr!» dedi; ben:
— «Lebbeyk, yâ Resûlallah!» cevâbını verdim.
— «Şu Uhud dağı altın
olarak elime geçse üçüncü bir geceyi ondan bende bir dinar bulunduğu hâlde
geçirmemi istemem. Yalnız borç İçin hazırladığım dînâr müstesna olur. —Önüne,
sağına ve soluna birer avuç saçma işareti yaparak— onu Allah'ın kullarına
şöyle, şöyle ve şöyle dağıtmak isterim» buyurdu. Sonra (biraz) yürüdük. Yine:
— «Yâ Ebâ Zerr!» dedi. Ben:
— «Lebbeyk, yâ Resûlallah!» dedim;
— «Hiç şüphe yokki malı çok olanlar kıyamet
günü sevabı en az olanlardır. Yalnız şöyle, şöyle ve şöyle yapanlar
müstesna...» buyurdu. Ve ilk defâki gibi işarette bulundu. Sonra bir az daha
yürüdük. (Yine):
— «Yâ Ebâ Zerr! Ben gelinceye kadar olduğun
yerde dur.» buyurdu. Ve oradan ayrılarak gözümden kayboldu gitti. Ben bir
gürültü ve bir ses İşittim. (Kendi kendime):
— «Gâlibâ Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
cinler musallat oldu.» diyerek arkasından .gitmeyi düşündüm. Sonradan onun
(bana):
«Ben gelinceye kadar
buradan ayrılma.» dediğini hatırlayarak kendisini bekledim. Geldiğinde
işittiğim şeyleri ona anlattım. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)-. Şöyle buyurdu:
— «O, Cibril idi! Bana geldi de: (Ümmetinden
her kim Allah'a şirk koşmayarak ölürse cennete girecektir.) dedi.» Ben,
— «Zina etse de, hırsızlık yapsa da mı?» dedim.
— (Evet) zina etse de, hırsızlık yapsa da
buyurdular.
33 - (94) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
جرير عن
عبدالعزيز
(وهو ابن رفيع)
عن زيد بن
وهب، عن أبي
ذر ؛ قال:
خرجت
ليلة من
الليالي. فإذا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يمشي
وحده. ليس معه
إنسان. قال:
فظننت أنه
يكره أن يمشي
معه أحد. قال:
فجعلت أمشي في
ظل القمر.
فالتفت فرآني.
فقال: "من هذا
؟ " فقلت: أبو
ذر. جعلني
الله فداءك.
قال: "يا أبا
ذر
تعاله". قال:
فمشيت معه
ساعة. فقال:
"إن المكثرين
هم المقلون
يوم القيامة.
إلا من أعطاه
الله خيرا. فنفح
فيه يمينه
وشماله، وبين
يديه ووراءه،
وعمل فيه خيرا
".
قال: فمشيت
معه ساعة.
فقال: " أجلس
ههنا " قال:
فأجلسني في
قاع حوله حجارة.
فقال لي: "
أجلس ههنا حتى
أرجع إليك "
قال: فانطلق
في الحرة حتى
لا أراه. فلبث
عني. فأطال اللبث.
ثم أني سمعته
وهو مقبل وهو
يقول: "وإن سرق
وإن زنى" قال:
فلما جاء لم
أصبر فقلت: يا
نبي الله ! جعلني
الله فداءك.
من تكلم في
جانب الحرة ؟
ما سمعت أحدا
يرجع إليك
شيئا. قال: "
ذاك جبريل عرض لي
في جانب الحرة.
فقال: أمتك
أنه من مات لا
يشرك بالله شيئا
دخل الجنة.
فقلت: يا
جبريل ! وإن
سرق وإن زنى ؟ قال:
نعم. قال قلت:
وإن سرق وإن
زنى ؟ قال: نعم.
قال قلت: وإن
سرق وإن زنى ؟ قال:
نعم. وإن شرب
الخمر".
[ش
(تعاله) كذا
بهاء السكت.
(إلا من أعطاه
الله خيرا ...
الخ) قال
النووي:
المراد
بالخير الأول
المال. كقوله
تعالى: وإنه
لحب الخير أي المال.
والمراد
بالخير
الثاني طاعة
الله تعالى. والمراد
بيمينه
وشماله ما سبق
أنه جمع وجوه
المكارم والخير.
ونفح، بالحاء
المهملة، أي
ضرب يده فيه
بالعطاء.
والنفح الرمي
والضرب.
(فأطال اللبث)
بفتح اللام
وضمها، مثل
المكث والمكث].
{33}
Bize Kuteybetü'bnü Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Abdülaziz'den —ki îbni Rufey'dir.—, o da Zeyd
b. Vehb'den, o da Ebû Zerr'den naklen rivayet etti. Ebû Zerr şöyle demiş:
Gecelerden birinde
dışarı çıktım, bir de baktım Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yalnız
başına yürüyor, yanında kimse yok. Zannettim ki: Beraberinde bir kimsenin yürümesini
istemiyor; ben de ay'ın gölgesinde yürümeye başladım. Derken bakınarak beni
gördü ve:
— «Kim o!» dedi. Ben:
— «Ebû Zerr'îm! Allah,
beni sana feda kılsın.» dedim. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
— «Yâ Ebâ Zerr! Gel...» *dedi. Bunun üzerine ben de bir müddet onunla
beraber yürüdüm. Müteakiben şöyle buyurdu:
«Hiç şüphe yok ki çok
mal sahipleri kıyamet gününde (sevabı) az olanlardır. Ancak Allah kendisine mal
verip de, o malı sağına, soluna, önüne, arkasına saçan ve onu hayıra sarfeden
msütesnâ.»
Onunla bir müddet daha
yürüdüm. Nihayet:
— «Şuraya otur!..» dedi. Ve beni etrafı taşlık
bir yere oturttu. Sonra bana:
— «Burada, ben dönüp gelinceye kadar otur.»
dedi. Sonra Harra'ya doğru gözümden kayboluncaya kadar gitti. Orada epeyi durdu
ve beni bekletti. Sonra sesini işittim. Hem geliyor hem de:
— «Hırsızlık da yapsa, zina da etse...» diye
söyleniyordu. Yanıma gelince sabredemedim:
— «Yâ Nebiyyallah! Allah, beni sana feda
kılsın. Harra tarafında kiminle konuşuyordun? Ben hiç bir kimsenin sana cevap
verdiğini işitmedim.» dedim;
— «O, Cibrîl idi. Harra tarafında karşıma
çıkarak: (Ümmetine müjdele ki: Her kim Allah'a bir şey'i şerik koşmıyarak
ölürse cennete girecektir.) dedi. Ben: Yâ Cibrîl! Hırsızlık yapsa da» zina etse
de mi dedim; Cibril:
(Evet.) cevâbını verdi.
Hırsızlık etse de, zina yapsa da mı? dedim.
— Evet! cevâbını verdi. Ben, yine:
— Hırsızlık yapsa da, zina etse de mi? diye
sordum.
— Evet, şarap bile içse! cevâbını verdi,»
buyurdular.
İzah:
Ebû Zerr hadîsini
Buhâri «İstikraz», «İsti'zân» ve «Rukaak» bahislerinde; Tirmizi «Eymân»
bahsinde, Nesâi «Yevm ve Leyle» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Nevevî'nin beyânına
göre: Hadisdeki birinci hayırdan murâd: Mal, ikinci hayırdan murâd: Allah'a
tâattır.
Harra: Medine' nin
dışında kara taşlarla kaplı bir yerdir.
İzah 992 de