NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
174 - (1076) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا
إسماعيل بن
إبراهيم عن
خالد، عن
حفصة، عن أم
عطية، قالت:
بعث إلي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بشاة من
الصدقة. فبعثت
إلى عائشة
منها بشيء.
فلما جاء رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
عائشة قال:
"هل
عندكم شيء ؟".
قالت: لا. إلا
أن نسيبة بعثت
إلينا من
الشاة التي
بعثتم بها
إليها. قال:
"إنها قد بلغت
محلها".
[ش
(نسيبة) ويقال
أيضا: نسيبة.
وهي أم عطية].
{174}
Bana Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. îbrâhîm, Hâlid'den, o da Hafsa'dan, o da
Ümmi Atıyye'den naklen rivayet eyledi. (Şöyle demiş):
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bana sadaka malından bir koyun gönderdi. Ben de onun
parçasını Âişe'ye yolladım. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Âişe'nin
yanına gelince:
«Yanınızda (yiyecek) bir
şey var mı?» diye sormuş, o da:
— Hayır, yalnız Nüseybe,
kendisine gönderdiğiniz koyundan bize bir parça göndermiş; demiş. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«O, yerini buldu.»
buyurmuşlar.
İzah:
Enes hadisini Buhâri
«Zekât» ve «Zühd» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Zekât» bahsinde; Nesâi «Umrâ»
bahsinde muhtelif râvîlerden tahric etmişlerdir.
Ümmü Atıyye hadisini
Buhâri «Zekât» bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü'l-Hibe»'de rivayet etmiştir.
O, Berîre'ye sadaka,
bize de hediyedir...» cümlesinde cârüe mecrûrun müptedâ üzerine geçirilmesi, ihtisas
ifâde etmek içindir. Cümle: «Bu et ancak ona sadakadır; bize değil.» kuvvetin
dedir. Zîrâ sadaka olarak verilen et, Hz. Berire'nin mülkü olunca ondan sadaka
vasfı zail olmuştur. Berire, onu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
hediye olarak vermiştir. Tahrîm mes'elesi etin aynına taallûk etmez.
«O' yerini buldu.»
cümlesinden murâd: Helâl olan yere ulaştı.» demektir/
Hadîsin bir rivayetinde
Hz. Âişe (Radiyallahu anha) «Berîre hakkında üç hüküm sabit olmuştu...» demiş,
bunlardan yalnız verilen etin ona sadaka olduğunu söylemiştir.
ikinci hüküm «velâ»'nm
âzad eden kimseye âit olması, üçüncüsü de kendisi bir köle ile evliyken âzad
edildiği için nikâhın feshi muhayyer bırakılmasıdır.
Rivayetlerin umûmundan
anlaşılıyor ki fakir, sadakayı almakla o maldan sadaka vasfı ve hükmü kalkar.
Artık onu satm almak caiz olduğu gibi Hâşimiler'in yemesi de mubahtır.