SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 827 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMININ DEVAMI:

 

415 - (827) حدثنا قتيبة بن سعيد وعثمان بن أبي شيبة. جميعا عن جرير. قال قتيبة: حدثناجرير عن عبدالملك (وهو ابن عمير) عن قزعة، عن أبي سعيد. قال: سمعت منه حديثا فأعجبني. فقلت له: أنت سمعت هذا من رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ قال: فأقول على رسول الله صلى الله عليه وسلم ما لم أسمع. قال: سمعته يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 "لا تشدوا الرحال إلا إلى ثلاثة مساجد. مسجدي هذا، والمسجد الحرام، والمسجد الأقصى". وسمعته يقول "لا تسافر المرأة يومين من الدهر إلا ومعها ذو محرم منها، أو زوجها".

 

[ش (لا تشدوا الرحال) المراد النهي عن السفر إلى غيرها. والرحال جمع رحل، وهو، للبعير، كالسرج للفرس. وكنى بشد الرحال عن السفر، لأنه لازمه. ولا  فرق بين ركوب الرواحل والخيل والبغال والحمير والمشي، في المعنى المذكور].

 

{415}

Bize Kuteybetu'bnü Saîd ile Osman b. Ebi Şeybe hep birden Cerîr'den rivayet ettiler. Kuteybe (Dediki): Bize Cerîr, Abdü'l-Melik yani İbni Umeyr'den, o da Kazea'dan, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. Kazea şöyle demiş: Ebû Saîd'den bir hadîs dinledim de hoşuma gitti. Kendisine :

 

  Bunu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen mi işittin? diye sordum. Ebû Saîd :

 

  Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işitmediğim bir şeyi onun üzerinden mi söyliyeceğim? dedi. Kazea demiş ki: Ebû Saîd'î şöyle derken işittim: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Semerleri ancak üç mescide gitmek için bağlayın! Benim şu mescidime, Mescid-i Harâm'a ve Mescid-i Aksâ'ya! buyurdular. Ve yine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i:

 

«Kadın yanında mahremi veya kocası olmaksızın hiç bîr zaman iki günlük yola çıkmasın!» buyururken işittim.

 

 

416 - (827) وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن عبدالملك بن عمير. قال: سمعت قزعة قال: سمعت أبا سعيد الخدري قال:

 سمعت من رسول الله صلى الله عليه وسلم أربعا. فأعجبنني وآنقنني. نهى أن تسافر المرأة مسيرة يومين إلا ومعها زوجها أو ذو محرم. واقتص باقي الحديث.

 

[ش (آنفتني) أي أعجبنني. وإنما كرر المعنى لإختلاف اللفظ. والعرب تفعل ذلك كثيرا، للبيان والتوكيد].

 

{416}

Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Abdülmelik b. Umeyr'den rivayet etti. (Demişki): Kazea'dan dinledim. (Dediki): Ben Ebû Saîd-i Hudrî'den dinledim. Ebû Saîd :

 

«Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'den dört şey işittim; bunlar benim hoşuma gitti, beğendim. (Evvelâ) yanında kocası veya yakın akrabası olmaksızın kadının iki günlük yola gitmesini yasak etti...» dedi ve hadîsin geri kalan kısmını hikâye eyledi.

 

 

417 - (827) حدثنا عثمان بن أبي شيبة. حدثنا جرير عن مغيرة، عن إبراهيم، عن سهم ابن منجاب، عن قزعة، عن أبي سعيد الخدري. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم

 "لا تسافر المرأة ثلاثا، إلا مع ذي محرم".

 

{417}

Bize Osman b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, Muğîre'den, o da İbrahim'den, o da Sehm b. Mincâb'dan, o da Kazea'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resulullah  (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em).

 

— Mahremi yanında olmaksızın kadın üç gecelik yere sefer etmesin! buyurdular.

 

 

418 - (827) وحدثني أبو غسان المسمعي ومحمد بن بشار. جميعا عن معاذ بن هشام. قال أبو غسان: حدثنا معاذ. حدثني أبي عن قتادة، عن قزعة، عن أبي سعيد الخدري ؛ أن نبي الله صلى الله عليه وسلم قال

 "لا تسافر امرأة فوق ثلاث ليال، إلا مع ذي محرم".

 

{418}

Bana Ebû Gassân El-Mismaî ile Muhammed b. Beşşâr toptan Muâz b. Hişâm'dan rivayet ettiler. Ebû Gassân (Dediki): Bize Muâz rivayet etti. (Dediki): Bana babam, Katâde'den, o da Kazea'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti ki, Nebiyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em):

 

— «Kadın beraberinde mahrem olmadıkça üç gecelik mesafenin üstünde uzağa şefer- etmesin!»  buyurmuşlar.

 

 

(827) وحدثناه ابن المثنى. حدثنا ابن أبي عدي عن سعيد، عن قتادة، بهذا الإسناد. وقال " أكثر من ثلاث، إلا مع ذي محرم".

 

{…}

Bu hadîsi bize İbni'l Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Adiyy, Saîd'den, o da Katâde'den bu isnâdla rivayet etti ve: «Mahremsiz olduğu halde üç geceden fazla...» dedi.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Kitâbu's-Salât»ın bir-iki yerinde ve «Cezâu's-Sayd»da, Ebû Dâvûd hacc bahsinde, Tirmizî «Kitâbu's-Salât»ta, Nesâî ile İbni Mâce «Kitâbu's-Savm»da

muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Buhâri'nin rivayetinde Hz. Ebû Saîd'in hoşuna giden dört şeyin neler olduğu beyân edilmiştir. Bunlar kadının kocasız veya mahremsiz olarak yalnız başına iki günlük yola sefer edememesi, Ramazan ve Kurban Bayramı günlerinde oruç tutulmaması, iki namazdan yani ikindi ile sabah namazından sonra namaz kılınmaması ve üç mescidden başka dünyâ mescidlerini ziyaret için sefer edilmemesi mes'eleleridir. Bu bâbda İbni Hibbân, İmâm Ahmed, Bezzâr, Taberânî ve. diğer hadîs imamları rivayetler nakletmişlerdir.

 

Semer bağlamak: Seferden kinayedir. Bu hususta deve, at, katır, eşek ve sair vâsıtalarla yürüyerek gitmek arasında fark yoktur.

 

Hadîs-i şerif mezkûr üç mescidin pek büyük meziyet ve fazileti hâiz olduklarını beyân etmektedir. Çünkü bu mescidler Enbiyâ-yl Kiram (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hazerâtının namazgahlarıdır. Bunlarda kılınan  namazlar sâir mescidlere nisbetle yüzlerce kat faziletli olduğu sahîh hadîslerle haber verilmiştir.

 

Sâir Dünyâ mescidlerini ve faziletli yerleri ziyaret için sefere çıkıp çıkılamıyacağı, ulemâ arasında ihtilaflıdır. Nevevî'nin nakline göre cumhûr-u ulemâ sair mescidleri ziyarette bir fazilet olmadığını söylemişlerdir. İbni Battal: «Ulemâya göre bu hadîs mezkûr üç mescidden başka herhangi bir mescidde de namaz kılmayı adayanlar hakkındadır.» demiştir. İmam Mâlik’e göre bir kimse vasıtasız gidemiyeceği bir mescidde namaz kılmayı nezretse bulunduğu beldenin mescidinde kılar. Fakat Mekke ve Medine mescidleriyle Beyt-i Makdîs'te namaz kılmayı nezreden mutlaka oraya gitmelidir. Yine İbni Battâl'ın beyânına göre sulehâmn mescidlerinden birinde namaz kılmak ve teberrükte bulunmak mubahtır.

 

Rivayete nazaran İmam Leys herhangi bir mescidde namaz kılmayı nezreden bir kimsenin nezrini o mescidde ifâsı icâb ettiğine kaail olmuştur. Hanbelîler 'den bir rivayete göre böyle bir nezir mün'akıd olmazsa da yemin keffâreti vermek îcab eder. Mâlikîler'den bir rivayete göre ise yapılan nezre husûsî bir ibâdet taallûk ederse nezri îfâ lâzımdır. Aksi takdirde bir şey lâzım gelmez. Mâlikîler 'den Muhammed b. Mesleme hadîste zikri geçen üç mescidden başka yalnız Kubâ mescidine yapılan nezrin îfâsı lâzım geldiğine (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kail olmuştur. Çünkü Resul-i Ekrem her cumartesi günü bu mescidi ziyaret ederdi.

 

Ulemâdan bir cemaat babımız hadîsiyle istidlal ederek hadisde zikri geçen üç mescidden birine gitmeyi nezredenlerîn adaklarını yerine getirmeleri lâzım geldiğini söylemişlerdir. İmam Mâlik, İmam Ahmed ve İmam Şafiî'nin kavilleri de budur. Ebû İshâk-ı Mervezî dahî aynı kavli ihtiyar etmiştir.

 

Ebu Hanife'ye göre mescide gitmek için yapılan nezri mutlak surette îfâ vâcib değildir. İmam Şafiî «El-Ümm» nâm eserinde Kâbe'ye yapılan nezrin îfâsı gerektiğini Medine ve Kudüs mescidlerine yapılan nezirlerin îfâsı vâcib olmadığını söylemiştir. İbni'l-Münzir'e göre ise Harameyne yani Mekke ve Medine mescidlerine yapılan nezrin îfâsı vâcib, Mescid.i Aksa'ya yapılan nezrin îfâsı lâzım değildir. Bu bâbda daha birçok sözler söylenmiştir. Kaadî İyad ile Şâfiî'lerden Ebû Muhammed El-Cuveynî: «Hadîsde zikredilen üç mescidden başka herhangi bir mescidi ziyaret için sefere çıkmak haramdır; nehyin muktezâsı budur.» demişlerse de Nevevî bunun yanlış olduğunu söylemiş, Şâfiîler'ce bunun haram değil mekruh bile olmadığını bildirmiştir.

 

Bâzıları babımız hadîsinin mânâsını te'vîl ederek; «İtikâf için bu üç mescidden başka yerlere gidilmez» demişlerdir.

 

Şeyh Zeyniddîn'e göre bu hadîsin en güzel te'vîli ondan yalnız üç mescidin hükmü olup sair mescidlere ziyaret için sefer yapılmamasıdır. Ama başka mescidlerde ilim tahsil etmek, ticâret, gezi, sulehâ ve ihvanı ziyaret vesâir maksatlarla sefere çıkmak bu hadîsdeki nehye dâhil değildir. Nitekim bu cihet hadîsin bazı tarîklerinde tasrih de edilmiştir.

 

Hz. Ebû Saîd'in Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiği dört şeyi pek beğendiğini cümlesiyle ifâde etmesi te'kîd içindir. Çünkü «A'cebe» ve «Âneka» fiillerinin ikisi de hoşa gitmek mânâsına gelirler. Araplar böyle müteradif kelimeleri beyân ve te'kîd için kullanırlar.

 

Hadîs-i şerif kadının yalnız başına sefer edemiyeceğine de delildir.. Ulemânın bu husustaki kavillerini bundan önceki İbni Ömer rivayetinde görmüştük. Aşağıdaki rivayetler dahî aynı hükmün delillerindendir.