NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
334 - (1307) حدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا بهز.
حدثنا وهيب.
حدثنا
عبدالله بن
طاوس عن أبيه،
عن ابن عباس ؛
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم قيل له:
في الذبح، والحلق،
والرمي،
والتقديم،
والتأخير،
فقال "لاحرج".
{334}
Bana Muhanınıed b. Hâtim
rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Vüheyb rivayet
etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Tavus,babasından, o da İbni Abbâs'dan naklen
rivayet etti ki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e kurban kesmek, traş olmak, taş atmak (ve bunlarda) takdim te'hîr
yapmak hususunda suâller sorulmuş da :
«Zararı yoktur!» cevabını
vermiş.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri ve
Nesâî hacc bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Takdim te'hirden murâd
kurban kesmekle traş olmak ve şeytan taşlamak fiillerinde tertibe riâyet
etmemektir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunda beis olmadığını
beyan buyurmuştur.
Tahâvî'ye göre bu sözde
iki ihtimal vardır. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu ya kolaylık olmak
üzere mubah kılmıştır; binâenaleyh hacılar mezkûr üç fiilden dilediklerini
evvel, dilediklerini sonra yapabilirler. Yahut o gün yaptıklarından dolayı
kendilerine bir günah olmadığını anlatmak istemiştir. Çünkü ashâb bunu kasden
değil bilmeyerek yapmışlardı. Yapılan iş sünnete muhâlifdi. Hüküm bu ikinci
ihtimâle göre verilmiştir. Yâni bilmeyerek hacc fiillerinde takdîm ve te'hîr
yapanlar mazur sayılmışlardır. Bu kavli te'yîd eden rivayetler de vardır. îmam
Züfer'e göre böylesi üç kurban keser. Bunların biri kır'an için, ikisi de
kurban kesmeden traş olmanın cezasıdır.
îbrâhîm Nehai'ye göre
kurban kesmeden traş olana bir kurban lâzım gelir.
Ebû Ömer îbni Abdilberr
diyor ki : «Taş atmadan kurban kesene bir şey lâzım gelmeyeceği hususunda
ihtilâf bilmiyorum. Ulemâ taş attıktan sonra traş olmadan tavâf-ı ifâzayı
yapanlar hakkında ihtilâf etmişlerdir.
İbni Ömer böyle bir
kimsenin Mina'ya dönerek traş olmasına, sonra tekrar Mekke'ye giderek tavâf-ı
ifâzayı yapması lüzumuna kaailmiş.
Atâ ', Mâlik, Şafiî ve sâir
fukahâya göre tavâf-ı ifâzayı yaparak traş olmak yahut saç kısaltmak kâfidir.
Bundan dolayı bir şey lâzım gelmez.»
Hanefiîler'in delili
İbni Abbâs (Radiyallahu anh) hadîsidir. Bu hadîsde :
«Bir kimse haccına ait
bir amelî vaktinden evvel veya sonra yaparsa, bundan dolayı kan akıtsın.»
buyurulmuştur.
Hanefiîler, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in «Zararı yok!» sözünü: «Yaptığınızdan dolayı
size bir günah yoktur. Çünkü siz, bunu kasten değil; bilmeyerek
yapmışsınızdır.» mânâsına te'vîl etmişlerdir. Nitekim Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e soran zât'ın «Bilmiyordum.» demesi de bu te'vîli te'yîd
eder.
Hz. Alî (Radiyallahu
anh)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerif, bu ciheti daha da tasrîh etmektedir.
Tahavî'nin sahih bir
isnâdla tahrîc ettiği bu hadisde şöyle denilmektedir: «Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'i hacc esnasında bir adam kendisine suâl sorarak:
— Ben şeytan taşladım ve tavâf-ı ifâzamı
yaptım, fakat unuttum da traş olmadım! dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— Traş oluver, zararı yok! buyurdu. Sonra bir
adam daha gelerek:
— Ben şeytan taşladım, traş oldum ama kurban
kesmeyi unuttum! dedi. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
— Kurbanını kes, zararı yok! buyurdular.»
Bu rivayet gösteriyor
ki, Allah Teâla'nın bu zevattan affettiği günah unutmaları ile bilmemelerinden
ileri geliyormuş. Çünkü soranlar Bedevîdiler. Hac ibâdetlerini bilmiyorlardı.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara unutmaları ve cehaletleri
sebebiyle yaptıklarından dolayı günah olmadığını anlatmak istemiştir. Yoksa
muradı: Bundan sonra da bu şekilde hareket etmeniz mubahtır, mânâsına gelmez.
Hanefiiler'in kavlini
te'yîd eden başka rivayetler de vardır.