NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
437 - (1349) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن سمى مولى
أبي بكر بن
عبدالرحمن،
عن أبي صالح
السمان، عن
أبي هريرة ؛
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال:
"العمرة
إلى العمرة
كفارة لما
بينهما. والحج
المبرور، ليس
جزاء إلا
الجنة".
[ش
(المبرور)
الأصح الأشهر
أن المبرور هو
الذي لا
يخالطه إثم.
مأخوذ من
البر، وهو الطاعة.
وقيل: هو
المقبول. ومن
علامة القبول
أن يرجع خيرا
مما كان، ولا يعاود
المعاصي].
{437}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Ebû Bekr b. Abdirrahmân'ın âzadlısı Sümeyy'den dinlediğim, onun da Ebû
Sâlih-i Semmûm'dan, onun da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi
okudum:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) :
«Umre, ikinci bir umreye
kadar yapılan günahların keffâretidir Hacc-i mebrurun ise Cennetten başka
karşılığı yoktur.»
(1349) وحدثناه
سعيد بن منصور
وأبو بكر بن
أبي شيبة وعمرو
الناقد وزهير
بن حرب. قالوا:
حدثنا سفيان
بن عيينة. ح
وحدثني محمد
بن عبدالملك
الأموي. حدثنا
عبدالعزيز بن
المختار عن سهيل.
ح وحدثنا ابن
نمير. حدثنا
أبي. حدثنا
عبيدالله. ح
وحدثنا أبو
كريب. حدثنا
وكيع. ح وحدثني
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالرحمن.
جميعا عن سفيان.
كل هؤلاء عن
سمى، عن أبي
صالح، عن أبي
هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث مالك.
{…}
Bu hadîsi bize Saîd b.
Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb da rivayet
ettiler. (Dedilerki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H.
Bana Muhammed b.
Abdilmelik El-Emevî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülâziz b. Muhtar,
Süheyl'den rivayet etti. H,
Bize îbni Numeyr de
rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti, (Dediki): Bize Ubeydullah
rivayet etti. H
Bize Ebû Kureyb dahî
rivayet etti. (Dediki): Bize Vekî' rivayet eyledi. H.
Bana
Muhammedü'bnü'l-Müsennâ da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman rivayet
eti. Bunlar toptan SÜfyân'dan ve bütün râviler Sümeyy'den, o da Ebû Salih'ten,
o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Mâlik
hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri,
Tirmizî ve Nesâî «Kitâbü'l-Umre»de tahrîc etmişlerdir.
Umrenin ikinci bir
Umreye kadar yapılan günahlara keffâret olması küçük günahlar hakkındadır.
Nitekim Cum'a'nın ikinci Cum'a'ya kadar işlenen günahlara keffâret olması da bu
kabildendir. Hadîsin zahirine bakılırsa günahlara keffâret olan Umre birinci
Umredir. Çünkü kendisinden haber verilen Umre odur. Fakat mânâya nazaran
günahlara keffâret olan. Umre ikincisidir. Zira günahlar iki Umre arasında
işlenecektir. Birinci Umrenin keffâret olması günahların işlenmeden affını
iktizâ edeceği için zahirin hilâfına görülmektedir.
Hacc-ı Mebrûr'dan murâd
ne olduğu ihtilaflıdır. Ulemâdan bâzılarına göre içersine günah karışmayan
haccdır. Bazıları makbul hacc, bir takımları da içersine riya, fisk u fücur
karışmayan hacc demek olduğunu söylemişlerdir. Ardından günah işlenmeyen
haccdır diyenler de vardır. Muhammed b. Münkedir'in Hz. Câbir'den rivayet
ettiği bir hadisde Hacc-ı Mebrûr bu kavillerin hiçbirine uymayan bambaşka bir
şekilde tefsir olunmuştur. Mezkûr hadîsde şöyle denilmektedir :
«Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem): Hacc-ı Mebrûr'un Cennet'ten başka karşılığı yoktur, buyurdu.
Kendisine :
— Yâ Resûlallah! Hacc'ın Mebrûr'u nasıl olur?
diyenler oldu. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
— Herkese selâm vermek ve yemek yedirmektir,
buyurdular.»
Bir rivayette ise selâm
vermek yerine «Güzel söz söylemekdir denilmiştir.
«Cennetten başka
karşılığı yoktur» cümlesinden murâd: Bu suretle hacc edene mükâfatının asla
noksan verilmiyeceğini, günahları affedilerek mutlaka Cennet'e gireceğini
beyândır.
Hacc la Umre'nin sevabı
hakkında birçok hadîsler vârid olmuştur. Tirmizî'nin rivayet ettiği Abdullah b.
Mesûd hadîsi ile İbni Mâce'nin rivayet ettiği Ömer hadîsi İmam Ahmed ile
Nesâî'nin rivayet ettikleri Abdullah b. Nubeyş hadîsi ve Haris b. Ebî Usâme
'nin rivayet ettiği Ümmü Seleme hadîsi babımızda bundan sonra görülecek Ebû
Hureyre hadîsi bunlar meyânındadır.
Cumhûr.u ulemâ'ya göre
Umreyi bir sene içinde tekrar tekrar yapmak müstehabdir. İmam Mâlik ile ekseri
Malikiyye ulemâsına göre bir senede birden fazla Umre yapmak mekruhtur. Kadî
İyad ile diğer bazı ulemâ bir ayda bir Umreden fazla yapılamıyacağına kaail
olmuşlardır.
Ebû Hanîfe'ye göre Umre
senenin yalnız beş gününde, yani arefe. bayram ve teşrik günlerinde mekruhtur.
İmam Ebû Yusuf dört günde yani arefe ile teşrik günlerinde mekruh olduğunu
söylemiştir. Sâir günlerde Umre yapılabilir.
Nevevî'nin beyânına
göre Şâfiîlerle, Mâlikîler, Hanbelîler ve cumhûr-u ulemâ arefe, bayram ve
teşrik günlerinde dahî Umre yapmanın mekruh olmadığını söylemişlerdir. Onlara
göre Umre yalnız hacc esnasında yapılamaz. Hacc bittikten sonra senenin her
gününde Umre yapmak caizdir.
Umrenin vâcib olup
olmadığında dahî ihtilâf vardır. Şâfiîler'le cumhûr-u ulemâ'ya göre vâcibdir.
Bu kavil Ömer, İbni Ömer ve İbni Abbâs (Radiyallahu anh) hazerâtı ile tabiînden
Tâvûs, Atâ' Saîd b. El-Müseyyeb, Saîd b. Cübeyr; Hasan-ı Basrî, Mesrûk, İbni
Sîrîn, Şa'bî, Ebû Bürdete'bni Ebî Mûsâ, Abdullah b. Şeddâd, Sevri, îmam Ahmed
îshâk, Ebû Ubeyd ve Dâvûdu Zahiri'den de rivayet olunmuştur.
Ebû Hanîfe, İmam Mâlik,
Ebû Sevr ve İbrahim Nehai Umrenin sünnet olduğuna kaaildirler.