SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

HACC BAHSİ

<< 1399 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

515 - (1399) حدثنا أبو جعفر أحمد بن منيع. حدثنا إسماعيل بن إبراهيم. حدثنا أيوب عن نافع، عن ابن عمر ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يزور قباء، راكبا وماشيا.

 

[ش (قباء) الفصيح المشهور فيه، المد والتذكير والصرف. وهو قريب من المدينة، من عواليها].

 

{515}

Bize Ebu Ca'fer Ahmed b. Meni' rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti ki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Küba'yı kimi binek, kimi yaya ziyaret edermiş,

 

 

516 - (1399) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالله بن نمير وأبو أسامة عن عبيدالله. ح وحدثنا محمد بن عبدالله بن نمير. حدثنا أبي. حدثنا عبيدالله عن نافع، عن ابن عمر، قال: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يأتي مسجد قباء، راكبا وماشيا. فيصلي فيه ركعتين.

قال أبو بكر في روايته: قال ابن نمير: فيصلي فيه ركعتين.

 

{516}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Numeyr ile Ebû Usâme, Uheydûllah'dan rivayet ettiler. H.

Bize Muhammed b. Abdillah b. Nûmeyr dahi rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize UbeydûIIah, Nafi'den, o da İbni Ömer'den naklen rivayet etti. İbni Ömer şöyle demiş:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubâ mescidine kimi binek, kimi yaya olarak gelir, orada iki rek'ât namaz kılardı.»

 

Ebû Bekir kendi rivayetinde şöyle dedi: «İbni Nûmeyr: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) orada iki rekât namaz kılardı, dedi.»

 

 

517 - (1399) وحدثنا محمد بن المثنى. حدثنا يحيى. حدثنا عبيدالله. أخبرني نافع عن ابن عمر ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يأتي قباء، راكبا وماشيا.

 

{517}

Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydulialı rivayet etti. (Dediki): Bana Nâfi' İbni Ömer'den naklen haber verdi ki,

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya kimi binek, kimi yaya gelirmiş.

 

 

(1399) وحدثني أبو معن الرقاشي زيد بن يزيد الثقفي (بصريّ ثقة]. حدثنا خالد (يعني ابن الحارث) عن ابن عجلان، عن نافع، عن ابن عمر، عن النبي صلى الله عليه وسلم. بمثل حديث يحيى القطان.

 

{…}

Bana Ebû Ma'n Er-Rakâşî Zeyd b. Yezîd Es-Sekafî —ki Basralı Mevsuk bir râvidir.— rivayet etti. (dediki) Bize Halid yâni İbnil Haris, İbni Aclâan'dan, o da Nafi'den, o da İbni Ömer'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Yahya El-Kattan hadîsi gibi rivayette bulundu.

 

 

518 - (1399) وحدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن عبدالله بن دينار، عن عبدالله بن عمر ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يأتي قباء، راكبا وماشيا.

 

{518}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlİk'e, Abdullah b. Dinar'dan dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den rivayet ettiği şu hadîsi okudum:

 

«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya kimi binek, kimi yaya olarak gelirmiş.»

 

 

519 - (1399) وحدثنا يحيى بن أيوب وقتيبة وابن حجر. قال ابن أيوب: حدثنا إسماعيل بن جعفر. أخبرني عبدالله بن دينار ؛ أنه سمع عبدالله بن عمر يقول:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يأتي قباء، راكبا وماشيا.

 

{519}

Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. İbni Eyyûb (Dediki): Bize İsmail b. Câ'fer rivayet etti. (Dediki): Bana Abdûllah b. Dînâr haber verdi. Kendisi, Abdullah b, Ömer'i şöyle derken işittim :

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubâ'ya kimi binek, kimi yaya olarak gelirdi.»

 

 

520 - (1399) وحدثني زهير بن حرب. حدثنا سفيان بن عيينة عن عبدالله بن دينار ؛ أن ابن عمر كان يأتي قباء كل سبت. وكان يقول: رأيت النبي صلى الله عليه وسلم يأتيه كل سبت.

 

{520}

Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (dediki); Bize Süfyân bin Uyeyne, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivayet ettiki, İbni Ömer her Cumartesi Kuba'ya geîir ve:

 

«Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i her Cumartesi buraya gelirken gördüm» dermiş.

 

 

521 - (1399) وحدثناه ابن أبي عمر. حدثنا سفيان عن عبدالله بن دينار، عن عبدالله بن عمر ؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يأتي قباء، يعني كل سبت، كان يأتيه راكبا وماشيا.

قال ابن دينار: وكان ابن عمر يفعله.

 

{521}

Bize bu hadîsi İbni Ebî Ömer de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân, Abdullah b. Dinar'dan, o da Abdullah b. Ömer'den, naklen rivayet ettiki:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kuba'ya gelirmiş. Yâni her Cumartesi kimi binek, kimi yaya olarak gelirmiş.

 

İbni Dînâr: «Buru İbni Ömer de yapardı» demiş.

 

 

522 - (1399) وحدثنيه عبدالله بن هاشم. حدثنا وكيع عن سفيان، عن ابن دينار، بهذا الإسناد. ولم يذكر كل سبت.

 

{522}

Bu hadîsi bana Abdullah b. Hâşim dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Veki', Süfyan'dan, o da İbni Dinar'dan bu isnâdla rivayette bulundu.

 

Ama «Her Cumartesi» sözünü zikretmedi.

 

 

İzah:

Bu hadîsi bütün Kütübû Sitte sahibleri muhtelif şekillerle tahric etmişlerdir.

 

Tahâvî «iki rekât namaz kılardı» cümlesinin müdrec olduğunu Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bir yerde oturmazdan önce mutlaka namaz kılardı. Malum olduğu için bunu râvilerden birinin söylediğini bildirmiştir.

 

Nesâî ile İbni Mâce'nin rivayet ettikleri bir hadîsde :

 

Bir kimse evinden çıkarak şu mescide yâni Mescid-i Kuba'ya gelir de orada namaz kılarsa ona bir Umre kadar sevap verilir.} buyrulmuştur.

 

Sad b. Ebî Vakkâs. (Radiyallahu anh)'ın dahi: «Kubâ mescidinde iki rekât namaz kılmam benim indimde Beyt-i Makdis'e iki defa gitmemden daha iyidir.»

 

dediği rivayet olunur. Mamafih geçen babda görülen üç mescid hakkındaki sevap katlaması Kubâ mescidi hakkında sabit olmamıştır. Kubâ mescidinin fazileti hakkında birçok hadîsler vardır. Taberâni'nin binti Nûman'dan rivayet ettiği bir hadîsde şöyle denilmektedir:

 

<ResûlulIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kubâ'ya gelerek şu mescidi yâni Mescidi Kubâ'yı bina ettiği zaman kendisini gördüm. Taşı yahut kayayı alıyor; taş kendisini çökertiyordu. Karnının veya göbeğinin üzerinde beyaz toprak izi görüyordum. Ashabından biri gelerek, annem, babam hakkı için Yâ Rasûlallah! Onu bana ver. Senin için ben taşıyayım, derdi. Fakat Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

— Hayır! Sen de bunun gibi başka bir taş al mukabelesinde bulunurdu. Mescidi  böyle bina eîti...» Bu hadîsin râvileri mevsukdur.

 

Kubâ, Medine'nin Cenubunda ona iki mil mesafede bulunan bir yerdir. Bâzıları üç mil mesafede olduğunu söylerler. Kelime müzekker olarak münsarif, müennes olarak gayri münsarif okunmuştur.