NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
10 - (1495) حدثنا
زهير بن حرب
وعثمان بن أبي
شيبة وإسحاق بن
إبراهيم
(واللفظ
لزهير) (قال
إسحاق:
أخبرنا. وقال
الآخران:
حدثنا جرير)
عن الأعمش، عن
إبراهيم، عن
علقمة، عن
عبدالله. قال:
إنا، ليلة
الجمعة، في
المسجد. إذ
جاء رجل من الأنصار
فقال:
لو
أن رجل وجد مع
امرأته رجل
فتكلم
جلدتموه، أو
قتل قتلتموه ؛
وإن سكت سكت
على غيظ.
والله ! لأسألن
عنه رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فلما كان
من الغد أتى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فسأله.
فقال: لو أن رجلا
وجد مع امرأته
رجلا فتكلم
جلدتموه، أو قتل
قتلتموه، أو
سكت سكت على
غيظ. فقال
"اللهم ! افتح"
وجعل يدعو.
فنزلت آية
اللعان: {
والذين يرمون
أزواجهم ولم
يكن لهم شهداء
إلا أنفسهم }. هذه
الآيات.
فابتلى به ذلك
الرجل من بين
الناس. فجاء
هو وامرأته
إلى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فتلاعنا.
فشهد الرجل
أربع شهادات
بالله إنه
لمن الصادقين.
ثم لعن
الخامسة أن
لعنة الله
عليه إن كان
من الكاذبين.
فذهبت لتلعن.
فقال لها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"مه" فأبت فلعنت.
فلما أدبرا
قال "لعلها أن
تجيء به أسود
جعدا" فجاءت
به أسود جعدا.
[ش
(اللهم ! افتح)
معناه بين لنا
الحكم في هذا.
(جعدا) قال
الهروي: الجعد
في صفات
الرجال يكون
مدحا ويكون
ذما. فإذا كان
مدحا فله
معنيان: أحدهما
أن يكون معصوب
الخلق شديد
الأسر.
والثاني أن
يكون شعره غير
سبط. لأن السبوطة
أكثرها في
شعور العجم
وأما الجعد المذموم
فله معنيان:
أحدهما
القصير
المتردد. والآخر
البخيل. يقال:
جعد الأصابع
وجعد اليدين أي
بخيل].
{10}
Bize Züheyr b. Harb ile
Osman b. Ebî Şeybe ve İshâk b. İbrahim rivayet ettiler. Lâfız Züheyr'indir.
İshâk (Bize haber verdi) ifâdesini kullandı. Ötekiler: Bize Cerîr. Âmeş'den, o
da İbrahim'den, o da Alkame'den, o da Abdullah'dan naklen rivayet etti;
dediler. Abdullah şöyle demiş:
Bir cuma gecesi mescidde
idik. Ansızın Ensârdan bir adam çıkageldi ve:
— Şayet bir adam karısının yanında birini bulur
da lâf söylerse ona dayak vurur; öldürürse siz de kendisini (kısâsen) öldürür
müsünüz? Yoksa susarsa pür gazab mı susar? Vallahi ben bunu mutlaka Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e soracağım! dedi. Ertesi gün Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek sordu; ve:
— Şayet bir adam karısının yanında birini bulur
da lâf söylerse ona dayak vurur; öldürürse siz de kendisini (kısasen) öldürür
müsünüz; yoksa susarsa pür gazab mı susar? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem):
«Allahım, beyân buyur!»
dedi. (Böylece) dua etmeğe başladı. Nihayet liân âyeti (yâni) :
Karılarına İftira atıp
da kendilerinden başka sahidleri olmayanlar..." [Nur 6-7]âyetleri indi.
Müteakiben halk arasında bu iş o adamın başına geldi de; hem kendisi hem karısı
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelerek lânetleştiler. (Evvelâ) erkek
: Kendinin hakikaten doğru söyleyenlerden olduğuna Allah'a dört defa şehâdette
bulundu. Sonra beşincide : Eğer yalancılardansa Allah'ın laneti kendi üzerine
olması lanetini yaptı. Arkasından kadın liân yapmağa kalktı. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona :
«Vaz geç!» buyurdu.
Fakat kadın razı olmadı; ve liân yaptı. Onlar dönüp gittikten sonra Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) .
«Umulur ki bu kadın
kara, cılız bir çocuk doğurur.» buyurdular. Müteakiben kadın kara, cıIız bir
çocuk doğurdu.
(1495) وحدثناه
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا عيسى
بن يونس. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
عبدة بن
سليمان. جميعا
عن الأعمش،
بهذا
الإسناد،
نحوه.
{…}
Bize bu hadîsi İshâk b.
İbrâhîm de rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H.
Bize Ebû Bekr b. Ebî
Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman rivayet etti. Bu
râviler hep birden A'meş'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet
etmişlerdir.
İzah:
Bu rivayet, bundan
evvelkini tefsir etmektedir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ;
«Allahım, beyân buyur!»
diye dua etmesi, o âna kadar lian hakkında henüz âyet inmediğini gösterir. Bu
cümle ile Allah'dan bu mesele hakkında hüküm indirmesini niyaz etmiş,
arkasından liân âyetleri inmiştir.
Herevî'nin beyânına
göre ca'd: Erkekler hakkında kullanılan sıfatlardandır; ve yerine göre hem medh
hem zemm ifâde eder. Medh için kullanılırsa iki mânâsı vardır. Birinci mânâsı
etli; güçlü kuvvetli; ikincisi: kıvırcık saçlı demektir. Çünkü düz saç
ekseriyetle Arap olmayan milletlerde bulunur.
Zemm için dahî biri:
kısa, mütereddit, diğeri : cimri olmak üzere iki mânâda kullanılır.