NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
11 - (1644) وحدثنا
زكرياء بن
يحيى بن صالح
المصري. حدثنا
المفضل (يعني
ابن فضالة)
حدثني
عبدالله بن
عياش عن يزيد
بن أبي حبيب،
عن أبي الخير،
عن عقبة بنت
عامر؛ أنه قال:
نذرت
أختي أن تمشي
إلى بيت الله
حافية. فأمرتني
أن أستفتي لها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فاستفتيته.
فقال (لتمش
ولتركب).
{11}
Bize Zekeriyyâ b. Yahya
b. Salih El-Mısrî rivayet etti. (Dediki): Bize El-Mufaddal yâni İbni Fadâle
rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Ayyaş, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da
Ebu'l-Hayr'dan, o da Ukbe b. Âmir'den naklen rivayet etti, ki şöyle demiş:
Kız kardeşim yalın ayak
Beytullah'a yürümeyi adadı. Bana da bu meseleyi onun nâmına Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e danışmamı emretti. Ben de danıştım:
«Hem yürüsün, hem bin»
in!» buyurdular.
12 - (1644) وحدثني
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا ابن
جريج. أخبرنا
سعيد بن أبي
أيوب؛ أن يزيد
بن أبي حبيب
أخبره؛ أن أبا
الخير حدثه عن
عقبة بن عامر
الجهني؛ أنه
قال: نذرت
أختي. فذكر
بمثل حديث
مفضل. ولم
يذكر في
الحديث: حافية.
وزاد: وكان
أبو الخير لا
يفارق عقبة.
{12}
Bana Muhammed b. Râfi'
de rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dediki): Bize İbni
Cüreyc haber verdi. (Dediki): Bize Saîd b. Ebi Eyyûb haber verdi. Ona da Yezîd
b. Ebî Habîb haber vermiş. Ona da Ukbe b. Amir El-Cühenî'den naklen Ebu'l-Hayr
rivayet etmiş ki, Ukbe:
«Kız kardeşim
nezretti...» diyerek Mufaddal'ın hadîsi gibi rivayette bulunmuş; yalnız hadîste
«yalın ayak» kaydını zikretmemiş; «Ebu'l-Hayr Ukbe'den ayrılmazdı.» cümlesini
ziyade etmiştir.
(1644) - وحدثنيه
محمد بن حاتم
وابن أبي خلف.
قالا: حدثنا
روح بن عبادة.
حدثنا ابن
جريج. أخبرني
يحيى بن أيوب؛
أن يزيد بن
أبي حبيب
أخبره، بهذا
الإسناد، مثل
حديث
عبدالرزاق.
{…}
Bana bu hadîsi Muhammed b.
Hatim ile İbni Ebî Halef de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ravh b. Ubâde
rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Yahya b.
Eyyûb haber verdi. Ona da Yezîd b. Habîb bu isnâdla Abdurrazzâk hadîsi gibi
ihbarda bulunmuş.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Cezâ-i's-Sayd» ve «Nuzûr» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Nuzûr»da tahrîc
etmişlerdir.
Nezri yapan.kadın Hz.
Ukbe'nirr kız kardeşi Ümmü Hibbân binti Âmir'dir. Bir rivayette bu kadının
şişman olduğu, bu sebeple yürümek kendisine güç geldiği bildirilmiştir. Hadîsi
muhtelif rivayetleri vardır. Bunlardan birinde:
«Ona emret de baş
örtüsünü sarınsın, vasıtaya binsin ve üç gün oruç tutsun.» buyurulmuştur.
Halbuki:
Yukarıdaki Enes ve Ebû
Hureyre (Radiyallahu anh) rivayetlerinde ihtiyara doğrudan doğruya hayvana
binmesi emrolunuyor, bir şey istenmiyordu. Bu bâbta Nevevî şunları söylemiştir:
«Birinci hadîs yürümekten âciz olanlara hamledilmiştir. Böylesi vasıtaya
binebilir; ama kurban kesmesi îcâbeder. Ukbe'nin kız kardeşi hadîsin gelince:
Onun mânâsı, yürümeye kudreti olduğu zaman yürüsün, yürüyemediği yahut çok
yorulduğu zaman vâsıtaya binsin. Bunun da hayvan kesmesi îcabeder; demektir.
Bu söylediğimiz her iki
surette de hayvan kesmesi İmam Şafiî'nin râcıh olan kavlidir. Ulemâdan bir
cemaat da buna kaildir. Şâfiî'nin ikinci kavline göre ihtiyara hayvan kesmek
vâcîb değil, mustehaptır. Yalın ayak yürüme meselesinde mutlaka yalın ayak
bulunması şart değildir; ayakkabı da giyebilir. Ukbe'nin kız kardeşi hadîsinin
«Süneni Ebî Dâvûd» daki rivayetinde kadının âciz kaldığı için hayvana bindiği
bildirilmiştir...»