NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
39 - (1689) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
كريب وإسحاق بن
إبراهيم
(واللفظ لأبي
بكر) (قال
إسحاق: أخبرنا.
وقال الآخران:
حدثنا وكيع)
عن هشام بن
عروة، عن
أبيه، عن
المسور بن
مخرمة. قال:
استشار
عمر بن الخطاب
الناس في ملاص
المرأة. فقال
المغيرة بن
شعبة: شهدت
النبي صلى
الله عليه
وسلم قضى فيه
بغرة: عبد أو
أمة. قال فقال
عمر: ائتني
بمن يشهد معك.
قال: فشهد له
محمد بن مسلمة.
[ش
(ملاص المرأة)
هكذا هو في
جميع نسخ صحيح
مسلم: ملاص.
وهو جنين
المرأة. والمعروف
في اللغة
إملاص
المرأة، قال
أهل اللغة:
يقال: أملصت
به وأزلفت به
وأمهلت به
وأخطأت به،
كله بمعنى.
وهو إذا وضعته
قبل أوانه. وكل
ما زلق من
اليد فقد ملص
ملصا وأملصته
أنا. قال
القاضي. قد
جاء ملص الشيء
إذا أفلت، فإن
أريد به
الجنين صح
ملاص، مثل لزم
لزاما].
{39}
Bize Ebû Bekir b. Ebi
Şeybe ile Ebû Kureyb ve İshâk b. İbrahim de rivayet ettiler. Lâfız Ebû
Bekr'indir. (İshâk: Bize haber verdi, tâbirini kullandı.) ötekiler : Bize
Veki', Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Misver b. Mahrame'deıı naklen
rivayet etti... dediler. Misver şöyle demiş:
Ömer b. Hattâb, kadının
cenini hakkında halkla istişare etti de Muğîra b. Şu'be: Ben Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in onun hakkında gurre ile (yâni) bir köle veya câriye ile
hükmettiğine şahid oldum; dedi. Bunun üzerine Ömer:
Bana seninle birlikte
şahidlik edecek birini getir! dedi. Ve ona Muhammed b. Mesleme şâhidlik etti.
İzah:
Bu rivayeti Buhâri ile
Ebû Dâvûd «Diyât» bahsinde tahrîc etmişlerdir.
Milas: Cenîn demektir. Müslim'in
bütün nüshalarında bu kelime, «milâs» şeklinde rivayet olunmuştur. Lügatte
ma'rûf olan şekli ise «imlâs»dır. Nitekim Buhâri'de de öyledir.
İmlâs: Vaktinden evvel
çocuk düşürmektir. Humeydi bu hadîsi kitabında zikretmiş ve: «îmlâs, lügat
kitaplarında ma'ruf olduğu gibi hemze iledir.» demiştir. Mâmâfîh Kaadî İyâd'ın
beyanına göre bir şey yerinden boşanıp kurtuldu mânâsına Araplar
«melisa'ş-şey'ü» derlermiş. Kaadî: «Eğer ondan cenin kasdedilirse «milâs»
okumak sahîh olur.» diyor.
Dârekutnî bu hadîs
hakkında İmam Müslim'i tahtıe etmiş ve şunları söylemiştir: «Râvi Vekî' bu
hadîste vehmetmiştir. Hişâm'in ashabı ona muhalefette bulunarak râviler
meyânında Misver'i zikretmemişlerdir ki, doğrusu da budur. Müslim, Veki'in
hadîsinden başkasını zikretmemiştir. Buhâri ise ona muhalefet edenlerin
hadîsini de almıştır; doğrusu da budur...» Fakat Nevevî : «Hadîsin muttasıl
olabilmesi için Misver ile Urve'yi zikretmek mutlaka lâzımdır; zira Urve Hz.
Ömer'e yetişmemiştir.» diyor.
Haberi vâhid hüccet
olduğu hâlde Hz. Ömer'in onu kabul etmiyerek şâhid istemesi te'kîd ve tesbît
içindir. Hadîse şahidlik eden Muhammed b. Mesleme (Radiyallahu amh) Bedir
gazilerinden olup ashâb-ı kiramın büyüklerindendir; 43 târihinde vefat
etmiştir.