NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
9 - (1723) وحدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. ح وحدثني
أبو بكر بن
نافع (واللفظ
له). حدثنا غندر.
حدثنا شعبة عن
سلمة بن كهيل.
قال: سمعت
سويد بن غفلة
قال:
خرجت
أنا وزيد بن
صوحان وسلمان
بن ربيعة غازين.
فوجدت سوطا
فأخذته. فقالا
لي: دعه. فقلت:
لا. ولكني
أعرفه. فإن
جاء صاحبه
وإلا استمتعت
به. قال: فأبيت
عليهما. فلما
رجعنا من
غزاتنا قضي لي
أني حججت.
فأتيت المدينة.
فلقيت أبي بن
كعب. فأخبرته
بشأن السوط
وبقولهما.
فقال: إني
وجدت صرة فيها
مائة دينار
على عهد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فأتيت بها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فقال (عرفها
حولا) قال:
فعرفتها فلم
أجد من
يعرفها. ثم
أتيته فقال
(عرفها حولا)
فعرفتها فلم
أجد من
يعرفها. ثم
أتيته فقال
(عرفها حولا) فعرفتها
فلم أجد من
يعرفها. فقال
(احفظ لي عددها
ووعاءها
ووكاءها. فإن
جاء صاحبها
وإلا فاستمتع
بها) فاستمتعت
بها.
فليقته بعد
ذلك بمكة
فقال: لا أدري
بثلاثة أحوال
أو حول واحد.
[ش
(فأبيت
عليهما) أي
بالإصرار في
الأخذ.
(فليقته)
هذا قول شعبة.
أي لقيت سلمة
بن كهيل.
(فقال)
أي سلمة. أي هل
قال سويد بن
غفلة: ثلاثة
أعوام، أو
قال: عاما
واحدا].
{9}
Bize Muhammed b. Beşşâr
da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize
Şu'be rivayet etti. H.
Bana Ebû Bekir b. Nâfi'
dahî rivayet etti. Lâfız onundur. (Dedikî): Bize Gunder rivayet etti. (Dediki):
Bize Şu'be, Seleme b. Küheyl'den naklen rivayet etti. (Demişki): Süveyd b.
Gafele'yi dinledim; şunları söyledi:
Ben, Zeyd b. Sûhân ve
Selmân b. Rabîa gazaya çıktık. Ben bir kamçı bularak onu aldım. Arkadaşlarım
bana:
— Bırak onu! dediler. Ben:
— Hayır (bırakmam) lâkin ben onu ilân ederim;
sahibi gelirse ne âla! Gelmezse ondan kendim faydalanırım; dedim. Hasılı (bu
işte) onlara karşı çıktım. Gazamızdan dönünce haccetmem mukaddermiş. Medine'ye
geldim. Ve Übeyy b. Kâ'b'a rastlayarak kamçı meselesini ve arkadaşlarımın
sözünü kendisine haber verdim, Übeyy şunu söyledi:
— Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
zamanında, İçinde yüz altın bulunan bir kese buldum da onu Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdim.
«Onu bir sene i'lân et!»
buyurdular. Ben de İ'lân ettim; fakat onu bilen bir kimse bulamadım. Sonra
kendilerine vardım. Yine:
«Onu bir sene i'lân et!»
buyurdular. Tekrar i'lân ettim; fakat (yine) onu bilen bir kimse bulamadım.
Bilâhare (tekrar) kendilerine vardım. (Yine) :
«Onu bir sene i'lân et!»
buyurdular. İlân ettim; fakat (yine) onu bilen bir kimse bulamadım. Bunun
üzerine:
«O altınların sayısını,
mahfazasını ve bağını belle! Şayet sahibi gelirse ne âlâ! Gelmezse onlardan
(kendin) istifâde et ! buyurdular. Artık ben de onlardan istifâde ettim.
(Şu'be demişki): Bundan
sonra Seleme'ye Mekke'de rast geldim. «Süveyd üç sene mi dedi, bir sene mi
bilmiyorum.» dedi.
(1723) - وحدثني
عبدالرحمن بن
بشر العبدي.
حدثنا بهز. حدثنا
شعبة. أخبرني
سلمة بن كهيل.
أو أخبر القوم
وأنا فيهم.
قال: سمعت
سويد بن غفلة قال:
خرجت مع زيد
بن صوخان
وسلمان بن
ربيعة. فوجدت
سوطا. واقتص
الحديث بمثله.
إلى قوله:
فاستمتعت بها.
قال شعبة:
فسمعته بعد
عشر
سنين يقول:
عرفها عاما
واحدا.
{…}
Bana Abdurrahmân b. Bişr
El-Abdî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize
Şu'be rivayet etti. (Dediki): Baha Seleme b. Küheyl haber verdi; yahut ben de
içlerinde olduğum halde cemaata haber verdi. (Dediki): Süveyd b. Gafele'yi
dinledim. Şunu söyledi:
«Zeyd b. Sûhân ve Selmân
b. Rabîa ile birlikte yola çıktım; ve bir kamçı buldum...»
Ravi hadîsi: «Artık ben
de onlardan istifâde ettim.» sözüne kadar yukarki hadis gibi rivayet etmiştir.
Şu'be demiş ki:
— Seleme'yi on sene
sonra dinledim: «»Onları bir sene ilân etti.» diyordu.
10 - (1723) وحدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
جرير عن
الأعمش. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة. حدثنا
وكيع. ح وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبي.
جميعا عن
سفيان. ح وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا
عبدالله بن
جعفر الرقي.
حدثنا
عبيدالله
(يعني ابن
عمرو) عن زيد
بن أبي أنيسة.
ح وحدثني عبدالرحمن
بن بشر. حدثنا
بهز. حدثنا
حماد بن سلمة.
كل هؤلاء عن
سلمة بن كهيل،
بهذا
الإسناد، نحو
حديث شعبة.
وفي حديثهم
جميعا: ثلاثة
أحوال. إلا
حماد بن سلمة
فإن في حديثه:
عامين أو
ثلاثة. وفي حديث
سفيان وزيد بن
أبي أنيسة
وحماد بن سلمة
(فإن جاء أحد
يخبرك بعددها
ووعائها
ووكائها. فأعطها
إياه). وزاد
سفيان في
رواية وكيع
(وإلا فهي
كسبيل مالك).
وفي رواية ابن
نمير (وإلا
فاستمتع بها).
{10}
Bize Kuteybetü'bnü Said de
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerîr, A'meş'den naklen rivayet etti. H.
Bize Ebû Bekir b. Ebi
Şeybe dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' rivayet etti. H.
Bize ibni Numeyr de
rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. Bu râvilerin hepsi Süfyân'dan
rivayet etmişlerdir. H.
Bana Muhammed b. Hatim
dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdullah b. Ca'fer Er-Rakkî rivayet etti.
(Dediki): Bize Ubeydullah (yâni İbni Amr Zeyd b. Ebî Üneyse'den) rivayet
eyledi. H.
Bana Abdurrahmân b. Bişr
de rivayet etti. (Dediki): Bize Behz rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b.
Seleme rivayet etti.
Bu râvilerin hepsi
Seleme b. Küheyl'den bu isnadla Şu'be Hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Her
birinin hadîsinde «üç sene» kaydı vardır. Yalnız Hammâd b. Seleme müstesna! Zîrâ
onun hadîsinde: -İki veya üç sene» kaydı vardır.
Süfyân, Zeyd b. Ebî
Üneyse ve Hammâd b. Seleme hadîsinde: «Şayet sana biri gelir, onun sayısını,
mahfazasını ve bağını haber verirse onu kendisine veriver!» ifâdesi vardır.
Vekî'in rivayetinde
Süfyân: «Aksi takdirde o senin malının sebili gibidir.» cümlesini ziyâde
eylemiştir. İbni Numeyr'in rivayetinde ise: «Aksi takdirde ondan (kendin)
istifâde et!» cümlesi vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«lukata» bahsinin bir-iki yerinde; Ebû Dâvûd ile Nesâî de «lukata»da; Tirmizî
ile İbni Mâce «Ahkâm» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Tirmizî onu rivayet
ettikten sonra : «Bu bâbta Abdullah b. Amr, Cârûd b. Muallâ , Iyâz b. Hımâr ve
Cerîr b. Abdillah 'dan da hadîsler rivayet edilmiştir.» demiş; Allâme Aynî
bunlardan maada Ömer b. Hattâb, Ebû Saîd-i Hudrî, Sehl b. Sa'd, Ebû Hureyre,
Câbir , Abdullah b. Şihhir, .Ya'lâ b. Mürra, Süveyd Ebû Ukbe, Zeyd b. Hâlid,
Âişe, sahabeden bir zât ve Mikdâd (Radiyallahû anhûm) hazerâtından da
rivayetler olduğunu kaydetmiştir.
Bunlardan Abdullah b.
Amr hadîsini Ebû Dâvûd; Cârûd b. Muallâ hadisini Nesâî; Iyaz b! Hımâr hadîsini
Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbni Mâce; Cerîr b. Abdillah hadîsini Ebû Dâvûd; Ömer'le Ebû
Saîd ve Sehl b. Sa'd (Radiyallahû anhûm) hadîslerini yine Ebû Dâvûd; Ebû
Hureyre (Radiyallahû anh) hadîsini Taberânî ; Câbir hadîsini Ebû Dâvûd;
Abdullah b. Şihhîr hadîsini İbni Mâce; Ya'lâ b. Mürra hadîsini İmam Atmed ;
Süveyd hadîsini İbni Kaani'; Zeyd b. Hâlid hadisini «Sünen» sahipleri; Âişe
hadîsini Saîd b. Mansûr; meçhul sahâbî hadisini Nesâî; Mikdâd hadîsini İbni
Mâce tahrîc etmişlerdir.
Bu hadîslerin
mecmuundan anlaşılan mânâ şudur: Yolda ve şehir hükmünde olan yerde bulunan şey
bir sene i'lân edilecek; ma'mur olmayan yerde bulunan ile rikâzın beşte biri
verilecek; lükaatayı bulan kimse onu gizlemiyecek, bilâkis bulduğuna şahid
gösterecektir. Kamçı, baston ve ip gibi şeyleri bulan kimseye onlardan İstifade
etmesi caizdir. Bir dirhem ve ip gibi eşya üç gün, daha kıymetlicesi altı gün,
daha kıymetlisi bir sene i'lân edilecektir.